Dünya ve içerdiği her şey hakkında dinmez bir meraka sahip bir simyager.
Simyanın gücünü kullanarak yaşayan şeyleri dönüştürmeyi ve dünyayı güzelleştirmeyi hedefler.
Tabii bazen ortaya çıkardığı şeyler, şahaneden ziyade garip olsa da biyo-simya alanında oldukça hatrı sayılır katkıları bulunur.Resmî Website'deki Açıklamadan[1]
Kişilik[]
Her şey hakkında meraklı bir simyager. Biyo-Simya üzerine araştırma yapar.
Oyun içi karakter özellikleri ve profil sayfası yazısı
Görünüş[]
Sucrose orta kadın modele sahiptir.
Karakter hikâyeleri[]
Karakter ayrıntıları
Sucrose, dahi simyager Albedo'nun asistanı olsa da araştırma konuları ancak bu kadar farklı olabilirdi.
Sucrose simyanın özü ve yeni canlılar oluşturma becerisi üzerine çalışmaktansa simyayı mevcut canlıları değiştirmek için kullanarak dünyadaki çeşitlilik ve renkliliği artırma üzerine çalışmayı daha ilgi çekici bulur.
Üstelik genç yaşına rağmen şimdiden muhteşem sonuçlar elde etti. Örneğin Tatlı Çiçeklerden elde edilen nektar miktarını onları özel bir iksirle sulayarak %70 oranında artırmayı başardı. Ayrıca Güneriklerinin daldan koparıldıkları andan itibaren bir ay boyunca taze kalmalarını sağlayan özel bir sprey geliştirdi.
Başta onun araştırma konularına şüpheyle yaklaşanlar bile sonuçları gördükten sonra onun olağanüstü bir simya yeteneğine sahip olduğunu kabul ettiler.
Oysa Sucrose bu yaptıklarını başarı olarak değil, başarılı bir deneye giden yolda atılan küçük adımlar olarak görür çünkü asıl hedefi tüm bunlardan çok daha büyüktür.
Hayallerini süsleyen bu hedefin ne olduğuysa bir sırdır.
Karakter hikâyesi 1
Arkadaşlık Sv. 2
Biyo-simya birçok soruya yanıt arar ve tüm bu sorular Sucrose'un dünyadaki canlılar hakkında sorduğu sorulardan ileri gelir. Sucrose'un bu soruları sormasının sebebiyse sahip olduğu doyumsuz merak duygusudur. Sucrose, diğer çoğu kişiden çok daha meraklı biridir.
Örneğin Sucrose bir keresinde çoğu kişinin basitçe bir şeker kaynağı olarak gördüğü tatlı çiçeklere merak saldı.
Aklından şu sorular geçti: Bu bitkinin en kolay tespit edilebilir özelliği tatlılığı olsa da bu durum onun kullanım alanlarını kısıtlamamızın bir gerekçesi olmalı mı? Acaba bu bitki üzerinde daha fazla çalışmaya değer mi?
Tatlı çiçeklerin çeşitli özellikleri üzerine yaptığı ayrıntılı çalışmasının sonunda aşağı yukarı otuz farklı yetiştirme planı ve sıcaklık, çevre koşulları gibi farklı değişkenleri sınayan çok sayıda kontrol grubu tasarladı.
Yine de deneyindeki olası varyasyon sayısını az hesaplamıştı. Deney başladıktan sonra Sucrose'un aklındaki sorular azalmak yerine arttı ve deneyinin sonucunda elde ettiği yeni bulgular araştırmasını ileri taşıması için ona ilham kaynağı oldu.
Sucrose hiçbir soruyu görmezden gelemez. Bir soruyu görmezden geldiğinde kendini huzursuz, hatta suçlu hisseder. Onu yanıt aramaya iten bu özelliği tasarladığı yetiştirme planı sayısının neredeyse üç yüze ulaşmasına sebep oldu.
Sonuçta ortaya yepyeni tatlı çiçek türleri çıktı. Bazı türler üç kat daha fazla çiçek açıyordu, bazılarının baş kısımları normal boyutun beş veya altı katı kadardı ve rüzgarda süzülebiliyorlardı, bazılarıysa artık tatlı bir meyve veriyordu.
