Kariyer
222 Followers
Recent papers in Kariyer
Bu araştırmanın amacı, 2018-2019 eğitim ve öğretim yılında Bolu il merkezindeki okul türlerinin tümünde görev yapan öğretmenlerin öznel kariyer başarılarına ilişkin algılarını ortaya çıkarmak ve bu algıları çeşitli değişkenler açısından... more
Bu araştırmanın amacı, 2018-2019 eğitim ve öğretim yılında Bolu il merkezindeki okul türlerinin tümünde görev yapan öğretmenlerin öznel kariyer başarılarına ilişkin algılarını ortaya çıkarmak ve bu algıları çeşitli değişkenler açısından incelemektir. Karma yöntem desenlerinden biri olan sıralı açıklayıcı desenin kullanıldığı araştırmada nicel veriler, Öznel Kariyer Başarısı Ölçeği (Budak & Gürbüz, 2017) kullanılarak toplanılmıştır. Bolu merkez ilçedeki 94 resmî okulda görev yapan 3127 öğretmenden oluşan araştırma evreni içerisinden tesadüfî örnekleme yöntemiyle seçilen 24 resmî okulda görev yapan 512 öğretmenden elde edilen nicel veriler, öncelikle güvenirlik analizine tabi tutulmuş olup Cronbach's alpha iç tutarlılık katsayıları (α=.808 ile α=.945 arasında) nicel verilerin analiz için güvenilir olduğunu göstermiştir. Non-parametrik testler kullanılarak yapılan nicel analizlerin sonuçlarına göre; öğretmenlerin öznel kariyer başarılarına ilişkin görüşleri "kısmen katılıyorum" düzeyindedir. Ölçeğin boyutları arasında en yüksek aritmetik ortalamanın İşin Anlamlılığı boyutunda, en düşük aritmetik ortalamanın Tatmin boyutunda olduğu tespit edilmiştir. Öğretmenlerin medeni durum değişkeninde anlamlı bir fark ortaya çıkmazken; cinsiyet, görev yapılan okul türü, mesleki kıdem ve öğrenim durumu değişkenlerinde anlamlı bir fark ortaya çıkmıştır. Nicel analiz sonucunda ortaya çıkan anlamlı farkları derinlemesine incelemek için araştırmada nitel yöntem kullanılmıştır. Durum çalışması deseninde devam eden araştırmada, nitel veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından ölçme aracının içeriğine uygun olarak hazırlanan yarı yapılandırılmış "Öğretmen Görüşme Formu" kullanılmıştır. Nitel veriler, amaçlı örneklem yöntemiyle seçilen 32 öğretmenden elde edilmiştir. Elde edilen nitel veriler, betimsel analiz yöntemiyle analiz edilmiş ve bu yöntemle nicel sonuçların altında yatan gerekçelere ulaşılmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Öğretmen, kariyer, öznel kariyer başarısı, karma yöntem çalışması
Anahtar Kelimeler: Öğretmen, kariyer, öznel kariyer başarısı, karma yöntem çalışması
Görevde yükselme kavramı, çalışanların ifa ettikleri görevlerinden daha üst bir göreve gelmelerini ifade etmektedir. Konu, örgüt üst yönetimlerini ve hizmet alıcılarını da yakından ilgilendirmektedir. Nitekim görevde yükselme sadece... more
Görevde yükselme kavramı, çalışanların ifa ettikleri görevlerinden daha üst bir göreve gelmelerini ifade etmektedir. Konu, örgüt üst yönetimlerini ve hizmet alıcılarını da yakından ilgilendirmektedir. Nitekim görevde yükselme sadece çalışanlar için anlam taşıyan bir olgu değildir. Özel sektörde faaliyet gösteren örgütlerde olduğu gibi kamu örgütlerinin de iş ve işlemlerini nitelikli ve verimli sürdürebilmesi için yönetici pozisyonlarının doldurulmasını sağlayacak görevde yükselme sistemi büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda son derece önemli bir kavram olan görevde yükselme, çalışanların mevcut görevlerinden yetki ve sorumluluk itibariyle daha geniş bir görev alanına terfi etmeleri anlamında kullanılmaktadır. Kariyer kavramı ise görevde yükselme kavramı ile birlikte örgütün kariyer planlamalarını, kariyer yönetimlerini de kapsayarak daha makro bir bakış açısını ifade etmektedir. Ülkemizde kariyer kavramı daha çok özel sektörde tercih edilirken görevde yükselme kavramı kamu bürokrasisinde sıklıkla kullanılmaktadır. Görevde yükselme sisteminin özellikleri, uygulanma biçimi, kamunun yönetimde etkinlik ve etkililik gereksinimlerini karşılayıp karşılayamadığı kamuoyunda tartışılmakta ve değerlendirilmektedir. Bu bağlamda Türkiye'de kamu çalışanlarının, sınıf ve mesleklerinde yükselebilmelerini öngören görevde yükselme sisteminin objektif, adil, hakkaniyete uygun, liyakat, kariyer ve eşitlik ilkelerini esas alacak biçimde oluşturulmasında ve uygulanmasında bir takım sorunların yer aldığı görülmektedir. Bu çalışmada bu sorunlar, kayırmacılık başlığı kapsamında değerlendirilmektedir.
Concept of promotion on the task expresses to come to higher tasks from existent task for employees. This subject interests both organization senior administrations and service recipients closely. Thus promotion is not a fact meaningful only for the labour force. As in private sector organizations, promotion systems of public sector organizations are important because these systems will help them to fill the executive posts so that they can sustain their activities in a qualified and productive way. From this angle, promotion which is an highly important concept means promotion of labour force to positions higher in terms of authority and responsibility than their present ones. As for career notion, it means a more macro perspective, together with notion of appointment, including career plans and administrations of the organization. 'Career' notion is preferred in private sector while 'promotion' 1 Bu makale, Bülent Ecevit Üniversitesi SBE'de 25.05.2017 tarihinde jüri önünde sunulup başarılı bulunan " Örgütsel Bağlılık ve Görevde Yükselme: Sağlık Sektöründe Çalışanların Görevde Yükselmeye İlişkin Adalet Algılarının Bartın ili Örneğinde İncelenmesi " konulu Doktora tez çalışmasından yararlanılarak hazırlanmıştır.
Concept of promotion on the task expresses to come to higher tasks from existent task for employees. This subject interests both organization senior administrations and service recipients closely. Thus promotion is not a fact meaningful only for the labour force. As in private sector organizations, promotion systems of public sector organizations are important because these systems will help them to fill the executive posts so that they can sustain their activities in a qualified and productive way. From this angle, promotion which is an highly important concept means promotion of labour force to positions higher in terms of authority and responsibility than their present ones. As for career notion, it means a more macro perspective, together with notion of appointment, including career plans and administrations of the organization. 'Career' notion is preferred in private sector while 'promotion' 1 Bu makale, Bülent Ecevit Üniversitesi SBE'de 25.05.2017 tarihinde jüri önünde sunulup başarılı bulunan " Örgütsel Bağlılık ve Görevde Yükselme: Sağlık Sektöründe Çalışanların Görevde Yükselmeye İlişkin Adalet Algılarının Bartın ili Örneğinde İncelenmesi " konulu Doktora tez çalışmasından yararlanılarak hazırlanmıştır.
Turizm sektöründe kariyer yapmak amacıyla turizm eğitimi alan öğrencilerin sektöre karşı tutumlarının belirlenmesi ve bu tutumlarının turizm sektöründe kariyer seçimlerine etkisinin ortaya konulması, sürdürülebilir turizm bağlamında... more
Turizm sektöründe kariyer yapmak amacıyla turizm eğitimi alan öğrencilerin sektöre karşı tutumlarının belirlenmesi ve bu tutumlarının turizm sektöründe kariyer seçimlerine etkisinin ortaya konulması, sürdürülebilir turizm bağlamında sürdürülebilir kaliteli insan kaynağının sağlanması açısından önemli rol oynamaktadır. Bu bağlamda yapılan bu çalışmada, turizm eğitimi almakta olan öğrencilerin sektöre karşı olan tutumları ve bu tutumlarının mezuniyet sonrası kariyer seçimlerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın evreni Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi öğrencilerinden oluşmaktadır. Öğrencilerin turizm sektörüne yönelik tutumlarını ve öğrencilerin turizm sektöründe kariyer yapma isteklerini ölçmeye yönelik ifadeler faktör analizine tabi tutulmuştur. Uygulanan faktör analizi sonucunda, ankete katılan öğrencilerin turizm sektörüne yönelik tutumlarını oluşturan 8 faktör elde edilmiştir. Bu 8 faktör içerisinde öğrencilerin mezuniyet sonrasında sektörde kariyer yapma isteklerini etkileyen en önemli faktörlerin " kişi-endüstri uyumu " , " iş arkadaşlığı ile işe bağlılık " ve " yöneticilerin tutumu " olduğu saptanmıştır.
- by İlker Gunay and +1
- •
- Kariyer, Tutum, Sürdürülebilir Turizm, Turizm Eğitimi
Çok değil bundan otuz-otuz beş yıl öncesine kadar kişilerin, girdikleri işlerde emekli olana kadar çalışmaları beklenirdi. İş değiştirmeler, kişilerin çalışma yaşamlarıyla ilgili olumsuz giden bir şeylerin işaretiymiş gibi algılanır, sık... more
Çok değil bundan otuz-otuz beş yıl öncesine kadar kişilerin, girdikleri işlerde emekli olana kadar çalışmaları beklenirdi. İş değiştirmeler, kişilerin çalışma yaşamlarıyla ilgili olumsuz giden bir şeylerin işaretiymiş gibi algılanır, sık iş değiştirenlere şüpheyle yaklaşılır ve istikrardan uzak oldukları düşünülürdü. Halbuki günümüzde hepimiz, hemen hemen her konuda istikrarsızlık ve belirsizliklerin hakim olduğu dinamik ve değişken koşullarla karşı karşıyayız. Bu belirsizliklerden, hem işletmeler hem de çalışanlar olarak payımıza düşeni alıyoruz. Örneğin; işletmeler, dünya çapında artan rekabet, ekonomik krizler, yavaşlayan büyüme oranları, hızla değişen müşteri talepleri gibi gelişmeler karşısında ayakta kalabilmek için geçmişe kıyasla çok daha rekabetçi ve çok daha esnek olmaya ihtiyaç duyuyorlar. Bu durum da işletmelerin, karşılaştıkları belirsizliklerle mücadele ederken çalışanlarına eskisi gibi uzun süreli istihdam ve iş güvencesi sunmalarını zorlaştırıyor. Çalışanların ise iş güvencesizliğini kanıksadıklarını ve bir kere çalışmaya başladıkları işlerinde bir ömür geçiremeyeceklerinin bilincinde olduklarını görüyoruz. Yine çalışanların, işlerinde uzun süre terfi almayı beklemektense yeni fırsatlara her daim açık olduklarını, tek bir işletmede kariyerlerini sürdürmektense farklı işletmelere geçtiklerini, hatta gerekirse uzmanlık alanları ve mesleklerinde bile değişikliğe gitmekten çekinmediklerini gözlemliyoruz. Başka bir deyişle, eskiden bir istikrarsızlık işareti olarak algılanan iş değiştirmelerin, artık çalışma yaşamının bir parçası haline gelmesine şaşırmıyoruz. Bu bağlamda, geçmişte tek bir işletmede terfi ederek ilerleme ile özdeşleştirilen kariyer kavramının, geçerliliğini yitirdiği ve kariyere ilişkin kuralların günümüzde değişmekte olduğu gerçeği karşımıza çıkıyor. Tüm bunlar doğrultusunda; ilk olarak kariyerin ne anlama geldiğine odaklanan kitabımızda, geçmiş dönemlere hakim olan örgütsel kariyer olgusu üzerinde durularak kariyere ilişkin kuralların değişmesine neden olan faktörler ayrıntılarıyla açıklanmıştır. Devamında yeni kariyer yaklaşımları olan sınırsız (boundaryless), bağımsız (protean), portföy (portfolio) ve şirket sonrası (post-corporate) kariyer kavramları irdelenmiştir. Ayrıca kariyer başarısı kavramı ele alınmıştır. Son olarak değişen kariyer kuralları çerçevesinde önem kazanan istihdam edilebilirlik (employability), ilişki ağları (network) kurma, kariyer öz yönetimi (career self-management) konuları üzerinde durulmuştur. Kitapta yer alan konuların, daha rahat anlaşılabilmesi için örnek olaylara başvurulmuş ve açıklamalarıyla birlikte okuyucuya sunulmuştur. Kariyer konusuyla ilgilenen akademisyenlere, öğrencilere ve kariyerleriyle ilgili farkındalık kazanmak isteyen çalışanlara yararlı bir kaynak olması temennisiyle...
