tutturmak
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Eylem
[değiştir]tutturmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi tutturur)
- tutmasını sağlamak
- bir işe başlayıp sürdürmek, bir şeyi yapmakta olmak
- Urumeli Hisarı'na oturmuşum. Oturmuş da bir türkü tutturmuşum. - O. V. Kanık
- aklına koyup direnmek, ısrar etmek
- Sakal diye tutturmuş, başka laf dinlemiyor. - M. Ş. Esendal
- çivi, toplu iğne, çengelli iğne vb. ile iliştirmek, bağlamak
- hedefe vardırmak, değdirmek, isabet ettirmek
- Taşı fırlattı ama tutturamadı. - Halikarnas Balıkçısı
- takip etmek
- Geldiği yolu tutturup gene tek başına mahalle kahvesinin kapısı önüne kadar geldi. - M. Ş. Esendal
Çeviriler
[değiştir]Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "tutturmak" maddesi
Eski Türkçe
[değiştir]Bu sözcüğün, biçim ve içerik olarak Vikisözlük standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Madde düzenleme ve Vikisözlük standartları ile ilgili bilgi
Bu sözcükte ayrıca şu sorunlar da bulunmaktadır:
- Bu söz(cük), ait olduğu dilin kullandığı Eski Türkçe alfabesinde yazılmamıştır.
Eylem
[değiştir]- tutturmak
- yakalatmak