Aylar süren deneylerin sonunda Sucrose tatlı çiçeklere dair tüm sorularına yanıt bulmuştu. Araştırma notlarını yazmayı bitirdiğindeyse rahat bir nefes aldı.
Hem fiziksel hem de zihinsel anlamda yorulmuş olsa da odanın üç duvarını dolduran yığın yığın biyo-simya araştırma notlarını görmek onu hem mutlu hem de tatmin ediyordu.
Karakter hikâyesi 2
Arkadaşlık Sv. 3
Çevresindekiler Sucrose'un etliye sütlüye karışmayan, içine kapanık, sessiz bir simyager olduğunu düşünür.
Oysa durum aslında bunun tam tersidir çünkü Sucrose'un dünyadaki her şeye karşı büyülü bir merakı vardır. Tek sorun Sucrose için sosyal ilişkilerde uzmanlaşmanın simyada uzmanlaşmaktan daha zor olmasıdır.
Simyada gerçeğe ulaşmak için deneme yanılma yöntemini kararlılıkla sürdürmek eninde sonunda aranılan cevaba ulaşılmasını sağlar ama sosyal ilişkilerde işin içine davranış kuralları, ruh halleri ve diğer ölçülemeyen değişkenler girer. Dahası, sosyal ilişkilerde hata yaparak öğrenmeye yönelik bir yaklaşıma yer yoktur.
Bu yüzden Sucrose bu gibi değişkenlerden ne pahasına olursa olsun kaçınmaya, merakını gidermek için aşina olduğu yöntemlere bağlı kalmaya karar verdi.
Mesela Sucrose kendisi gibi hayvan kulaklarına sahip Kedi Kuyruğu barmeni Diona ile aynı soydan gelip gelmediğini daima merak etmiştir.
Aslında bu o kadar da şahsi bir mesele değildir ve çoğu kişi rahatlıkla bu soruyu sorabilir. Yine de başkalarının da onun kulakları hakkında sorular sormasından hoşlanmayan Sucrose bunun hassas bir konu olabileceğini düşündü.
Bu yüzden en iyi bildiği yönteme, yani gözlemlemeye başvurdu.
Diona bir ay boyunca birinin gizlice onu izlediğine dair rahatsız edici bir hisse kapıldı. Han müşterilerinden birinin onu taciz ettiğini düşünüyordu ve bundan hiç memnun değildi.
"Genler benziyor ama soylar farklı. Kedi bağları daha fazla araştırma gerektiriyor. Not: Henüz bir kemik örneği elde edilemedi."
Sucrose'un o ana dek elde ettiği bulgulara dayanarak not defterine yazdığı sonuç işte bu.
Biyo-simya ile bulguların yanı sıra Sucrose bu süreçte bir şey daha keşfetti.
Bu olayın ardından kendisi için yaptığı kedi kulağı gözlüklerine bakarak kedilerin kendilerine has bir sevimliliği olduğu kanısına vardı. Gerçi insan içinde giymeye utandığı için bu gözlüğü sadece odasında yalnızken takar.
Karakter hikâyesi 3
Arkadaşlık Sv. 4
Sucrose her üç gecede bir gerçek dünyada dolaşmaya çıkar. Bu gezintilerin nadir ve önemli etkinlikler olduğunu düşünür.
Çok özel bir malzemeyi arayan Sucrose sırasıyla kasaba, Maceracılar Loncasına ve Pınarköy avcılarına uğrar.
"M-Merhaba... Ben, şey... En taze ve kaliteli k-kemiklerinizden istiyorum... Evet, üzerinde hâlâ kan ve et bulunanlardan."
İnsanlar onun bu davranışını başta epey tuhaf bulsalar da bu duruma alıştıktan sonra onun bu isteğini yerine getirmeye, hatta en nadir kemikleri onun için ayırmaya başladılar.