ÖZET Bu araştırmada, mesleki kararsızlık düzeyini azaltmaya yönelik geliştirilmiş olan mesleki grup rehberliği programının onuncu sınıf öğrencileri üzerindeki etkililiği sınanmıştır. Araştırma, deney ve kontrol gruplu, ön-test, son-test... more
ÖZET
Bu araştırmada, mesleki kararsızlık düzeyini azaltmaya yönelik geliştirilmiş olan mesleki grup rehberliği programının onuncu sınıf öğrencileri üzerindeki etkililiği sınanmıştır. Araştırma, deney ve kontrol gruplu, ön-test, son-test ve izlem ölçümlü, deneme koşullarından ise karışık desenin kullanıldığı yarı deneysel bir çalışmadır. Araştırmanın çalışma grubunu, Muğla – Bodrum’da yer alan bir Anadolu lisesinin onuncu sınıfında öğrenim görmekte olan kırk öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Mesleki Karar Envanteri kullanılmıştır. Mesleki Karar Envanterinin ön-test uygulamasından düşük puan alan kırk öğrenci, deneklerin eşleştirilmesi yöntemiyle deney ve kontrol gruplarına atanmıştır. Deney grubunda yer alan öğrencilere on hafta boyunca, mesleki kararsızlık düzeylerini azaltmaya yönelik mesleki grup rehberliği programı uygulanmıştır. Kontrol grubunda yer alan öğrencilere ise herhangi bir müdahale yapılmamıştır. Araştırmanın sonunda mesleki grup rehberliği programına katılan onuncu sınıf öğrencilerinin mesleki kararsızlık puanları anlamlı bir şekilde farklılık göstermiştir. Öğrencilerin mesleki kararsızlık puanları üzerindeki bu farklılık, kırk beş gün sonra yapılan izlem ölçümlerinde de kalıcılığını korumuştur. Araştırmanın bulguları ilgili alanyazın ışığında tartışılmıştır.
ABSTRACT
In the current study, the effectiveness of an occupational group guidance program developed to reduce the level of occupational indecisiveness on tenth grade students was tested. The research is a quasi-experimental study with experimental and control groups, with pre-test, post-test and follow-up measurements, and in the experimental conditions, mixed design is used. The study group of the research consists of forty students studying in the tenth grade of an Anatolian high school located in the Bodrum district of Muğla. The data of the study were collected the Occupational Decision Inventory. Forty students who received low scores from the pre-test application of the Occupational Decision Inventory were assigned to experimental and control groups through the method of equating. The experimental group students were subjected to the occupational group guidance program to reduce their level of occupational indecisiveness for ten weeks. No study was conducted with the control group students. In the end of the study, the occupational indecisiveness scores of the tenth grade students who participated in the occupational group guidance program differed significantly. This difference in the occupational indecisiveness scores of the students maintained its persistence in the follow-up measurements made after forty five days. The findings of the study were discussed in light of the related literature.
Bu araştırmada, mesleki kararsızlık düzeyini azaltmaya yönelik geliştirilmiş olan mesleki grup rehberliği programının onuncu sınıf öğrencileri üzerindeki etkililiği sınanmıştır. Araştırma, deney ve kontrol gruplu, ön-test, son-test ve izlem ölçümlü, deneme koşullarından ise karışık desenin kullanıldığı yarı deneysel bir çalışmadır. Araştırmanın çalışma grubunu, Muğla – Bodrum’da yer alan bir Anadolu lisesinin onuncu sınıfında öğrenim görmekte olan kırk öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Mesleki Karar Envanteri kullanılmıştır. Mesleki Karar Envanterinin ön-test uygulamasından düşük puan alan kırk öğrenci, deneklerin eşleştirilmesi yöntemiyle deney ve kontrol gruplarına atanmıştır. Deney grubunda yer alan öğrencilere on hafta boyunca, mesleki kararsızlık düzeylerini azaltmaya yönelik mesleki grup rehberliği programı uygulanmıştır. Kontrol grubunda yer alan öğrencilere ise herhangi bir müdahale yapılmamıştır. Araştırmanın sonunda mesleki grup rehberliği programına katılan onuncu sınıf öğrencilerinin mesleki kararsızlık puanları anlamlı bir şekilde farklılık göstermiştir. Öğrencilerin mesleki kararsızlık puanları üzerindeki bu farklılık, kırk beş gün sonra yapılan izlem ölçümlerinde de kalıcılığını korumuştur. Araştırmanın bulguları ilgili alanyazın ışığında tartışılmıştır.
ABSTRACT
In the current study, the effectiveness of an occupational group guidance program developed to reduce the level of occupational indecisiveness on tenth grade students was tested. The research is a quasi-experimental study with experimental and control groups, with pre-test, post-test and follow-up measurements, and in the experimental conditions, mixed design is used. The study group of the research consists of forty students studying in the tenth grade of an Anatolian high school located in the Bodrum district of Muğla. The data of the study were collected the Occupational Decision Inventory. Forty students who received low scores from the pre-test application of the Occupational Decision Inventory were assigned to experimental and control groups through the method of equating. The experimental group students were subjected to the occupational group guidance program to reduce their level of occupational indecisiveness for ten weeks. No study was conducted with the control group students. In the end of the study, the occupational indecisiveness scores of the tenth grade students who participated in the occupational group guidance program differed significantly. This difference in the occupational indecisiveness scores of the students maintained its persistence in the follow-up measurements made after forty five days. The findings of the study were discussed in light of the related literature.
Özet Hızla değişen ve gelişen dünyada kariyer kavramı öne çıkmaktadır. Kişilerin yaşadıkları çevre ve sahip oldukları özellikler de genellikle kariyer seçimlerinde etkili olmaktadır. Bundan yola çıkarak bu araştırmanın konusu; ön lisans... more
Özet Hızla değişen ve gelişen dünyada kariyer kavramı öne çıkmaktadır. Kişilerin yaşadıkları çevre ve sahip oldukları özellikler de genellikle kariyer seçimlerinde etkili olmaktadır. Bundan yola çıkarak bu araştırmanın konusu; ön lisans öğrencilerinin kariyer tercihlerini etkileyen faktörler olarak belirlenmiştir. Bu çalışma ile Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu ile Osmancık Ömer Derindere Meslek Yüksekokulu sosyal bilimler programlarında okuyan öğrencilerin kariyer değerlerinin demografik değişkenler açısından farklılık gösterip göstermediğinin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırma örneklem üzerinden yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama yöntemi olarak anket tekniği kullanılmıştır. Anketin birinci bölümü demografik özellikleri tanımlamaya yöneliktir. Anketin ikinci bölümünde Schein'in Kariyer Çapaları teorisinden yola çıkılarak oluşturulan 28 soruluk kariyer değerleri ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın problemini desteklemek üzere yapılan analizler sonucunda önlisans öğrencilerinin kariyer değerlerinin; cinsiyet, yaş, okuduğu bölüm, okuduğu yerleşke, okudukları bölümü seçim şekli ve Okuduğu Bölüme Kayıt Hakkını Elde Etme Şekli değişkenleri açısından farklılık yarattığı tespit edilmiştir. Abstract The world is rapidly changing and evolving concept excels career. The environment people live in and the characteristics they own usually it is effective in career choices. This study was conducted with the purpose of determining the effect of demographics on the social sciences programs student's career anchors of Hitit University Social Sciences Vocational School And Osmancık Ömer Derindere Vocational School. The study was limited to a coincidental sample group. The method of data collection tool is survey. The first section of the survey intends to identify demographic characteristics of the participants. The second section of the survey is based on the 28-item career anchors scale developed by using Schein's career anchors typology. The final analysis shows gender, age, educational program, the campus of school located, the selection way of educational program and the way of obtaining the registration rights of educational program have determining influence on carieer anchors.
- by Esma Ebru Şentürk and +1
- •
- Kariyer, Ön Lisans
The career development of individuals is a long and complex process. In this process, an individual may be affected by many factors. An individual's social environment, psycho-physical dynamics, and factors such as the economic and... more
The career development of individuals is a long and complex process. In this process, an individual may be affected by many factors. An individual's social environment, psycho-physical dynamics, and factors such as the economic and cultural structure of the environment may shape (direct) the career choices and professions of the people. For this reason, the basis on which we decide and build our career path and profession, which may affect our entire life, is significant. Many theorists in this field have attempted to bring quite complex solutions to the
question that on which basis and according to what criterion do we decide our career path. Among the most efficient theories comes John Holland's Theory of Career Choice. The present study aims to examine Holland's
Theory of Career Choice in all aspects and determine its impact on career choice. In this respect, the personality types and individual-environment interaction have been analysed. The code map of the data related to the
personality types and characteristics present in Holland's Occupational Personality Types has been created using MAXQDA 11. The significance of the study lays in that it puts forwards other studies and results and findings from these studies and it also contributes to the employees and researchers.
question that on which basis and according to what criterion do we decide our career path. Among the most efficient theories comes John Holland's Theory of Career Choice. The present study aims to examine Holland's
Theory of Career Choice in all aspects and determine its impact on career choice. In this respect, the personality types and individual-environment interaction have been analysed. The code map of the data related to the
personality types and characteristics present in Holland's Occupational Personality Types has been created using MAXQDA 11. The significance of the study lays in that it puts forwards other studies and results and findings from these studies and it also contributes to the employees and researchers.
