İçeriğe atla

taşımak

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Eylem

[düzenle]

taşımak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi taşır)

  1. bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek
    Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı. - S. F. Abasıyanık
  2. üstünde bulundurmak
    Boynundan asılmış gümüş bir köstek taşırdı. - Y. K. Beyatlı
  3. bir nesnenin ağırlığını yüklenmek
    Değirmenin üstünde ise değirmen koluyla birleşen çarkı taşıyan bir çanak bulunur. - S. Birsel
  4. boru, kanal vb. ile sıvı maddeleri bir yerden başka bir yere aktarmak
  5. giymek
    Devlet üniforması taşıyordu. - H. Taner
  6. sahip olmak, özellik olarak bulundurmak
    İnsanlar müşterek tecrübeleri taşıdıkları için birbirlerinin ne dediklerini anlayabilirler. - İ. Özel
  7. katlanmak, üstlenmek, yüklenmek, çekmek
    • Ayfer Tunç, 2014 Dünya Ağrısı, sayfa 220 , Can Yayınları
      "Âşık olamadığı Şükran'a bunca yıl sırtını dayamış olduğunu kabul ediyor artık. Şükran onu taşıdı. Sevmek diye bir şey varsa onunki."
  8. (fizyoloji) duymak, hissetmek
    İçlerinde her şeye karşılık bir suçluluk duygusu taşırlar. - T. Dursun K

Deyimler

[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]