Bu durum Sucrose'un çok işine yaradı. Artık eline bol miktarda tavuk ve yaban domuzu kemiği geçiyordu. Hatta bir keresinde eline eksiksiz bir kertenkele iskeleti ve üzerinde hâlâ taze kan bulunan kalın bir dağ yabanisi bacağı kemiği bile geçmişti.
Bu tuhaf ve nadir kemikleri gördüğünde Sucrose'un gözleri heyecanla parlamıştı. Her seferinde Maceracılar Loncasındaki Katheryne'in önünde sayısız kez eğilerek ona içtenlikle teşekkür eder.
Kemikleri bir araya getirmek Sucrose'un merakını gideren bir aktivite olmanın yanı sıra ona ilham da verir.
Kemik toplamak aslında onun hobisidir ve bunu yapmaktan büyük keyif alır.
Sucrose bir keresinde bir annenin çocuğunu terbiye etmek için sarf ettiği sözlere kulak misafiri oldu:
"Denileni yapmazsan sırtında bez torbayla gezen o korkunç cadaloz odana gelir, kemiklerini tek tek vücudundan çıkarır ve onları alıp götürür!"
Merakına yenik düşen Sucrose bu durumu araştırdı. Hikâyenin annelerin çocuklarına söz geçirmek için kullandığı bir hayalet hikâyesinden ibaret olduğunu ve o doğmadan önce bile var olduğunu öğrendi.
Gerçeği öğrendiğindeyse rahat bir nefes aldı.
Sucrose kullandığı bez torbayı çok geçmeden deri bir torba ile değiştirdi, insanlar bu durumu fark ettiler. Sucrose bunu utandığı için de şüphe uyandırmamak için de yapmış olabilirdi...
Karakter hikâyesi 4
Arkadaşlık Sv. 5
Sucrose, Albedo'nun asistanı olarak onu desteklemek için elinden geleni yapar. Albedo'nun simya araştırmalarını anlamak zor olsa da Sucrose her seferinde çok şey öğrenir.
Beş gün beş gece süren bir deneyin sonunda Sucrose'un yorgunluktan bayılmak üzere olduğunu gören Albedo ona yedi günlük zorunlu bir tatil verdi.
Sucrose tatiline iyice dinlenmeye ve enerji toplamaya kararlı bir şekilde başladı ama ilk gün uyandığı andan itibaren tatil yaşantısına alışmakta zorlandı.
Önce sahanda yumurta, biraz sosis ve bir bardak kahveyle kahvaltı yaptı. Bunlar hakkında raporlanabilecek yeni bir şey yoktu. Sonuçta tüm bu yiyecek ve içecekleri daha önce araştırmıştı.
"Şimdiyse iyi bir kitapla güneşin altında biraz dinlensem hiç fena olmaz." diye düşündü. Bunun hakkında da raporlanabilecek yeni bir şey yoktu. Çok sayıda araştırma bu aktivitenin en iyi rahatlama yöntemlerinden biri olduğuna işaret ediyordu ama Sucrose'un okumadığı tek bir kitap; altını çizmediği, araştırmadığı ve açıklık getirmek için altına not düşmediği tek bir soru bile yoktu.
Ardından ev işleriyle ilgilendi. Çamaşır yıkadı, toz aldı ve etrafı topladı. Her şey tamamdı ancak bunlar hakkında da raporlanabilecek yeni bir şey yoktu. Temiz ve derli toplu bir ortamın zihne iyi geldiği herkesçe kabul edilen bir gerçekti.
Öğlen olmasına rağmen Sucrose bir kez bile "neden" veya "nasıl" sorularını sormaya fırsat bulamamıştı.
Canı sıkılıyordu, huzursuzdu, kaygılıydı ve bir türlü sakinleşemiyordu.
Bir araştırma konusuna odaklanmak için yanıp tutuşuyordu. Konunun ne olduğu önemli değildi. Terastaki saksı bitkilerini bile memnuniyetle araştırabilirdi. Sonuç alıp almamak dahi umurunda değildi, yalnızca zaman geçirebileceği bir şeye ihtiyacı vardı.