Bu çalışmada, kariyer engellerinin mutluluk üzerindeki etkisinde kariyer motivasyonunun rolünün incelenmesi amaçlanmıştır. Kariyer engelleri; bireysel, toplumsal ve örgütsel faktörler çerçevesinde değerlendirilmekte ve bu engellerin kadın... more
Bu çalışmada, kariyer engellerinin mutluluk üzerindeki etkisinde kariyer motivasyonunun rolünün
incelenmesi amaçlanmıştır. Kariyer engelleri; bireysel, toplumsal ve örgütsel faktörler çerçevesinde
değerlendirilmekte ve bu engellerin kadın işgörenlerin tutum ve davranışlarını olumsuz yönde
etkilediği düşünülmektedir. Bu doğrultuda, çalışmada kariyer engellerinin kariyer motivasyonu ve
mutluluk üzerindeki etkisi ele alınmıştır. Araştırma amacı doğrultusunda, Antalya’da faaliyet
gösteren beş yıldızlı dört otel işletmesinin 166 kadın işgöreninden anket tekniği ile veriler
toplanmıştır. Elde edilen veriler, açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri, korelasyon analizi,
hiyerarşik regresyon analizi ve sobel testi vasıtasıyla değerlendirilmiştir. Araştırma bulgularına göre,
kariyer planlama eksikliğinden, iş-aile çatışmasından, çevreden ve cinsiyet ayrımcılığından
kaynaklanan kariyer engellerinin kadın işgörenlerin mutluluk düzeylerini olumsuz yönde etkilediği
görülmüştür. Bununla birlikte, kariyer planlama eksikliğinden, iş-aile çatışmasından ve çevreden
kaynaklanan kariyer engellerinin kariyer motivasyonunu olumsuz yönde etkilediği ve bu engellerin
mutluluk üzerindeki etkisinde kariyer motivasyonun kısmi aracılık etkisine sahip olduğu bulgusu
elde edilmiştir. Ayrıca kariyer motivasyonunun kadın işgörenlerin mutluluk düzeylerini olumlu
yönde etkilediği tespit edilmiştir.
incelenmesi amaçlanmıştır. Kariyer engelleri; bireysel, toplumsal ve örgütsel faktörler çerçevesinde
değerlendirilmekte ve bu engellerin kadın işgörenlerin tutum ve davranışlarını olumsuz yönde
etkilediği düşünülmektedir. Bu doğrultuda, çalışmada kariyer engellerinin kariyer motivasyonu ve
mutluluk üzerindeki etkisi ele alınmıştır. Araştırma amacı doğrultusunda, Antalya’da faaliyet
gösteren beş yıldızlı dört otel işletmesinin 166 kadın işgöreninden anket tekniği ile veriler
toplanmıştır. Elde edilen veriler, açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri, korelasyon analizi,
hiyerarşik regresyon analizi ve sobel testi vasıtasıyla değerlendirilmiştir. Araştırma bulgularına göre,
kariyer planlama eksikliğinden, iş-aile çatışmasından, çevreden ve cinsiyet ayrımcılığından
kaynaklanan kariyer engellerinin kadın işgörenlerin mutluluk düzeylerini olumsuz yönde etkilediği
görülmüştür. Bununla birlikte, kariyer planlama eksikliğinden, iş-aile çatışmasından ve çevreden
kaynaklanan kariyer engellerinin kariyer motivasyonunu olumsuz yönde etkilediği ve bu engellerin
mutluluk üzerindeki etkisinde kariyer motivasyonun kısmi aracılık etkisine sahip olduğu bulgusu
elde edilmiştir. Ayrıca kariyer motivasyonunun kadın işgörenlerin mutluluk düzeylerini olumlu
yönde etkilediği tespit edilmiştir.
● Kamu personel rejimlerinin hastalıklı yönü; “Siyasi savaşta yenilenler görevlerinden çekilmelidirler; ganimet, savaşı kazananın hakkıdır.” sözü ile tarif edilebilir. Türkiye’deki iktidarlar, liyakat adı altında, sadece kendi... more
● Kamu personel rejimlerinin hastalıklı yönü; “Siyasi savaşta yenilenler görevlerinden çekilmelidirler; ganimet, savaşı kazananın hakkıdır.” sözü ile tarif edilebilir. Türkiye’deki iktidarlar, liyakat adı altında, sadece kendi taraftarlarından yetenekli olduklarına inandıklarını bürokrasinin “yönetim” mevkilerine taşımaktadırlar. Bunun için uydurulan kılıflar her dönem değişir; gün gelir “askeri/sivil bürokratik oligarşi ile mücadele”, bazen “irtica/gericilik ile mücadele”, kimi zaman “statüko ile mücadele”, bazen de “elitist zümre Beyaz Türklerle mücadele” adına yapılır envai çeşit iltimaslar ve kayırmalar.
● Toplumsal gelişmenin yetersiz, siyasal yapının istikrarsız, ulusal gelir düzeyinin düşük ve istihdam olanaklarının kıt olduğu bir ülkede; yasalarda yer alan birçok hüküm gibi, liyakat ve kariyer ilkesinin uygulanmasında da zorluklar ve sınırlılıklar olması doğaldır. Karıncanın hakkının dahi göz ardı edilmediği dönemlerden bugüne, Anadolu insanının, kendisi gibi olmayana karşı takındığı hoşgörüsüz ve yok sayıcı anlayışsız tutumlar, iktidara gelen siyasi partiler ve onların kurduğu hükümetler eliyle devletleşmekte ve kendini tekrar tekrar, yeniden üretmektedir.
● Bir kurumda çalışanlar, başkaları nasıl ve niçin ödüllendiriliyorsa ona göre davranma eğilimindedirler. Eğer ödüller performanssızlığa, dalkavukluğa ya da kurnazlığa gidiyorsa, o zaman kurum kısa süre içinde performanssızlık, dalkavukluk ya da kurnazlık batağına saplanıp kalacaktır. Halil Cibran, “Yanlışlarımızı doğrularımızdan daha büyük bir coşkuyla savunmamız ne gariptir!” der. Liyakatsizliği, kayırmacılığı, ayrımcılığı ve tavassutu savunanların olmaması, önemli bir kazanım olsa bile, yapılan kayırmacılığın, liyakat olarak sunulması da ayrı bir talihsizliktir. Ama isimlerin değişmesi ile hakikatler değişmiyor.
● “Doğu” ve “Batı” dünyaları arasında arafta kalmış, kendisine yer bulamamış, kimlik bunalımı yaşayan toplumlarda, Daryush Shayegan’ın “Yeni olanı keşfedemeyen tarihin gerisinde kalan az gelişmiş milletler, kültürel şizofreni içerisindedirler.” sözünü doğrular bir biçimde, kayırmacılık ve suiistimallerin varlığı, sahip olunan devlet sistemindeki aksaklıklardan ziyade, toplumun vicdanında ve moral değerlerinde yaşanan yozlaşmanın ve yabancılaşmanın bir sonucudur.
● Kişilerin değerinin mensubiyetleri ile değil, sahip oldukları bilgi, beceri ve tutumlar ile ölçüldüğü bir çağda yükselen değerler; adalet, eşitlik, erdem ve liyakattir. İnsanlarının mutluluğunu ve kurumlarının verimliliğini önemseyenlere düşen görev; zamanın ruhuna uymak ve zamanın akışına ters kürek çekmemektir.
● Türkiye’nin kamu personel rejimi bu haliyle devam etmemelidir. İnsanına değer veren, eşitlikçi, temel hak ve özgürlükleri önceleyen, çoğulcu demokrasiyle yönetilen devletlerin bu alandaki iyi uygulama örnekleri tercih edilmelidir. Hâlihazırdaki verimsiz paradigmanın devam ettirme imkânının kalmadığı görülmelidir. Her iktidar değişikliğinde personel reformu sözü veren hükümetlerin, bir süre sonra, tıpkı eskilerin vaatlerini unutmasına benzer hafıza kaybı yaşamaları ve “bizden öncekiler de böyle yapıyordu” mazeretine sığınmaları, aynı zamanda bunu bir meşrulaştırma aracı olarak kullanmaları kabul edilemez. Başkasının günahlarını, kendi günahlarını haklı göstermek için kullanmak erdemli bir davranış değildir.
● ABSTRACT
We can define the ill aspect of the public human resource regimes with this dictum that “Those defeated in political battle should retire from office; to the victor belong the spoils.” Governments in Turkey, under the guise of competence, choose talented people only from among their own supporters to the higher offices of bureaucracy. The rationale for this approach always change, therefore favoritism and nepotism is welcomed under various guises: someday it could be “the fight against the military/civil bureaucratic oligarchs”, sometimes “struggle against the religious extremism”, another day the “struggle against the status quo”, and at another time “the fight against the elitist white Turks”. This is not any surprising, in fact, we can expect that adoption of competence and career principle would face difficulties and limitations in a country where social development is inadequate, the political situation is instable, national income level is low and employment options are limited, as it is the case in many provisions of law. From the era where even an ant’s rights were observed to our day, intolerant and indifferent attitude that the Anatolian people embraced is getting materialized in the state practices and is reproduced in the state apparatus through the political parties coming to power and the governments that they form. However, in the public human resources management, it is not anymore possible to sustain such adverse effects of underdevelopment as favoritist and inefficient paradigm under the cloak of the motto that “This is Turkey”.
● Toplumsal gelişmenin yetersiz, siyasal yapının istikrarsız, ulusal gelir düzeyinin düşük ve istihdam olanaklarının kıt olduğu bir ülkede; yasalarda yer alan birçok hüküm gibi, liyakat ve kariyer ilkesinin uygulanmasında da zorluklar ve sınırlılıklar olması doğaldır. Karıncanın hakkının dahi göz ardı edilmediği dönemlerden bugüne, Anadolu insanının, kendisi gibi olmayana karşı takındığı hoşgörüsüz ve yok sayıcı anlayışsız tutumlar, iktidara gelen siyasi partiler ve onların kurduğu hükümetler eliyle devletleşmekte ve kendini tekrar tekrar, yeniden üretmektedir.
● Bir kurumda çalışanlar, başkaları nasıl ve niçin ödüllendiriliyorsa ona göre davranma eğilimindedirler. Eğer ödüller performanssızlığa, dalkavukluğa ya da kurnazlığa gidiyorsa, o zaman kurum kısa süre içinde performanssızlık, dalkavukluk ya da kurnazlık batağına saplanıp kalacaktır. Halil Cibran, “Yanlışlarımızı doğrularımızdan daha büyük bir coşkuyla savunmamız ne gariptir!” der. Liyakatsizliği, kayırmacılığı, ayrımcılığı ve tavassutu savunanların olmaması, önemli bir kazanım olsa bile, yapılan kayırmacılığın, liyakat olarak sunulması da ayrı bir talihsizliktir. Ama isimlerin değişmesi ile hakikatler değişmiyor.
