toplamak
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Eylem
[düzenle]toplamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi toplar)
- bir araya getirmek
- Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak. - O. S. Orhon
- devşirmek
- Kırlardan çiçek topladık.
- devşirip kaldırmak
- Sofrayı toplamak.
- Yatakları toplamak.
- dağınıklıktan kurtarmak
- Bu odayı biraz toplamak gerek.
- bir araya getirmek, düzene sokmak, düzeltmek
- Uzun yağlı saçlarını parmaklarıyla taradı, kalpağının altında topladı. - M. Ş. Esendal
- artırıp biriktirmek
- Epey servet toplamış.
- hizmete çağırmak
- Asker toplamak.
- vergi veya bağışı verecek olanlardan almak
- şişmanlamak, kilo almak
- çıban, yara irinlenmek
- (matematik) sayıları veya nicelikleri birbirine ekleyip toplamını bulmak
Deyimler
[düzenle]nal toplamak, pılı pırtı toplamak, pılı pırtıyı toplamak, su toplamak, tası tarağı toplamak, ufağını tefeğini toplamak yemi toplamak
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "toplamak" maddesi
Türkmence
[düzenle]Eylem
[düzenle]toplamak
- derlemek, toplamak
Kaynakça
[düzenle]- Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.