Solunda Lamba Otu, önünde Tatlı Çiçek, sağındaysa Sesilya vardı. Sorun şu ki, nereye bakarsa baksın gördüğü her şeyi daha önce en ince ayrıntısına kadar araştırmıştı.
Sonunda bu çabasından vazgeçti ve kendini uyumaya zorladı. Ertesi sabahsa ilk iş laboratuvara gitti.
"Tüm gün hiçbir şey araştırmıyor ve hiçbir soru sormuyorsun. Buna tatil denmez, bu bildiğin işkence!"
Karakter hikâyesi 5
Arkadaşlık Sv. 6
Sucrose'un çocukluğu her Mondstadtlınınki gibiydi. Onu seven ebeveynleri ve iyi anlaştığı arkadaşları vardı. Hayat basit ve güzeldi.
En iyi hatırladığı çocukluk hatırası muhteşem bir periler diyarı hakkında anlatılan bir hikâyeyle ilgili.
Teyvat'ın uzak bir köşesinde yüz insan boyuna ulaşabilen güzel ve pembe çiçeklerin yetiştiği, ufacık perilerin oraya buraya uçuştuğu ve güzel mi güzel tek boynuzlu atların bulunduğu keşfedilmemiş bir bölge varmış.
Sucrose ve en iyi iki arkadaşı bu büyülü yere ulaşabilirlerse sonsuza dek mutlu bir şekilde yaşayacaklarını düşünüyormuş.
Bir süre sonra arkadaşlarından biri maceracı ebeveynleriyle birlikte uzun bir yolculuğa çıkmış ve bir daha dönmemiş.
Diğer arkadaşıysa bir aile trajedisi yaşamış. Babası hasta olup hayatını kaybettikten sonra arkadaşının kişiliği tamamen değişmiş ve Sucrose ile olan arkadaşlığına son vermiş. Böylece gelecekte bir kez daha bir araya gelmek için verdikleri sözün hiçbir anlamı kalmamış.
Sucrose kendini hayatı boyunca hiç hissetmediği kadar yalnız hissetmiş. Daha periler diyarını bile göremeden arkadaşlıkları sona ermiş.
Kaderlerinde bir daha buluşmak olmasa da Sucrose eski arkadaşlıklarını bir şekilde onurlandırmak istiyormuş. İşte o sıralarda okuduğu bir kitapta simyayı keşfetmiş.
Sucrose o muhteşem yerin girişini bulma fırsatını hiçbir zaman yakalayamamış olsa da artık kendi periler diyarının yaratıcısı olma fırsatına sahip olduğunu fark etmiş.
Böylece biyo-simya çalışmaya başlayan Sucrose tüm merak ve tutkusunu bu alana yönlendirmiş.
Sucrose bu periler diyarı hikâyesinden ve yitip giden arkadaşlıklarından hiç kimseye bahsetmemiş.
Belki de bir gün ilk olarak o çocuk kitabında gördüğü yer gerçek dünyanın bir parçası olur ve arkadaşları geri döner.
3. Sis çiçeği projesi, sürüm 17, genişletme deneyi
Arkadaşlık Sv. 6
Sucrose'un kişisel periler diyarı için tür seçerken dikkate aldığı birtakım katı koşullar vardır. Sucrose deneyleri tamamlandıktan sonra standartları karşılayan türlere "geçer" notu verir.
İlk zamanlar, hikâyelerde olduğu gibi, bitkilerine egzotik isimler koymak istiyordu ancak ne zaman bir isim bulmaya çalışsa aklına hiçbir fikir gelmiyordu.
Bir bilim insanı olarak geçirdiği yılların sonunda artık isim koyma gibi nispeten basit meselelerin bile kusursuz bir mantığa dayanmasını istiyordu.
Bulduğu ilk isimlerin arasında şunlar yer alıyordu: Çimlerin üzerinde yetişen çiçekler için "Çim Çiçeği;"
Çiçeklerin altında büyüyen çimler için "Çiçek Çimeni;"
Çimlerin bolca bulunduğu yerlerde yetişen çiçekler için de "Bolçimen Çiçeği." Liste bu şekilde uzayıp gidiyordu.