● “Doğu” ve “Batı” dünyaları arasında arafta kalmış, kendisine yer bulamamış, kimlik bunalımı yaşayan toplumlarda, Daryush Shayegan’ın “Yeni olanı keşfedemeyen tarihin gerisinde kalan az gelişmiş milletler, kültürel şizofreni içerisindedirler.” sözünü doğrular bir biçimde, kayırmacılık ve suiistimallerin varlığı, sahip olunan devlet sistemindeki aksaklıklardan ziyade, toplumun vicdanında ve moral değerlerinde yaşanan yozlaşmanın ve yabancılaşmanın bir sonucudur.
● Kişilerin değerinin mensubiyetleri ile değil, sahip oldukları bilgi, beceri ve tutumlar ile ölçüldüğü bir çağda yükselen değerler; adalet, eşitlik, erdem ve liyakattir. İnsanlarının mutluluğunu ve kurumlarının verimliliğini önemseyenlere düşen görev; zamanın ruhuna uymak ve zamanın akışına ters kürek çekmemektir.
● Türkiye’nin kamu personel rejimi bu haliyle devam etmemelidir. İnsanına değer veren, eşitlikçi, temel hak ve özgürlükleri önceleyen, çoğulcu demokrasiyle yönetilen devletlerin bu alandaki iyi uygulama örnekleri tercih edilmelidir. Hâlihazırdaki verimsiz paradigmanın devam ettirme imkânının kalmadığı görülmelidir. Her iktidar değişikliğinde personel reformu sözü veren hükümetlerin, bir süre sonra, tıpkı eskilerin vaatlerini unutmasına benzer hafıza kaybı yaşamaları ve “bizden öncekiler de böyle yapıyordu” mazeretine sığınmaları, aynı zamanda bunu bir meşrulaştırma aracı olarak kullanmaları kabul edilemez. Başkasının günahlarını, kendi günahlarını haklı göstermek için kullanmak erdemli bir davranış değildir.
● ABSTRACT
We can define the ill aspect of the public human resource regimes with this dictum that “Those defeated in political battle should retire from office; to the victor belong the spoils.” Governments in Turkey, under the guise of competence, choose talented people only from among their own supporters to the higher offices of bureaucracy. The rationale for this approach always change, therefore favoritism and nepotism is welcomed under various guises: someday it could be “the fight against the military/civil bureaucratic oligarchs”, sometimes “struggle against the religious extremism”, another day the “struggle against the status quo”, and at another time “the fight against the elitist white Turks”. This is not any surprising, in fact, we can expect that adoption of competence and career principle would face difficulties and limitations in a country where social development is inadequate, the political situation is instable, national income level is low and employment options are limited, as it is the case in many provisions of law. From the era where even an ant’s rights were observed to our day, intolerant and indifferent attitude that the Anatolian people embraced is getting materialized in the state practices and is reproduced in the state apparatus through the political parties coming to power and the governments that they form. However, in the public human resources management, it is not anymore possible to sustain such adverse effects of underdevelopment as favoritist and inefficient paradigm under the cloak of the motto that “This is Turkey”.
Bu araştırma, örgüt kültürü ve örgütsel bağlılığın çalışanların işten ayrılma davranışı göstermesindeki etkisini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu amaç bağlamında bir Hollywood filmi olan “Şeytan Marka Giyer” (The Devil Wears Prada)... more
Bu araştırma, örgüt kültürü ve örgütsel bağlılığın çalışanların işten ayrılma davranışı göstermesindeki etkisini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu amaç bağlamında bir Hollywood filmi olan “Şeytan Marka Giyer” (The Devil Wears Prada) filmi, araştırmamızın temel problem açısından oldukça verimli örnek olaylar barındırdığı için Savickas’ın (1997) Kariyer Yapılandırma Teorisi’nden hareket edilerek, içerik analizi yöntemiyle detaylı biçimde incelenmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, örgüt kültürü bileşenlerinden özellikle değerlerin, çalışanın işten ayrılma davranışı göstermesi üzerinde önemli bir etkisi vardır. Ek olarak, işten ayrılma davranışıyla örgütsel bağlılık türlerinden duygusal ve normatif bağlılık arasında bir ilişki bulunamamış; fakat devam bağlılığıyla bu ilişkinin kuvvetli olduğuna dair bir sonuç elde edilmiştir. Özetle araştırma
bulguları, örgüt kültürü ve örgütsel bağlılığın işten ayrılma davranışı üzerinde önemli bir etkisi olduğu yönündedir. Çalışmanın sonuç kısmında da elde edilen tüm bulgular literatür bağlamında tartışılmıştır.
This research aims to reveal the effect of organizational culture and organizational
commitment on employee turnover behavior. For this purpose, a Hollywood film “The
Devil Wears Prada” was examined with content analysis method by taking action from
Savickas's (1997) Career Construction Theory as it contained a very efficient example of the main problem of our research. According to the results obtained from the study, the values which is a component of organizational culture, in particular, have a significant effect on the employee's turnover behaviour. In addition, there is no relationship between the turnover behavior and the emotional and normative commitment of organizational commitment types. Our evidences suggest that this relationship is strong with continued commitment. In summary, this research argues that organizational culture and organizational commitment have a significant impact on the turnover behavior. In the conclusion part of the study, various suggestions are introduced in the light of all the findings.
bulguları, örgüt kültürü ve örgütsel bağlılığın işten ayrılma davranışı üzerinde önemli bir etkisi olduğu yönündedir. Çalışmanın sonuç kısmında da elde edilen tüm bulgular literatür bağlamında tartışılmıştır.
This research aims to reveal the effect of organizational culture and organizational
commitment on employee turnover behavior. For this purpose, a Hollywood film “The
Devil Wears Prada” was examined with content analysis method by taking action from
Savickas's (1997) Career Construction Theory as it contained a very efficient example of the main problem of our research. According to the results obtained from the study, the values which is a component of organizational culture, in particular, have a significant effect on the employee's turnover behaviour. In addition, there is no relationship between the turnover behavior and the emotional and normative commitment of organizational commitment types. Our evidences suggest that this relationship is strong with continued commitment. In summary, this research argues that organizational culture and organizational commitment have a significant impact on the turnover behavior. In the conclusion part of the study, various suggestions are introduced in the light of all the findings.
Günümüzde onlarca turizm eğitimi veren kurum olmasına rağmen, sektörün okullar tarafından yeterince beslenemediği düşünülmektedir. Hala çalışanların büyük kısmı alaylılardan oluşmaktadır. Dolayısıyla alaylı-okullu çatışmasının en fazla... more
Günümüzde onlarca turizm eğitimi veren kurum olmasına rağmen, sektörün okullar tarafından yeterince beslenemediği düşünülmektedir. Hala çalışanların büyük kısmı alaylılardan oluşmaktadır. Dolayısıyla alaylı-okullu çatışmasının en fazla yaşandığı sektörlerden biri turizmdir. Fakat konu ile ilgili turizm yazınında konu ile ilgili çalışmalara rastlanmamış ve konunun irdelenmemesi dikkat çekmektedir. Turizm kariyerine yönelik yapılan çalışmalar genellikle turizm öğrencilerinin kariyer planlaması, staj hareketleri ve gelecekteki çalışma niyetleri ile ilgilidir. Genellikle “alaylı-okullu” problemine yüzeysel olarak değinilmektedir. Amacı: Bu araştırma, Y kuşağı turizm öğrencilerinin staj dönemlerinde karşılaşmış oldukları alaylı çalışanlar hakkında fikir ve düşünceleri öğrenmeye çalışmaktadır. Araştırmanın Yöntemi:Tam sayım yöntemi ile gerçekleştirilen araştırmada 166 öğrenciden 113’una yani ortalama %68’sine ulaşılmış, çalışmanın güven düzeyi %75 olup, istatistiki açıdan kabul edilebilir sınırlar dâhilinde olduğu için analizler yapılmıştır. Bulgular: Çalışmanın önemli bulguları; öğrencilerin turizm eğitimini isteyerek aldıkları, okullu yöneticileri sektörde daha sert ve katı buldukları ve turizmin mevsimsellik özelliği nedeniyle alaylı çalışanlara da ihtiyaç duyulmasına anlayış göstermektedirler. Sonuçlar: Çalışmanın sonuçlarına göre; Y kuşağı öğrencilerinin alaylı&okullu konusuna bir problem veya sorun olarak bakmadığı hatta sektörde alaylı çalışanlara ihtiyacın olduğu görüşündedirler. Ayrıca kendi eğitim hayatları ile ilgili daha fazla ilgilendikleri görülmektedir. Araştırmanın sınırlılıkları ve içermedikleri/ sonraki adım: Bu çalışma; turizm eğitimi almakta olan öğrencilerin değerlendirmelerinden oluşmaktadır. Yani geleceğin okulu iş görenleri ile alaylı çalışanlar arasında yaşadıkları sıkıntılar ve olası çalışma engellerine dikkat çekmeye çalışmaktadır. Bu çalışmanın benzeri alaylı çalışanların değerlendirmeleri ile de yapılabilir. Böylelikle iki tarafında karşılaştırılması mümkün olabilir. Anahtar Kelimeler:İstihdam, Alaylı-Okullu, Turizm Eğitimi, Kariyer, Engel
The rapid increase in the number of universities in our country in recent years has caused the universities to attach more importance to individual promotional activities. While the proliferation of alternatives is positive for students,... more
The rapid increase in the number of universities in our country in recent years has caused the
universities to attach more importance to individual promotional activities. While the proliferation of
alternatives is positive for students, it has led to an increase in the efforts of universities to further
develop themselves. The fact that universities try to get even more prominent by doing intensive
studies makes it important for students to choose which factors among these alternatives to take into
consideration. Choosing between different alternatives is a difficult and important process. The
priority order of these alternatives and these alternatives varies according to the risk that the students
have taken to the election, their priorities, the decision. The stage in which the student chooses to
make a university choice is the stage in which they should pay more attention to their career plans.
Decisions made right and on the spot will cause the student to be happy or unhappy throughout life.
For this reason, it is very important to determine which factors the individual should take into
account when making his / her choice. In the researches conducted, it is seen that the most important
of the factors influencing the university selection is the geographical position criterion in which the
university is located. Academic prestige and institutional image are among the important criteria
affecting university choice. In this study, the factors that vocational high school students consider
when making university preferences are investigated. A questionnaire was applied to the tourism
students who read first grade in Muğla Sıtkı Koçman University Ortaca Vocational School.
Quantitative research method was applied in the research. The data obtained from the questionnaire
survey on 276 students were analyzed by descriptive statistical analysis, t-test and analysis of
variance. The collected data were evaluated and interpreted with the help of statistical analysis. The
demographic differences of the factors affecting university preferences were also investigated.
Ülkemizde son yıllarda üniversite sayılarındaki hızlı artış üniversitelerin bireysel olarak tanıtım
faaliyetlerine daha fazla önem vermelerine neden olmuştur. Alternatiflerin fazla olması öğrenciler
açısından olumlu görülürken, üniversitelerin kendilerini daha fazla geliştirme çabalarının artmasına
neden olmuştur. Üniversitelerin yoğun çalışmalar yaparak daha da ön plana çıkmaya çalışmaları,
öğrencilerin bu kadar alternatif arasından hangi faktörleri dikkate alarak seçim yapacaklarını önemli
hale getirmektedir. Farklı alternatifler arasından seçim yapmak hem zor hem de önemli bir süreçtir.
