gün
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]Köken
[düzenle]- Osmanlı Türkçesi كون, Eski Türkçe kün (kün).
Ad
[düzenle]gün (belirtme hâli günü, çoğulu günler)
gün hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
- belirli günlerde ev hanımlarının misafir ağırlamak için yaptıkları toplantı
- Yarın Ayşe Hanım'ın günü.
- Güneş ışığı
- içinde bulunulan zaman
- Aylıkları, günün ihtiyaçları karşısında devede kulak gibi kalıyordu. -|Reşat Nûri Güntekin
- iyi yaşanmış zaman
- Zavallı gün görmedi.
- sıra, zaman
- Ama şu son günlerde büyük bir ilerleme olmuştu kadında. . Ayşe Kulin
- tarih
- (astronomi) Güneş
- (zaman) bayram niteliğinde özel gün
- Bugün Fransızların günü imiş.
- (zaman) çağ, devir
- (zaman) gündüz
- Bütün gün yanında kalırdım. - Adalet Ağaoğlu
- (zaman) yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir defa dönmesiyle geçen 24 saatlik süre
- |Kız kardeşi üç yıl, bir gün olsun canı sıkılmadan yaşadı Tatvan'da. Necati Cumalı
Çekimleme
[düzenle]gün adının çekimi
Deyimler
[düzenle]felekten bir gün çalmak, gün batımı, gün gibi aşikâr, gün görmek, gün ola harman ola, gününü doldurmak, gününü gün etmek, kara gün, yakın gün
Üst kavramlar
[düzenle]Alt kavramlar
[düzenle]zaman
Kelime birliktelikleri
[düzenle]24 saatlik süre
Türetilmiş kavramlar
[düzenle]bugün, günce, güncel, güncü, güncük, günken, günle, günlü, günlük, günse, günsüz, günümüzm her gün
zaman dilimi
|
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "gün" maddesi
Atasözleri
[düzenle]- Ak akçe kara gün içindir
- Ak gün ağartır, kara gün karartır
- Arife günü aşa ne, bayram günü tıraşa ne?
- Arife günü yalan söyleyenin bayram günü yüzü kara çıkar
- Bir adama kırk gün ne dersen o olur
- Bir günlük ölüye üç gün yiyecek gerek
- Buyurmadan tutan evlat, gün doğmadan kalkan avrat, deh demeden yürüyen at
- Deliye her gün bayram
- Dünya ölümlü, gün akşamlı
- Eski diye atma kürkünü; gerek olur bürünürsün bir günü
- Fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü
- Gün gelir devran döner
- İmece günü bulutlu, görmeyene ne mutlu
- Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner
- Zenginin azğını, kürk giyer yaz günü
Azerice
[düzenle]Köken
[düzenle]- Eski Türkçe kün (kün).
Söyleniş
[düzenle]- Heceleme: gün
Ad
[düzenle]gün
- (zaman) gün
Ek okumalar
[düzenle]- Azerice Vikipedi'de gün
Gagavuzca
[düzenle]Köken
[düzenle]- Eski Türkçe kün (kün).
Söyleniş
[düzenle]- Heceleme: gün
Ad
[düzenle]gün
- (zaman) gün
Kaynakça
[düzenle]- Etymological Dictionaries - Andras Rajki
Ek okumalar
[düzenle]- Gagavuzca Vikipedi'de gün
Türkmence
[düzenle]Köken
[düzenle]- Eski Türkçe kün (kün).
Söyleniş
[düzenle]- Heceleme: gün
Ad
[düzenle]gün
- (zaman) gün
Kaynakça
[düzenle]- KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.
Ek okumalar
[düzenle]- Türkmence Vikipedi'de gün
Kategori:
- Türkçe 1 heceli sözcükler
- Türkçe IPA okunuşu olan sözcükler
- Osmanlı Türkçesi kökenli Türkçe sözcükler
- Türkçe sözcükler
- Türkçe adlar
- Türkçede zaman
- Eski Türkçe kökenli Azerice sözcükler
- Azerice 1 heceli sözcükler
- Azerice sözcükler
- Azerice adlar
- Azericede zaman
- Eski Türkçe kökenli Gagavuzca sözcükler
- Gagavuzca 1 heceli sözcükler
- Gagavuzca sözcükler
- Gagavuzca adlar
- Gagavuzcada zaman
- Eski Türkçe kökenli Türkmence sözcükler
- Türkmence 1 heceli sözcükler
- Türkmence sözcükler
- Türkmence adlar
- Türkmencede zaman