Periler diyarıyla hiçbir alakası olmayan bu tarz isimleri bulmak bile Sucrose'un çok vaktini alıyordu. Hatta Sucrose bu isimleri bulana dek deneyler sona eriyordu.
Sonunda bu isim koyma işinden tamamen vazgeçti ve araştırma notlarındaki tür isimlerini kullanmaya başladı. Böyle yaptığında isimlerin çok daha uzun olduğunun farkındaydı ama yine de...
Sonuçta Sucrose bu periler diyarının yaratıcısıydı ve isimleri canı nasıl istiyorsa öyle koyabilirdi.
Önsezi
Arkadaşlık Sv. 6
Sucrose'un Önsezisini elde ettiği akşamın diğer akşamlardan bir farkı yoktu.
Yüz elli dokuzuncu karahindiba tohumu kaynatma deneyini başlatmaya hazır olan Sucrose dikkatle hazırladığı simya çözeltisini kazana boşalttı.
Kazan bir anda kaynamaya başladı ve tüm oda buharla doldu. Bu sefer nasıl bir dönüşüm gerçekleştiğini görmeye can atan Sucrose aceleyle kazanın yanına gitti. Heyecandan ne yaptığını bilmediği için elleriyle kazanın kenarlarına dokununca iki eli de yandı.
Karahindiba Tohumlarının bir kez daha yanıp kül olduğunu görünce hayal kırıklığına uğradı. Yine de kazanın içinde yeni bir şey daha vardı. Kararmış Karahindiba Tohumlarının arasında bir Önsezi duruyordu.
Sıvıyı boşaltıp Önsezisini almak yerine bir an düşündü ve kazanın içindekileri kaynatmaya devam etmek için ateşi bir kez daha yaktı.
Karahindiba Tohumlarıyla Önsezisi arasında nasıl bir tepkime gerçekleşeceğini merak ediyordu.
Ne yazık ki kazan üç saat boyunca kaynamasına rağmen deney başarısızlıkla sonuçlandı.
Yine de bu deneyden çok büyük bir ödül elde ettiğini inkar edemezdi. Önsezisinin sağladığı element enerjisi gelecekteki biyo-simya girişimlerindeki en büyük yardımcısı olacaktı.
İsim kartı[]
| Sucrose: Biyo-Simya | |
|---|---|
| [[File:|150px|link=Sucrose: Biyo-Simya]] | Elde edilebilirlik: Sucrose ile 10. Arkadaşlık Seviyesi'ne ulaşma ödülü Açıklama: Yok olmadan önce bir Rüzgar Hipostazını yakından incelersen aslında kare olduklarını fark edeceksin. |
Takımyıldızı[]
| Deney Tüpü | |
|---|---|
|
|
Karakter bahsetmeleri[]
Hikayeler
| Karakter | Hikayeler |
|---|---|
Replikler
| Karakter | Replikler |
|---|---|
| |
| |
|
Posta[]
- Doğum günü/Sucrose
Diğer diller[]
Karakter başlığı: Masum Şeker[]
| Dil | Resmî Adlandırma |
|---|---|
 Türkçe | Masum Şeker |
 İngilizce | Harmless Sweetie |
 Çince(Basitleştirilmiş) | 无害甜度 Wúhài Tiándù |
 Çince(Geleneksel) | 無害甜度 Wúhài Tiándù |
 Japonca | 無害の甘味 Mugai no Amami |
 Korece | 무해무해한 달콤함 Muhaehan Dalkomham |
 İspanyolca | La Dulzura Inofensiva |
 Fransızca | Alchimiste 100 % naturelle |
 Rusça | Безобидная карамелька Bezobidnaya karamel'ka |
 Tayca | ความหวานที่ไร้พิษสง |
 Vietnamca | Độ Ngọt Vô Hại |
 Almanca | Harmlos und süß |
 Endonesyaca | Harmless Sweetie |
 Portekizce | Doçura Inofensiva |
 İtalyanca | Dolcezza innocua |
Kaynakça[]
Gezinti[]
| |||||||||||||||||||||||||||||
