Mihriban Muharebesi (1630)
Mihriban Muharebesi | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı | |||||||||||
| |||||||||||
Taraflar | |||||||||||
Osmanlı Devleti | Safevî Devleti | ||||||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||||||
Nogay Paşa | Zeynel Han Şamlu | ||||||||||
Güçler | |||||||||||
10.000 | 4.000-5.000 | ||||||||||
Kayıplar | |||||||||||
Bilinmiyor. |
700 ölü 1.500 esir 2.000 yaralı (tahmini) |
Mihriban Muharebesi, 5 Mayıs 1630'da Osmanlı Devleti ile Safevi kuvvetleri arasında Mihriban (bugün Merivan) civarında yapılan ve Osmanlıların zaferiyle biten meydan savaşı, 1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı'nda bir evre.
Muharebe öncesi
[değiştir | kaynağı değiştir]Sadrazam Hüsrev Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Osmanlı Devleti 1623'ten beri Safevilerin elindeki Bağdat'ı geri almak için 1630 yılında ikinci kez sefere çıktı. Bir yıl önce 1587 yılından beri Safevî tahtında bulunan Şah Abbas ölmüş (19 Ocak 1629), yerine Şah Safi (1629-1642) çıkmıştı.
Hüsrev Paşa Osmanlı ordusunun başında 10 Temmuz 1629'da Üsküdar'dan harekete geçtikten sonra 20 Aralık 1629'da Musul'a ulaştı. Kışın olumsuz koşullarının geçmesinin ardından 28 Ocak 1630'da yeniden harekete geçen Ordu, şiddetli yağışlardan dolayı kabarmış olan Zap Nehri'ni güçlükle geçti. Ancak Bağdat'a giden yolların tamamen balçık halinde olmasının başta ordunun ağırlıklarının nakli olmak üzere ordunun intikalini ve ikmalini olanaksız hale getirdiğinden ve Şehrizor bölgesinde toplanan Safevilere bağlı Kürt aşiretleri ordunun gerisini tehdit ettiğinden Bağdat yerine doğuya ilerlenmesine karar verildi.
Osmanlı ordusu Şehrizor'a yürürken bölgedeki Kürt beyleri Hüsrev Paşa'ya itaat arzettiler ve 39 sancak Osmanlı Devleti'ne katıldı. İleri harekâtını sürdüren Osmanlı ordusu Safevilerce yıkılmış bulunan Gülanber Kalesi'nin harabelerine ulaştı ve 16 Mart 1630'da burayı yeniden inşa etmeye girişti. 6 Mayıs'ta kalenin yapımını bitiren Osmanlı ordusu yine doğuya doğru Hasanabad'a yöneldi (bu şehri Akkoyunluların Hükümdarı Uzun Hasan yaptırmıştı).
Hüsrev Paşa, Şehrizor ile Hasanabad arasındaki en önemli müstahkem mevki olan Mihriban Kalesi'ni fethetmek üzere, Halep Beylerbeyi Nogay Paşa'yı 10.000 askerle birlikte görevlendirdi. Rumeli Beylerbeyi Deli Yusuf Paşa, Şam Beylerbeyi Küçük Ahmed Paşa, Sivas Beylerbeyi Demirkazık Halil Paşa ve Adana Beylerbeyi Sevündük Paşa'nın birlikleri ile Mustafa Ağa komutasındaki bir Yeniçeri tümeni de Nogay Paşa'ya katıldılar.
Mihriban Kalesi'nin teslim olacağına dair intiba edinilince Osmanlı birliği Hüsrev Paşa'nın gelişini beklemek üzere kale civarındaki sahrada çadır kurdu. Bu sırada ise Safevi Orduları Başkomutanı (Sipahsalar) Zeynel Han Şamlu 40 ilâ 50.000 kişilik ordusuyla Mihriban Kalesi'ni kuşatmadan kurtarmak amacıyla ilerledi.
Muharebe
[değiştir | kaynağı değiştir]Zeynel Han, hazırlıksız bir şekilde Şehrizor'da bekleyen Osmanlı ordusunun ana kısmını ansızın basma hususunda kendisine yapılan tavsiyeleri dinlemedi ve önce Mihriban'daki daha küçük çaplı birliği yenerek imha etmeyi tasarladı.
Bununla birlikte sayıca İran ordusunun dört ilâ beşte biri olan Osmanlı ordusu muharebeye hazırlıklıydı. İki ordu 5 Mayıs 1630'da karşı karşıya geldi. Özellikle Demirkazık Halil Paşa'nın (bu lakabı bu muharebe sonucunda almıştır) taarruzları İranlıları sarstı. Zeynel Han'ın Mihriban'a yaklaştığını duyan Hüsrev Paşa'nın bölgeye gönderdiği takviye birlik de Nogay Paşa safında çatışmaya girince İran ordusundaki çözülme bozgun halini aldı. 3.000 ölü ve 2.000 esir (yaralı sayısının da 5.000'e yakın olması tahmine müsaittir) veren Zeynel Han geri çekildi. Ancak Safi Şah'ın bulunduğu ordugâha vardığında yenilgiden sorumlu tutularak idam edildi.
Muharebe sonrası
[değiştir | kaynağı değiştir]İran ordusunun başkomutanlığına Rüstem Han getirildi ve azledilen Zeynel Han hezimete neden olması nedeniyle idam edildi. Ancak, İran ordusu toparlanmak üzere bölgeyi tahliye ederek doğuya çekildi.
Hüsrev Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu da önünde direnebilecek bir kuvvet kalmayınca 5 Mayıs'ta Şehrizor'dan ayrılarak önce Mihriban Kalesi'ni fethetti. Ardından Hasanabad direnişle karşılaşılmadan ele geçirildi ve tamamen tahrip edildi. Osmanlı ordusu 9 Haziran'da ulaştığı Hemedan'ı da terkedilmiş buldu. 15 Haziran'a kadar burayı tamamen yıkan Osmanlı ordusu Kazvin'e doğru ilerledi ve 18 Haziran'da Dergüzin'i zaptetti ve burayı da yıkıma uğrattı.
Ancak Hüsrev Paşa, gerek Osmanlı ordusunun ikmal merkezinden çok uzaklaşmış olmasından dolayı gerek bölgenin İranlılarca yakılıp yıkılmış bir halde bırakılmış olması neticesinde Osmanlı ordusunun lojistiğini güçleştirmesi nedeniyle, ileri harekâtı durdurdu ve seferin asıl amacı olan Bağdat'ı geri almak üzere yeniden batıya yöneldi.
Ayrıca bakınız
[değiştir | kaynağı değiştir]Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]Dış bağlantılar
[değiştir | kaynağı değiştir]- Joseph von Hammer, "Büyük Osmanlı Tarihi", c.9, s. 106-107 18 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Özer Küpeli, "Osmanlı-Safevi Münasebetleri (1612-1639), ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir (2009) 18 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- "Iran at War: 1500-1988", Kaveh Farrokh, Osprey Pubishing (2011)[ölü/kırık bağlantı]
- "The Ottoman Empire: A Historical Encyclopedia", Mehrdad Kia, ABC-CLIO (2017), s. 129[ölü/kırık bağlantı]
- "The Cambridge History of Iran", Peter Jackson & Lawrence Lockhart, 6. cilt, Cambridge University Press (1986), s. 284[ölü/kırık bağlantı]