Öğrencilerin, seçim türüne, önceliklerine, kararın taşıdığı riske göre bu alternatifler ve bu
alternatiflerin öncelik sıralaması değişmektedir. Öğrencinin üniversite tercihini yapma aşaması,
onların kariyer planlarını yaparken en fazla dikkat etmeleri gereken aşamayı oluşturmaktadır. Doğru
ve yerinde verilen kararlar, öğrencinin hayatı boyunca mutlu veya mutsuz olmasına neden olacaktır.
Bu nedenle bireyin seçimi, tercihi yaparken hangi faktörleri dikkate alması gerektiğinin tespiti
oldukça önemlidir. Yapılan araştırmalarda, öğrencilerin üniversite seçimini etkileyen faktörlerden en
önemlisinin üniversitenin bulunduğu coğrafi konum kriteri olduğu görülmektedir. Akademik
saygınlık ve kurum imajı da üniversite tercihini etkileyen önemli kriterler arasındadır. Bu çalışmada
meslek yüksekokulu öğrencilerinin üniversite tercihlerini yaparken dikkate aldıkları faktörler
araştırılmıştır. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Ortaca Meslek Yüksekokulu birinci sınıfta okuyan
turizm öğrencilerine anket uygulanmıştır. Araştırmada nicel araştırma yöntemi uygulanmıştır. 276
öğrenci üzerinde yapılan anket araştırması sonucu elde edilen veriler, tanımlayıcı istatistik analizleri,
t-testi ve varyans analiziyle incelenmiştir. Toplanan veriler istatistiki analizler yardımıyla
değerlendirilmiş ve yorumlanmaya çalışılmıştır. Üniversite tercihlerini etkileyen faktörlerin
demografik açıdan farklılıkları da araştırılmıştır.
universities to attach more importance to individual promotional activities. While the proliferation of
alternatives is positive for students, it has led to an increase in the efforts of universities to further
develop themselves. The fact that universities try to get even more prominent by doing intensive
studies makes it important for students to choose which factors among these alternatives to take into
consideration. Choosing between different alternatives is a difficult and important process. The
priority order of these alternatives and these alternatives varies according to the risk that the students
have taken to the election, their priorities, the decision. The stage in which the student chooses to
make a university choice is the stage in which they should pay more attention to their career plans.
Decisions made right and on the spot will cause the student to be happy or unhappy throughout life.
For this reason, it is very important to determine which factors the individual should take into
account when making his / her choice. In the researches conducted, it is seen that the most important
of the factors influencing the university selection is the geographical position criterion in which the
university is located. Academic prestige and institutional image are among the important criteria
affecting university choice. In this study, the factors that vocational high school students consider
when making university preferences are investigated. A questionnaire was applied to the tourism
students who read first grade in Muğla Sıtkı Koçman University Ortaca Vocational School.
Quantitative research method was applied in the research. The data obtained from the questionnaire
survey on 276 students were analyzed by descriptive statistical analysis, t-test and analysis of
variance. The collected data were evaluated and interpreted with the help of statistical analysis. The
demographic differences of the factors affecting university preferences were also investigated.
Ülkemizde son yıllarda üniversite sayılarındaki hızlı artış üniversitelerin bireysel olarak tanıtım
faaliyetlerine daha fazla önem vermelerine neden olmuştur. Alternatiflerin fazla olması öğrenciler
açısından olumlu görülürken, üniversitelerin kendilerini daha fazla geliştirme çabalarının artmasına
neden olmuştur. Üniversitelerin yoğun çalışmalar yaparak daha da ön plana çıkmaya çalışmaları,
öğrencilerin bu kadar alternatif arasından hangi faktörleri dikkate alarak seçim yapacaklarını önemli
hale getirmektedir. Farklı alternatifler arasından seçim yapmak hem zor hem de önemli bir süreçtir.
Öğrencilerin, seçim türüne, önceliklerine, kararın taşıdığı riske göre bu alternatifler ve bu
alternatiflerin öncelik sıralaması değişmektedir. Öğrencinin üniversite tercihini yapma aşaması,
onların kariyer planlarını yaparken en fazla dikkat etmeleri gereken aşamayı oluşturmaktadır. Doğru
ve yerinde verilen kararlar, öğrencinin hayatı boyunca mutlu veya mutsuz olmasına neden olacaktır.
Bu nedenle bireyin seçimi, tercihi yaparken hangi faktörleri dikkate alması gerektiğinin tespiti
oldukça önemlidir. Yapılan araştırmalarda, öğrencilerin üniversite seçimini etkileyen faktörlerden en
önemlisinin üniversitenin bulunduğu coğrafi konum kriteri olduğu görülmektedir. Akademik
saygınlık ve kurum imajı da üniversite tercihini etkileyen önemli kriterler arasındadır. Bu çalışmada
meslek yüksekokulu öğrencilerinin üniversite tercihlerini yaparken dikkate aldıkları faktörler
araştırılmıştır. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Ortaca Meslek Yüksekokulu birinci sınıfta okuyan
turizm öğrencilerine anket uygulanmıştır. Araştırmada nicel araştırma yöntemi uygulanmıştır. 276
öğrenci üzerinde yapılan anket araştırması sonucu elde edilen veriler, tanımlayıcı istatistik analizleri,
t-testi ve varyans analiziyle incelenmiştir. Toplanan veriler istatistiki analizler yardımıyla
değerlendirilmiş ve yorumlanmaya çalışılmıştır. Üniversite tercihlerini etkileyen faktörlerin
demografik açıdan farklılıkları da araştırılmıştır.
Turizm lisans eğitimi alan öğrencilerin turizmde kariyer algılamalarını araştıran bu çalışma kolayda örnekleme tekniği ile üç farklı üniversitede eğitim gören toplam 414 öğrenciden Roney ve Öztin’in (2007) geliştirdiği anket yardımıyla... more
Turizm lisans eğitimi alan öğrencilerin turizmde kariyer algılamalarını araştıran bu çalışma kolayda örnekleme tekniği ile üç farklı üniversitede eğitim gören toplam 414 öğrenciden Roney ve Öztin’in (2007) geliştirdiği anket yardımıyla veri toplamıştır. Elde edilen sonuçların daha önceki çalışmalar ile oldukça benzer olduğu görülmektedir. Buna göre öğrencilerin turizmde kariyer algılamalarının cinsiyet, mezun olunan lise, eğitimden duyulan memnuniyet ve sektörde deneyim değişkenlerine göre istatistiksel olarak farklılaşmadığı anlaşılmıştır. Öğrencilerin turizmde kariyer algılamalarına ilişkin görüşleri incelediğinde öğrencilerin turizmde kariyerin gerek olumlu gerekse olumsuz etkileri hakkında kararsız bir tutuma sahip oldukları görülmektedir. Öğrencilerin en yüksek kariyer algılamalarının ‘turizmin yurtdışında çalışma olanağı sağlaması’ ve yeni insanlarla tanışmanın verdiği keyiften kaynaklandığı’, en olumsuz algılamaların ise ‘turizmin diğer işlerden daha az saygın olması’,‘turizmin cinsiyet ayrımına yol açması’,‘sosyal yaşantıya zaman bırakmaması’ ve ‘ekonomik getirinin azlığı’ndan kaynaklandığı söylenebilir. Çalışma teorik ve uygulamaya yönelik çıktılar ve önerilerle son bulmaktadır.
- by Gürkan AKDAĞ
- •
- TURİZM, KIBRIS, Kariyer, çanakkale
Araştırmada lise ve üniversite öğrencilerinin kariyer belirlemeye ilişkin özyeterlilik düzeyleri belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca araştırma kapsamında lise öğrencileri ile üniversite öğrencileri arasında kariyer belirlemeye ilişkin... more
Araştırmada lise ve üniversite öğrencilerinin kariyer belirlemeye ilişkin özyeterlilik düzeyleri belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca araştırma kapsamında lise öğrencileri ile üniversite öğrencileri arasında kariyer belirlemeye ilişkin özyeterlilik düzeyleri açısından farklılık olup olmadığı incelenmiş; bunun yanında tüm öğrencilerin sosyo-demografik niteliklerine göre (yaş, cinsiyet, çalışma durumu gibi) kariyer belirlemeye ilişkin özyeterlilik düzeylerinin farklılaşıp farklılaşmadığı tespit edilmiştir. Araştırmaya farklı lise ve üniversitelerde öğrenim gören toplam 982 öğrenci katılmıştır. Araştırma sonucunda, öğrencilerin kariyer belirlemeye ilişkin özyeterlilik düzeylerinin ortalamanın üzerinde olduğu; lise öğrencilerinin kariyer belirlemeye yönelik özyeterliliğinin üniversite öğrencilerine göre daha yüksek olduğu ve öğrencilerin kariyerlerini belirlemeye yönelik özyeterliliklerinin; cinsiyet, çalışma durumu ve yapacakları işi belirleme değişkenlerine göre farklılaştığı bulunmuştur. Öğrencilerin yaşları ile kariyerlerini belirlemeye yönelik özyeterlilikleri arasında da negatif yönlü anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir.
Bireyin geleceği ile ilgili plan yapma aşamasında etkisinde kaldığı pek çok unsur vardır. Kariyer stresi oluşturan bu unsurlarla bireyin başarılı olarak mücadele etmesi neticesinde hedeflenen sonuçlar elde edilebilecektir. Arzu edilen... more
Bireyin geleceği ile ilgili plan yapma aşamasında etkisinde kaldığı pek çok unsur vardır. Kariyer stresi
oluşturan bu unsurlarla bireyin başarılı olarak mücadele etmesi neticesinde hedeflenen sonuçlar elde
edilebilecektir. Arzu edilen kariyer başarısını elde etme süresinde ortaya çıkabilecek kariyer stresini
yönetebilmek için, kişinin öz saygısının ve başarı odaklı motivasyonunun olumlu etkisi olacağı varsayımı ile bu
çalışmada kariyer stresi, öz saygı ve başarı odaklı motivasyon ile ilişkili olarak incelenmiştir. Öz saygısı ve
başarı odaklı motivasyonu yüksek bireylerin kariyer streslerinin düşük olacağı varsayılmaktadır. Bu amaç ile
Düzce Üniversitesi İşletme Fakültesinde 2019-2020 eğitim döneminde kayıtlı bulunan ve örnekleme dahil olan
öğrencilerden (361 kişi)yüz yüze anket tekniği ile veriler toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS programı
kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, öğrencilerin kariyer stresi ile başarı odaklı motivasyonları
ve öz saygıları arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca öğrencilerin öz saygılarının ve
başarı odaklı motivasyonlarının yüksek, kariyer streslerinin de ortanın altında olduğu sonucu ortaya çıkmıştır.
