Şu ana kadar yaptığım her şey, bugünün geleceğini düşündüğüm içindi. Haklı olup olmadığımı kanıtlayabilirdim. Pek çok kez… Ölüm gözüme daha kolay gözüktü. Ama her zaman babamla paylaştığım hayalim aklımda belirdi. Ve şimdi, hayallerimize ulaşıp onları kapmak için cevaplara çok yakınım. | ||
— Erwin, neden yaşadığını sorguluyor |
Erwin Smith (エ ル ヴ ィ ン ・ ス ミ ス Eruvin Sumisu ? ) Keşif Birliği’nin 13. Komutanıdır. (団 長 Danchō ? )
Çok zeki ve büyük saygı duyulan Erwin, yetenekli bir komutandı. Adamlarına çok değer verir, ancak onları insanlığın iyiliği ve refahı için hayatını feda etmekte tereddüte düşmezdi. Adamları hayatlarını kaybedeceklerini bildikleri halde bile Erwin’in onlara verdiği emirleri uygulayarak ona çok büyük saygı duyduklarını kanıtlamışlardı. Erwin Uzun Menzilli Keşif Düzeni’ni geliştirmişti. Geleceği hakkındaki belirsizlik nedeniyle, daha sonra yerine geçecek olan yeni komutan olarak Hange Zoë'yu seçti.
Dış görünüş[]
Erwin’in komuta eden sert bir görünüşü vardı. İki yana taranmış sapsarı saçları ve uzun boyuyla diğer askerlere göre daha çok dikkat çekerdi.
Erwin her zaman sakin ve toplu bir ifade takınırdı. Buzlu mavi gözleri en çarpıcı özelliklerinden biriydi. Kaşları ise oldukça belirgin ve gürdü.
Erwin tipik olarak standart askeri üniforma giyerdi. Görevdeyken ise Keşif Birliği’nin atanmış pelerinini giyerdi. Ayrıca diğer komutanlar, Nile Dawk ve Dot Pyxis gibi boynuna küçük zümrüt bir bolo kravat takardı.
Zırhlı Titan ikinci kez ortaya çıkışında, Erwin bir Titan tarafından ısırıldığı sırada sağ kolunu omzunun hemen aşağısından itibaren kaybetmiştir.
Kişilik[]
Erwin ciddi, ileri görüşlü, geleceğe dair plan yapmadan hareket etmeyen biridir. Adamlarına güvendiği halde Keşif Birliği’nde casus olduğunu fark eden ilk kişi o oldu ve risk alarak bu hayati bilgiyi hangi askerlerle paylaşacağını, hangisini içeride tutacağını seçti. Ayrıca, söz konusu haini yakalamak için kullanılan planın tasarlanmasında büyük rol oynadı. Eren Jaeger’ı yargılamak için düzenlenen askeri görüşme ve askerliğe alım şubelerini seçen öğrenciler gibi pek çok insanı etkileme kararlılığına sahip, etkili bir konuşmacıdır. Ancak birliğinin yaşadığı hiçbir tehlikeyi de küçümsemez.
Erwin çok acımasız biridir. İyi ya da kötü, alay ya da övgü olan tüm haberleri aynı acımasız tavırla kabul eder çünkü hedeflerini bilir ve onları takip etmekten vazgeçmez. Nihai hedefi, insanlığın bir kereliğine bile olsa Titan’lar üzerinde baskın tür haline gelmesiydi. Ve bu hedef için her şeyi feda etmeye hazırdı.
Bu eşsiz, acılara göğüs geren niteliğini, Garnizon Komutanı Dot Pyxis, Bölüm Komutanı Ian Dietrich ve Baş Komutan Dhalis Zachary gibi devlet için önemli adamlarla paylaşırdı. Armin Arlert’e göre, Erwin ve bahsi geçen üç komutan, gelecekte insanlığın refahı için adamlarını ve kendisini ölüme gönderme kabiliyetine sahiptir. Sadece kendilerini düşünen adamların feda edemeyeceği her şeyi onlar insanlık uğruna feda edebilirdi. Bu tür kararları tereddüt etmeden verebilmesi, onu Dişi Titan’ı yakalama gibi onu birçok stratejik planda öne çıkarıyor.
