Fentanil

kimyasal bileşik

Fentanil (Fentanyl), ilk olarak 1950'lerin sonunda Belçika'da bulunan Janssen Pharmaceutica tarafından sentez edilmiş, morfinden yaklaşık 80 kez, meperidinden ise 500 kat daha güçlü olan bir opioid analjeziktir.[1] Fentanil, Sublimaze ticari adı altında bir intravenöz anestezik olarak 1960'larda tıbbi çalışmalarda kullanılmaya başlamıştır. Preparatlarda Fentanil sitrat tuzu hâlinde bulunur. Günümüzde çeşitli dozlarda - Türkiye'de - 0,05 mg/ml konsantrasyonda ampuller ve transdermal flaster şeklinde formları bulunmaktadır.

Fentanil
Klinik verisi
Uygulama
yolu
oral, intravenöz terapi, intramuskular enjeksiyon, transdermal flaster
Farmakokinetik veri
Biyoyararlanım%92 transdermal
Protein bağlanma%80-85
Metabolizmahepatik
Eliminasyon yarı ömrü3-12 saat
Boşaltımidrar
Tanımlayıcılar
  • N-(1-(2-feniletil)-4-piperidinil)-N-fenil-propanamid
CAS Numarası
PubChem CID
DrugBank
CompTox Bilgi Paneli (EPA)
ECHA Bilgi Kartı100.006.468 Bunu Vikiveri'de düzenleyin
Kimyasal ve fiziksel veriler
FormülC22H28N2O
Mol kütlesi336.471
Erime noktası875 °C (1.607 °F)

Molekül DSÖ'nün Temel İlaçlar Listesi'nde yer almaktadır.

Kullanım Şekli

değiştir

Hastane ortamında ve uzman kişilerce kullanılmalıdır. Opioid bir ajan olan fentanil Türkiye'de kırmızı reçete ile ve rapor yazılarak verilir. Kliniklerde droperidol ile kombine verildiğinde etkin bir nöroleptanaljezik olur.

Endikasyonları

değiştir

Genel ya da lokal anestezide narkotik analjezik katkısı olarak; anestezinin indüksiyonunda droperidol gibi bir nöroleptik ile birlikte anestetik premedikasyon olarak ve genel ya da lokal anestezinin idamesinde yardımcı olarak ve majör cerrahi operasyona girecek yüksek-riskli hastalarda oksijen ile anestetik ajan olarak kullanılır.

Kontrendikasyonları

değiştir

İlacın bileşenlerinden birine ya da başka morfinomimetiklere karşı toleransı olmayan hastalarda kontrendikedir.

Uyarılar

değiştir

Tüm güçlü opiodlerde olduğu gibi, solunum depresyonu dozla ilişkilidir ve Naloxone gibi spesifik bir narkotik antogonisti ile geri döndürülebilir, ancak solunum depresyonunun opioid etkisinden daha uzun sürebilmesi nedeniyle daha sonra ek dozlar gerekebilir. Derin analjeziye post-operatif periyotda da kalıcı olan ya da nüks edebilen belirgin solunum depresyonu eşlik edebilir. Anestezi sırasında hiperventilasyon hastanın CO2'e yanıtını değiştirebilir bu da post-operatif solunumu etkiler. Torakal kasları da kapsayan kas rijiditesi ortaya çıkabilir. Non-epileptik miyoklonik hareketler ortaya çıkabilir. Yeterli miktarda antikolinerjik almayan hastalarda ya da fentanil non-vagolitik kas gevşeticilerle kombine edildiğinde bradikardi ve muhtemelen asistol ortaya çıkabilir. Bradikardi atropinle tedavi edilebilir. Opioidler özellikle hipovolemik hastalarda hipotansiyonu indükleyebilirler. İntraserebral uyumu tehlikede olan hastalarda hızlı bolus enjeksiyonlardan kaçınılmalıdır. Kronik opioid terapisinde olan ya da opioid bağımlılık öyküsü bulunan hastalarda daha yüksek doz gerekebilir. Yaşlı ya da zayıf hastalarda dozun azaltılması önerilir. Kontrol edilemeyen hipotiroidizm, pulmoner hastalık, solunum rezervinin azalması, alkolizm, yetersiz böbrek ya da karaciğer fonksiyonu olan hastalarda opioidler dikkatle titre edilmelidir. Fentanil droperidol ile birlikte kullanıldığında hipotansiyon insidansı daha yüksektir. Droperidol ekstrapiramidal semptomları indükleyebilir ama bu durum antiparkinson ajanlarla kontrol altına alınabilir. Gebe hastalara uygulanmasından önce riskler ve potansiyel yararlar değerlendirilmelidir. Fentanilin plasentaya geçmesi ve fötal solunum merkezinin opiatlara özellikle duyarlı olması nedeniyle doğum sırasında (sezaryen de dahil olmak üzere) uygulama önerilmez (i.m. ya da i.v.). Anne sütüne geçebilir. Bu nedenle bu ilacın uygulanmasında sonraki 24 saat içinde emzirme önerilmez. Hasta yalnızca uygulamanın ardından yeterli zaman geçtiğinde araç ya da makine kullanabilirler.

Yan etkileri

değiştir

İntravenöz opioid ugulamasıyla bağlantılı olarak ör. solunum depresyonu, apnea, kas rijiditesi (torakal kasları da içerebilen), miyoklonik hareketler, bradikardi, (geçici) hipotansiyon, bulantı, kusma ve baş dönmesi gibi advers reaksiyonlar görülebilir. Daha seyrek bildirilen advers reaksiyonlar: Larenks spazmı, alerjik reaksiyonlar (anaflaksi, bronkospazm, prurit, ürtiker gibi) ve asistol bildirilmiştir. Nadir olgularda operasyondan sonra sekonder rebound solunum depresyonu gözlenmiştir. Droperidol gibi bir nöroleptik ile kullanıldığında ürperme ve/veya titreme; huzursuzluk, post-operatif halüsinasyon episodlar; ve ekstrapiramidal semptomlar görülebilir.

İlaç etkileşimleri

değiştir

Barbitüratlar, benzodiazepinler, nöroleptikler, halojenik gazlar, non-selektif MSS depresanları (ör. alkol) narkotiklerin neden olduğu solunum depresyonunu güçlendirebilirler. Fentanil çoğunlukla CYP3A4 tarafından büyük ölçüde ve hızlı biçimde ve metabolize edilir. Oral ritonavir i.v. fentanil klirensini üçte iki oranında azaltmıştır; ancak tek doz i.v. fentanil uygulamasının ardından elde edilen maksimum plazma konsantrasyonu etkilenmemiştir. Herhangi bir cerrahi ya da anestezik uygulamadan 2 hafta önce MAO inhibitörlerinin bırakılması gerekir.

Kaynakça

değiştir
  1. ^ "Fentanil". Hakan ALBAYRAK, Yeşilay. 14 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2024.