Bazı demografik özelliklere göre de bu üç değişken istatistiksel olarak farklılık göstermektedir.
oluşturan bu unsurlarla bireyin başarılı olarak mücadele etmesi neticesinde hedeflenen sonuçlar elde
edilebilecektir. Arzu edilen kariyer başarısını elde etme süresinde ortaya çıkabilecek kariyer stresini
yönetebilmek için, kişinin öz saygısının ve başarı odaklı motivasyonunun olumlu etkisi olacağı varsayımı ile bu
çalışmada kariyer stresi, öz saygı ve başarı odaklı motivasyon ile ilişkili olarak incelenmiştir. Öz saygısı ve
başarı odaklı motivasyonu yüksek bireylerin kariyer streslerinin düşük olacağı varsayılmaktadır. Bu amaç ile
Düzce Üniversitesi İşletme Fakültesinde 2019-2020 eğitim döneminde kayıtlı bulunan ve örnekleme dahil olan
öğrencilerden (361 kişi)yüz yüze anket tekniği ile veriler toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS programı
kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, öğrencilerin kariyer stresi ile başarı odaklı motivasyonları
ve öz saygıları arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca öğrencilerin öz saygılarının ve
başarı odaklı motivasyonlarının yüksek, kariyer streslerinin de ortanın altında olduğu sonucu ortaya çıkmıştır.
Bazı demografik özelliklere göre de bu üç değişken istatistiksel olarak farklılık göstermektedir.
- by Oznur Bozkurt and +1
- •
- Kariyer, Motivasyon
ÖZET Ayrımcılık kavramı her zaman, her yerde ve her koşulda karşımıza çıkmakta olan bir olgudur. Farklı türlerde, şiddetlerde ve zamanlarda karşımıza çıkan ve toplumda etkisini derinden hissettiren bu olgu içerisinde yer aldığı... more
ÖZET Ayrımcılık kavramı her zaman, her yerde ve her koşulda karşımıza çıkmakta olan bir olgudur. Farklı türlerde, şiddetlerde ve zamanlarda karşımıza çıkan ve toplumda etkisini derinden hissettiren bu olgu içerisinde yer aldığı kültürlerde kendisini kabullendirip, insanları şekillendirmektedir. İnsanların ikili ilişkiler kurmalarından tutun, iş yapma biçimleri, işletmelerin insan kaynakları politikaları, performans değerlendirme sistemleri, kariyer yollarının belirlenmesine kadar uzanan geniş bir yelpazede kendisine yer bulmaktadır. Ayrımcılık sadece cinsiyet temelli olmamakta, bireye ait tüm kişisel özellikler (dil, din, ırk, yaş, kilo, boy vb.) ayrımcılığa konu edilebilmektedir. Bu çalışmanın amacı, halka en yakın sistem olarak adlandırılan belediyelerde çalışan bireylerin cinsiyet ayrımcılığına maruz kalıp kalmadıkları ve ayrımcılığa yönelik düşünce kalıplarını ve önyargılarını ortaya çıkarmaktır. Çalışmamızın örneklemini Doğu Akdeniz Bölgesinde yer alan bir ilin iki merkez ilçesindeki belediyelerde çalışan 169 kişi oluşturmaktadır. Veri toplamada anket yöntemi kullanılmış olup, elde edilen veriler SPSS paket programı aracılığıyla Frekans, Korelasyon ve Regresyon analizlerine tabi tutulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre; kadınlara ait cinsiyet ayrımcılığına yönelik algılarda cinsiyete bağlı belirgin farklılıkların olduğu görülmüştür. Çalışma hayatında kadınların neden daha az yer aldığı ve kariyer konusunda neden erkeklere oranla geri planda kaldıklarına yönelik sonuçlar literatürü desteklemektedir. ABSTRACT Discrimination concept is a phenomenon that we come across everywhere, every time and on any ground. This phenomenon which makes feel itself in society and we confront in different types, intensity and times gives shape people by having itself accepted. It takes place in a wide range of areas such as forming bilateral relation, transaction business, human resources policies, performance assessment systems and determining career paths. Discrimination is not only about gender but it also mentions all personal features regarding individual (language, religion, race, age, weight, height etc.). The aim of this study is to determine if working individuals in municipalities called the nearest system to public are exposed to gender apartheid or not and to reveal their opinions and bias about discrimination. 169 individuals working in two central districts in a province of East Mediterranean Region make up the sample of our study. Questionnaire method was used to get data and the obtained data were subjected to Frequency, Correlation and Regression analyzes through SPSS packet programme. According to the findings, it has been seen that depending on gender there are significant differences in perceptions about gender apartheid against women. Results regarding the reason why women take less place in business life and remain in the background in career support the litterateur.
Turizm eğitimi turizm sektöründeki işgücünün niteliğinin artmasına katkı sunmaktadır. Bu bağlamda turizm eğitimi alan öğrencilerin kariyer planlamalarının incelenmesi turizm sektöründeki insan kaynakları yönetiminin geliştirilmesi ve yeni... more
Turizm eğitimi turizm sektöründeki işgücünün niteliğinin artmasına katkı sunmaktadır. Bu bağlamda turizm eğitimi alan öğrencilerin kariyer planlamalarının incelenmesi turizm sektöründeki insan kaynakları yönetiminin geliştirilmesi ve yeni gelişmelerin değerlendirilmesi açısından önemlidir. Çalışma ile Gaziantep 2016-2017 dönemi 1. sınıf ön lisans öğrencilerinin kariyer planlamasına ilişkin anket yapılmıştır. Ankette, demografik özelliklere ilişkin sorular ile 5’li Likert ölçeğinin kullanıldığı ifadeler bulunmaktadır. Anket bulguları, öğrencilerin okudukları bölümü kendi istekleri doğrultusunda seçmelerine rağmen kariyerlerini planlamadan kısmen bilgi sahibi olduklarını, genelde özel sektörde çalışmak istediklerini göstermektedir. Ayrıca öğrencilerin çalışma hayatında işletmelerin manevi içeriğe sahip motivasyon yöntemlerini uygulamaları ve işlerini severek yapmalarının önemli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Araştırmada üniversite öğrencilerinin kariyer danışmanlığına yönelik tutumları incelenmiş ve bu tutumlar ile öğrencilerin özsaygı düzeyleri arasında ilişki olup olmadığı belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca öğrencilerin sosyo-demografik... more
Araştırmada üniversite öğrencilerinin kariyer danışmanlığına yönelik tutumları incelenmiş ve bu tutumlar ile öğrencilerin özsaygı düzeyleri arasında ilişki olup olmadığı belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca öğrencilerin sosyo-demografik niteliklerine göre (yaş, cinsiyet, bölüm, sınıf vb.) kariyer danışmanlığına ilişkin tutumlarının ve özsaygılarının farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesi de araştırmanın alt amacını oluşturmaktadır. Araştırmaya farklı fakültelerde öğrenim gören toplam 566 öğrenci katılmıştır. Veriler SPSS 24.0 programında analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, kariyer danışmanlığı kavramının öğrencilerin çoğunluğu tarafından bilinmediği ve çok küçük miktarda öğrencinin kariyer danışmanlığı hizmeti aldığı; öğrencilerin özsaygı düzeylerinin yüksek ve kariyer danışmanlığına ilişkin tutumlarının olumlu olduğu ve öğrencilerin özsaygı düzeyleri ile kariyer danışmanlığına yönelik tutumları arasında anlamlı ve olumlu bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Bunun yanında işletme fakültesinde okuyan öğrencilerin, kız öğrencilerin ve gelecekte kariyer danışmanlığı hizmeti almak isteyen öğrencilerin kariyer danışmanlığına ilişkin tutumlarının daha olumlu olduğu; sınıflarının artması ile birlikte öğrencilerin kariyer danışmanlığına yönelik olumlu tutumlarının azaldığı ve kız öğrencilerin özsaygılarının erkek öğrencilerden daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Günümüz iş yaşamı içerisinde devamlı olarak faaliyetlerini sürdürmek ve başarı elde etmek isteyen işletmeler, sahip oldukları kaynaklarını etkili ve verimli bir şekilde kullanarak rekabet üstünlüğü sağlamak durumundadırlar. Rekabet... more
Günümüz iş yaşamı içerisinde devamlı olarak faaliyetlerini sürdürmek ve başarı elde etmek isteyen işletmeler, sahip oldukları kaynaklarını etkili ve verimli bir şekilde kullanarak rekabet üstünlüğü sağlamak durumundadırlar. Rekabet üstünlüğünün sağlamasında etkili olan teknoloji, ürün, marka değeri gibi işletmenin maddi kaynaklarının yanı sıra işletmeye önemli bir avantaj sağlayacak olan insan kaynağına verilen önem her geçen gün artmaktadır. Çalışanlarının sahip oldukları bilgi, beceri, tecrübe, yeterlilik ve yetkinliklerinin neler olduğunun bilincinde olan, çalışanlarını yeteneklerine uygun şekilde yönlendirebilen ve onların yaptıkları işlerden tatmin olmalarını sağlayan işletmeler rakiplerine karşı rekabet üstünlüğü sağlayacaklardır.
Bu çalışma; Emniyet Teşkilatı birimlerinin görev alanları çerçevesinde; özel hizmet alanlarında (branş) çalışacak olan personelde birim görev gerekleri ile örtüşmeyi sağlayacak olan ilgi alanlarının tespit edilmesine yönelik bir alan... more
Bu çalışma; Emniyet Teşkilatı birimlerinin görev alanları çerçevesinde; özel hizmet alanlarında (branş) çalışacak olan personelde birim görev gerekleri ile örtüşmeyi sağlayacak olan ilgi alanlarının tespit edilmesine yönelik bir alan çalışmasıdır. Çalışmada Holland’ın Personel Kariyer Teorisi (PCT) esas alınmıştır. Çalışmada kullanılan yöntem kesitsel araştırma yöntemidir. Alan araştırması sonucu; Emniyet Teşkilatının özel hizmet alanlarında teoride ileri sürülen faktörlerden sadece “araştırıcı özelliği” regresyon modelinde istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Ayrıca bu çalışmada mesleki ilgi alanlarının risk katsayıları belirlenmiştir. Bu katsayılar doğrultusunda birimlerin branş olabilmesinde referans alınabilecek model önerisi geliştirilmiştir.
An Examınatıon of Vocatıonal Interests of Polıce Offıcers based On the Personnel Career Theory
Abstract
The objective of this study is to determine whether the interests and requirements of the TNP personnel who work in the special vocational fields are matched.
The present study is based on the foundations of Holland’s Personnel Career Theory (PCT). A cross sectional research methodology is used to analyze the collected data. According to the findings: Only the “investigative dimension” among the other factors suggested in the theory is found statistically significant with regression model for the TNP vocational branches. Also in this study, risk coefficients of vocational interest have been identified. In accordance with these coefficients, a model has been developed that can be taken as a reference for units to be branches.
Keywords:
Vocational interests, interest inventories, Type of jobs, Units of Police, Turkish National Police, Investigative
An Examınatıon of Vocatıonal Interests of Polıce Offıcers based On the Personnel Career Theory
Abstract
The objective of this study is to determine whether the interests and requirements of the TNP personnel who work in the special vocational fields are matched.