Bu özgüvenli ve kararlı duruşunun ardında, hala insansı bir yana sahipti. Görüşleri doğrultusunda ilerlerken, bazı eylemlerinde hata yapıp yapmadığını sürekli sorgular ancak fikirleri doğrultusunda ilerlemekten vazgeçmez. Dot Pyxis ve Dhalis Zachary onun görüşlerinde, insanlık çıkarları doğrultusunda değil, kendi görüşlerinin ardından gittiğini düşünür. Ve bir keresinde Kumandan Pyxis, Erwin’i açıkça insanlığın refahından çok kendi fikirlerini önemsediği için suçladı.
Uzun vadede Erwin’in görüşlerinin doğruluğu kanıtlandı. Son görevi olan Shigansina'da, Canavar Titan’ı yenebilmek için kendi hayatını feda etmeye ve bodrumda yatan gerçeği öğrenemeden bu dünyadan göçmeye istekli olmasa da Levi Ackerman ile konuşup zorlandı, kendi planını ona açıkladı. Eren’İn evinin bodurum katında saklı olan sırları ve duvar dışında olan dünyayı keşfetmekten, babasının teorilerinin doğruluğunu kanıtlamaktan hiç istemeyerek de olsa vazgeçti. Bunu da bu yol uğrunda kaybettiği yoldaşlarına karşı duyduğu suçluluğu hafifletmek ve Maria Duvar’ını geri almanın tek yolu bu olsa da dünyayı keşfedip anlama hayali o kadar güçlüydü ki, bunu insanlığın zaferinden daha çok önemsediğini Levi’a itiraf etti.
Ancak bu bencilliği kalpsizlikten çok merak duyduğu şeylerin üzerine gitme isteğiydi. Tutkuları uğruna feda edilen sayısız kişiye karşı büyük pişmanlık da duyuyordu. Fakat bu arkadaşlarının onu bir yerden izlediği ve elde edilecek şeyler uğrunda ne yapacağını beklediklerini hissettiği için bu yolda yürümeye devam etti. Bu pişmanlığı zaman zaman onu intihara meyilli hale getirse de merakı bu düşüncelerinin önüne geçti. Daha sonra Erwin özverili bir karar vererek, askerleriyle birlikte, Canavar Titan’ın saldırılarını bir nebze olsun hafifletmek uğruna hayatlarını feda etti.
Geçmiş[]
Erwin, çocukluğunda meraklı ve araştırmayı seven, gerçeği körü körüne kabullenmeyen onun yerine kendi öğrenmek isteyen bir çocuktu. İnsanların duvarların içine hapsolmadan önce yaşadığı hayatla alakalı hiçbir anısı olmamalarını garipserdi. Çünkü onlar bütün tarihi bilgileri kaybetse bile, insanların çocuklarına gerek hikaye gerek sözle anlatarak geçmiş yaşamdan tamamen kopulamayacağına inanırdı. Babası, Erwin’e bir teoriden bahsetti. [[Babasının)) düşüncesi Kral’ın insanları duvar içerisine soktuktan sonra, onları daha rahat kontrol edebilmek için anılarını değiştirdiği yönündeydi. Erwin, babasının bu düşüncelerini neden sınıfla paylaşmadığını düşünemeyecek kadar masumdu. Babasının teorisini diğer çocuklarla paylaştı fakat bu teori yayıldığında, babasının ‘’kaza sonucu’’ ölümü, Askeri Polis Teşkilatı tarafından planlandı ve uygulandı.
O zamandan beri Erwin, babasının teorisinin doğruluğuna inandı. Bununla beraber, Erwin kendi başına bir sonuca vardı; Hükümetin topraklara ve servetlere verdiği değeri, insanlara vermediği ve onların otoritesini tehdit eden herkesi öldüreceklerine emin oldu.
Asker olmak için birliğe katıldığında,Nile Dawk ile arkadaşlık kurdu ve