The present study is based on the foundations of Holland’s Personnel Career Theory (PCT). A cross sectional research methodology is used to analyze the collected data. According to the findings: Only the “investigative dimension” among the other factors suggested in the theory is found statistically significant with regression model for the TNP vocational branches. Also in this study, risk coefficients of vocational interest have been identified. In accordance with these coefficients, a model has been developed that can be taken as a reference for units to be branches.
Keywords:
Vocational interests, interest inventories, Type of jobs, Units of Police, Turkish National Police, Investigative
Kariyer uyum yeteneği kavramı bilişsel ve duygusal bir özellik olarak bireylerin hem özel hem de mesleki yaşamlarında başarı elde etmelerinde oldukça öneme sahiptir. Bu tip yeteneklere sahip olan bireyler açısından bu özellikler iş... more
Kariyer uyum yeteneği kavramı bilişsel ve duygusal bir özellik olarak bireylerin hem özel hem de
mesleki yaşamlarında başarı elde etmelerinde oldukça öneme sahiptir. Bu tip yeteneklere sahip olan
bireyler açısından bu özellikler iş değişikliklerinde veya eğitim hayatını tamamlayıp sektöre geçişte
oldukça faydalı olmaktadır. Bu çalışmanın amacı, turizm eğitimi alan son sınıf öğrencilerinin kariyer
uyum yeteneklerinin turizm sektörüne bağlılıkları üzerindeki etkisini araştırmaktır. Çalışma
Türkiye’de ve KKTC’de bulunan beş turizm fakültesi ve iki turizm yüksekokulu son sınıf öğrencileri
üzerinde gerçekleştirilmiştir. Veriler tanımlayıcı analizler, doğrulayıcı faktör analizi ve yapısal eşitlik
modeli ile analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; bireylerin kaygı düzeylerinin artmasının
turizm sektörüne bağlılığı azalttığı belirlenmiştir. Araştırmada bireylerin kendi kariyerleri ile ilgili
kontrol algılarının artmasının ise turizm sektörüne bağlılıklarını artırdığı bulgulanmıştır. Bununla
birlikte merak ve güven değişkenlerinin turizm sektörüne bağlılığı etkilemediği belirlenmiştir.
mesleki yaşamlarında başarı elde etmelerinde oldukça öneme sahiptir. Bu tip yeteneklere sahip olan
bireyler açısından bu özellikler iş değişikliklerinde veya eğitim hayatını tamamlayıp sektöre geçişte
oldukça faydalı olmaktadır. Bu çalışmanın amacı, turizm eğitimi alan son sınıf öğrencilerinin kariyer
uyum yeteneklerinin turizm sektörüne bağlılıkları üzerindeki etkisini araştırmaktır. Çalışma
Türkiye’de ve KKTC’de bulunan beş turizm fakültesi ve iki turizm yüksekokulu son sınıf öğrencileri
üzerinde gerçekleştirilmiştir. Veriler tanımlayıcı analizler, doğrulayıcı faktör analizi ve yapısal eşitlik
modeli ile analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; bireylerin kaygı düzeylerinin artmasının
turizm sektörüne bağlılığı azalttığı belirlenmiştir. Araştırmada bireylerin kendi kariyerleri ile ilgili
kontrol algılarının artmasının ise turizm sektörüne bağlılıklarını artırdığı bulgulanmıştır. Bununla
birlikte merak ve güven değişkenlerinin turizm sektörüne bağlılığı etkilemediği belirlenmiştir.
- by Murat Yesiltas and +1
- •
- TURİZM, Kariyer
Bireyin, kariyer planlamaya başlamadan önce bu alanda neler yapacağını ve ulaşmak istediği hedefleri konusunda bazı kararları netleştirmesi büyük önem arz etmektedir. Aynı zamanda yapacağı planlamadaki başarıya ne kadar sürede... more
Bireyin, kariyer planlamaya başlamadan önce bu alanda neler yapacağını ve ulaşmak istediği hedefleri konusunda bazı kararları netleştirmesi büyük önem arz etmektedir. Aynı zamanda yapacağı planlamadaki başarıya ne kadar sürede ulaşacağını, yakın ve uzak hedeflerini doğru belirlemelidir. Hedeflerini belirledikten sonra bu hedeflere varma konusunda zaman zaman bazı engellerle karşılaşılabileceğini hesaba almalıdır. Ancak bu engeller karşısında kişi asla pes etmemeli, kariyer hedefi ve başarısı için gerekli durumlarda mutlaka A planı dışında B ve C gibi planlar önceden yapılmalıdır. Yapılan bu planlamalarla birlikte göz önünde bulundurulması gereken bir diğer konu ise, kişinin ilgi ve yetenekleriyle birlikte güçlü ve zayıf yönlerini de keşfetmesidir. Bu nedenle kişi yapabildiği kadarıyla kendisini objektif bir şekilde değerlendirmek ve sağlıklı bir tespit yapmak zorundadır.
Bireyin kendisini değerlendirmekle beraber mesleklerin gelişimini, zamanla önemi azalan meslekleri ya da ortadan kalkan meslekleri araştırmalı, mesleklerdeki bu değişimleri ve gelişimleri de takip etmelidir. Bir kariyer seçimi yapmak bazen oldukça zor ve karmaşık hâle gelebilmektedir. Bu sebeple kariyer seçimini etkileyen faktörleri iyi tespit eden bireyler, var olan zor ve karmaşık hâli kolaylaştırıp belirginleştirebilir.
Kariyer seçimini etkileyecek faktörleri sıralamak gerekirse; ilgi, yetenek, bireysel beklentiler, cinsiyet ve mesleğin geleceğiyle ilgili durumlar göze çarpmaktadır. Kısaca ifade etmek gerekirse; birey hayatını şekillendiren kariyer ile ilgili seçim yapacağı dönemlerde profesyonel bir yaklaşım sergilemek ve ince eleyip sık dokumalıdır. Bu profesyonel yaklaşım, bireyin kariyer yolculuğunda sağlıklı bir karar vermesinde büyük önem arz etmektedir. Verilecek kararda; ideal bir kariyer planı yapılması, kaynakların yerinde ve doğru kullanılması hedeflenmelidir.
Unutmayalım ki, kariyer planlamada, kişinin akademik alanda edindiği bilgilerle geleceğini tasarlaması oldukça önemlidir. Özellikle günümüz çalışma dünyasında bazı kişiler; meslek seçimi yaptıktan sonraki süreçte mevcut mesleklerini benimsemeyip seçtiği mesleği bırakarak, farklı meslek arayışlarına girmekte, bu durum da bireyin hem maddi hem de manevi durumunu doğrudan etkilemektedir. Bu sebeple, iş hayatında benzer durumlarla karşılaşmamak ve çalışma sahasındaki profesyonellik adına kariyer tedbirleri önceden yerinde ve zamanında alınmalıdır.
Bireyin kendisini değerlendirmekle beraber mesleklerin gelişimini, zamanla önemi azalan meslekleri ya da ortadan kalkan meslekleri araştırmalı, mesleklerdeki bu değişimleri ve gelişimleri de takip etmelidir. Bir kariyer seçimi yapmak bazen oldukça zor ve karmaşık hâle gelebilmektedir. Bu sebeple kariyer seçimini etkileyen faktörleri iyi tespit eden bireyler, var olan zor ve karmaşık hâli kolaylaştırıp belirginleştirebilir.
Kariyer seçimini etkileyecek faktörleri sıralamak gerekirse; ilgi, yetenek, bireysel beklentiler, cinsiyet ve mesleğin geleceğiyle ilgili durumlar göze çarpmaktadır. Kısaca ifade etmek gerekirse; birey hayatını şekillendiren kariyer ile ilgili seçim yapacağı dönemlerde profesyonel bir yaklaşım sergilemek ve ince eleyip sık dokumalıdır. Bu profesyonel yaklaşım, bireyin kariyer yolculuğunda sağlıklı bir karar vermesinde büyük önem arz etmektedir. Verilecek kararda; ideal bir kariyer planı yapılması, kaynakların yerinde ve doğru kullanılması hedeflenmelidir.
Unutmayalım ki, kariyer planlamada, kişinin akademik alanda edindiği bilgilerle geleceğini tasarlaması oldukça önemlidir. Özellikle günümüz çalışma dünyasında bazı kişiler; meslek seçimi yaptıktan sonraki süreçte mevcut mesleklerini benimsemeyip seçtiği mesleği bırakarak, farklı meslek arayışlarına girmekte, bu durum da bireyin hem maddi hem de manevi durumunu doğrudan etkilemektedir. Bu sebeple, iş hayatında benzer durumlarla karşılaşmamak ve çalışma sahasındaki profesyonellik adına kariyer tedbirleri önceden yerinde ve zamanında alınmalıdır.
Karaman'da henüz apartmanların yükselmediği 1930 ve 1940'larda kerpiç evlerde doğmuş Karaman evlatlarının zirvede devam eden hayat hikayeleri. Her birinin içinde yokluk, çaresizlik, imkansızlık, zorluk, mücadele var. Ama inanç, zeka,... more
Karaman'da henüz apartmanların yükselmediği 1930 ve 1940'larda kerpiç evlerde doğmuş Karaman evlatlarının zirvede devam eden hayat hikayeleri. Her birinin içinde yokluk, çaresizlik, imkansızlık, zorluk, mücadele var. Ama inanç, zeka, başarma arzusu tüm olumsuzlukları yok etti. Her birinin kendi kaleminden gelecek nesillere örnek hayat hikayeleri.
Abdurrahman Ünsay, Abdurrahman Sağkaya ,Abidin Kayserilioğlu, Adnan Kadıoğlu, Adnan Karaardıç, Ahmet Yıldızcı, Ahmet Boynukalın, Ahmet Kayserilioğlu, Ali Eryılmaz, Asuman Güven Aksoy, Ayhan Tan, Celalettin Özer, Ekrem Ekinci, Fettah Güventürk, Halit Kayserilioğlu, Hüsnü Buğdaycı, Işın Çelebi, İsmail Genç, Kamil Pembeci, Kâmil Uğurlu, Kayhan Tuncel, Kemal Boynukalın, Kenan Kaynaş, Keramettin Ünsay, Mehmet Muammer Alkan, Mehmet Uysal, Mete Yıldızcı, Mualla Mezhepoğlu, Muhsin Abay, Mustafa Diler, Mustafa Koçak, Nadide Candan (Özer), Nazım Boynukalın, Orhan Tosun, Özcan Genç Rahmi Güven, Ramazan Özgan, Ramis Kahyaoğlu, Rıfkı Boynukalın, Rıza Küçükoğlu, Sami Yaşar Ölçer, Suat Sözer, Şahabattin Yavuzaslan, Timsal Karabekir Yıldıran, Turgut Ölçer, Turgut Uzel, Vefik Boynukalın, Yalçın Aköz, Yaşar Aksoy, Yüksel Tan, Zeki Eryılmaz,
Abdurrahman Ünsay, Abdurrahman Sağkaya ,Abidin Kayserilioğlu, Adnan Kadıoğlu, Adnan Karaardıç, Ahmet Yıldızcı, Ahmet Boynukalın, Ahmet Kayserilioğlu, Ali Eryılmaz, Asuman Güven Aksoy, Ayhan Tan, Celalettin Özer, Ekrem Ekinci, Fettah Güventürk, Halit Kayserilioğlu, Hüsnü Buğdaycı, Işın Çelebi, İsmail Genç, Kamil Pembeci, Kâmil Uğurlu, Kayhan Tuncel, Kemal Boynukalın, Kenan Kaynaş, Keramettin Ünsay, Mehmet Muammer Alkan, Mehmet Uysal, Mete Yıldızcı, Mualla Mezhepoğlu, Muhsin Abay, Mustafa Diler, Mustafa Koçak, Nadide Candan (Özer), Nazım Boynukalın, Orhan Tosun, Özcan Genç Rahmi Güven, Ramazan Özgan, Ramis Kahyaoğlu, Rıfkı Boynukalın, Rıza Küçükoğlu, Sami Yaşar Ölçer, Suat Sözer, Şahabattin Yavuzaslan, Timsal Karabekir Yıldıran, Turgut Ölçer, Turgut Uzel, Vefik Boynukalın, Yalçın Aköz, Yaşar Aksoy, Yüksel Tan, Zeki Eryılmaz,
Turizm endüstrisinde yaşanan hızlı gelişim ve değişimle birlikte önemli istihdam olanaklarının ortaya çıktığı görülmektedir. Bu doğrultuda turizm sektörünün ihtiyaç duyduğu kalifiye iş gücünün eğitimli olması gerektiği kaçınılmaz bir... more
Turizm endüstrisinde yaşanan hızlı gelişim ve değişimle birlikte önemli istihdam olanaklarının ortaya çıktığı görülmektedir. Bu doğrultuda turizm sektörünün ihtiyaç duyduğu kalifiye iş gücünün eğitimli olması gerektiği kaçınılmaz bir gerçektir. Türkiye’de turizm sektörünün ara eleman ihtiyacını karşılayan Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokullarında eğitim gören öğrencilerin, turizm sektörüne ilişkin görüşleri ile kariyer planlamaları hem kendileri hem de sektör açısından önem arz etmektedir.
Yapılan bu araştırmanın temel amacını, Gaziantep Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulunda turizm eğitimi alan ön lisans öğrencilerinin kariyer planlarını yaparken hangi unsurlara dikkat ettikleri ile turizm sektörüne ilişkin görüşlerinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Bununla birlikte, öğrencilerin mezuniyet sonrası çalışmak istedikleri işletmeden beklentilerini ve turizm sektörüne ilişkin görüşlerini belirleyerek bu görüşlerin demografik ve tanıtıcı özelliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının analiz edilmesi bu araştırmanın diğer amaçlarını oluşturmaktadır. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için 01.05.2017-19.05.2017 tarihleri arasında Gaziantep Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulunda eğitim gören 165 öğrenciye anket uygulanmıştır.
ii
Araştırmada öğrencilerin sektöre ilişkin görüşlerini değerlendirmek üzere hazırlanan sorular, “iş sağlığı ve güvenliği, performans nitelikleri, eğitim, sektörün niteliği, sektörün itibarı, sektörde çalışma koşulları, ücret, sosyal haklar ve sektörün iş zorluğu” olmak üzere 9 boyuttan oluşmaktadır. Öğrencilerin mezuniyet sonrası çalışmak istedikleri işletmeden beklentilerine yönelik hazırlanan sorular ise, “iş yerinin kurumsallığı, ücret ve sosyal haklar, işin manevi tatmini, çalışma koşulları ve etkili motivasyon” olmak üzere 5 boyut altında sınıflandırılmıştır. Yapılan bu araştırma sonucunda, öğrencilerin mezuniyet sonrası kariyer planlamalarında, çalışacakları işletmedeki manevi tatmine önem verdikleri ve öğrencilerin sektöre ilişkin görüşlerinde sektörün çalışma koşullarına dikkat ettikleri tespit edilmiştir. Bununla beraber, öğrencilerin sosyal haklar ve ücret konularını yetersiz buldukları, öğrencilerin büyük bir bölümünün daha önce turizm sektöründe hiç çalışmadığı, çalışan öğrencilerin ise yiyecek-içecek işletmeleri ile otel işletmelerinde çalıştıkları, öğrenciler turizm okulunda eğitim görmeyi kendileri seçmiş olmalarına rağmen, imkân olması durumunda turizm dışında bir okulda eğitim görmeyi istedikleri ve öğrencilerin yarısından fazlasının turizm sektöründeki kariyer olanakları hakkında kısmen bilgi sahibi olduğu tespit edilmiştir. Son olarak, öğrencilerin büyük çoğunluğu mezun olduktan hemen sonra ve mezun olduktan 10 yıl sonra kendi iş yerini kurmak istedikleri araştırmadan elde edilen bir sonuçtur.
Yapılan bu araştırmanın temel amacını, Gaziantep Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulunda turizm eğitimi alan ön lisans öğrencilerinin kariyer planlarını yaparken hangi unsurlara dikkat ettikleri ile turizm sektörüne ilişkin görüşlerinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Bununla birlikte, öğrencilerin mezuniyet sonrası çalışmak istedikleri işletmeden beklentilerini ve turizm sektörüne ilişkin görüşlerini belirleyerek bu görüşlerin demografik ve tanıtıcı özelliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının analiz edilmesi bu araştırmanın diğer amaçlarını oluşturmaktadır. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için 01.05.2017-19.05.2017 tarihleri arasında Gaziantep Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulunda eğitim gören 165 öğrenciye anket uygulanmıştır.
ii
Araştırmada öğrencilerin sektöre ilişkin görüşlerini değerlendirmek üzere hazırlanan sorular, “iş sağlığı ve güvenliği, performans nitelikleri, eğitim, sektörün niteliği, sektörün itibarı, sektörde çalışma koşulları, ücret, sosyal haklar ve sektörün iş zorluğu” olmak üzere 9 boyuttan oluşmaktadır. Öğrencilerin mezuniyet sonrası çalışmak istedikleri işletmeden beklentilerine yönelik hazırlanan sorular ise, “iş yerinin kurumsallığı, ücret ve sosyal haklar, işin manevi tatmini, çalışma koşulları ve etkili motivasyon” olmak üzere 5 boyut altında sınıflandırılmıştır. Yapılan bu araştırma sonucunda, öğrencilerin mezuniyet sonrası kariyer planlamalarında, çalışacakları işletmedeki manevi tatmine önem verdikleri ve öğrencilerin sektöre ilişkin görüşlerinde sektörün çalışma koşullarına dikkat ettikleri tespit edilmiştir. Bununla beraber, öğrencilerin sosyal haklar ve ücret konularını yetersiz buldukları, öğrencilerin büyük bir bölümünün daha önce turizm sektöründe hiç çalışmadığı, çalışan öğrencilerin ise yiyecek-içecek işletmeleri ile otel işletmelerinde çalıştıkları, öğrenciler turizm okulunda eğitim görmeyi kendileri seçmiş olmalarına rağmen, imkân olması durumunda turizm dışında bir okulda eğitim görmeyi istedikleri ve öğrencilerin yarısından fazlasının turizm sektöründeki kariyer olanakları hakkında kısmen bilgi sahibi olduğu tespit edilmiştir. Son olarak, öğrencilerin büyük çoğunluğu mezun olduktan hemen sonra ve mezun olduktan 10 yıl sonra kendi iş yerini kurmak istedikleri araştırmadan elde edilen bir sonuçtur.
ÖZET Bu çalışmada, kariyer tatmini değişkeninin tükenmişlik alt boyutları olan duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarı hissi boyutları üzerindeki etkisi ampirik olarak araştırılmıştır. Veriler, Erzincan Milli Eğitime bağlı... more
ÖZET Bu çalışmada, kariyer tatmini değişkeninin tükenmişlik alt boyutları olan duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarı hissi boyutları üzerindeki etkisi ampirik olarak araştırılmıştır. Veriler, Erzincan Milli Eğitime bağlı okullarda görev yapan 307 öğretmenden toplanmıştır. Elde edilen bulgulara göre öğretmenlerin kariyer tatmini, tükenmişlik düzeyleri açıklayan önemli bir faktördür. Regresyon analizi bulguları; kariyer tatmininin, duygusal tükenme boyutundaki varyansı %17.4 duyarsızlaşma boyutundaki varyansı %3.7, kişisel başarı hissi boyundaki varyansı %5,4 oranında anlamlı olarak açıkladığını göstermektedir. ABSTRACT In this study, the effect of career satisfaction variable on burnout sub-dimensions such as emotional exhaustion, depersonalization and personal accomplishment was investigated empirically. The data were collected from 307 teachers working in Erzincan National Education schools. According to the findings, teachers' career satisfaction is an important factor explaining their burnout levels. Regression analysis findings; career satisfaction significantly explained the variance in the emotional exhaustion dimension by 17.4%, the variance in the depersonalization dimension 3.7% and the variance in the personal accomplishment dimension by 5.4%.
Kariyer sorununu etkileyen sorunlar, kariyer sorunu, kariyer çıpaları
ÖZ Amaç: Araştırma, ebelik öğrencilerinin lisansüstü eğitim ve kariyer tercihlerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırma, karma yöntem ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya dâhil edilme kriterlerine uyan ve... more
ÖZ Amaç: Araştırma, ebelik öğrencilerinin lisansüstü eğitim ve kariyer tercihlerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırma, karma yöntem ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya dâhil edilme kriterlerine uyan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 270 öğrenci araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Nitel örneklemi amaçlı örneklem metoduyla seçilen 8 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın verileri, "Kişisel Bilgi Formu", "Kariyer Geleceği Ölçeği" ve "Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu" ile toplanmıştır. Verilerin istatistiksel analizinde nicel veriler için tanımlayıcı istatistikler, bağımsız örneklemlerde t testi, tek yönlü varyans analizi (Bonferroni testi); nitel verilerin analizinde ise içerik analizi kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin Kariyer Geleceği Ölçek toplam ortalaması açısından öğrenim görülen sınıflar arasında anlamlı bir farkın şekillendiği (p<0,05) ve bu farkın ebelik birinci sınıf öğrencilerinden kaynaklandığı bulunmuştur. Araştırmada mesleği sevme durumuna göre kariyer uyumluluğu alt boyut puan ortalamaları açısından ve ebelik mesleğini seçme durumuna göre kariyer iyimserliği alt boyutundan alınan puanlar bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklar saptanmıştır (p<0,001). Bu farkların öğrencilerin mesleği çok sevme ve üniversite taban puanı durumlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Nitel desende öğrencilerin kariyer ve lisansüstü eğitim planlarının şekillenmesindeki en etkili faktörlerin sırasıyla; aile, toplum, algılanan gelir düzeyi ve öğretim elemanları olduğu tespit edilmiştir. Sonuç: Araştırmanın nitel ve nicel verilerindeki ortak sonuçlar; öğrencilerin kariyer planlarına ilişkin yeterli bilgilerinin olmadığı, ancak mesleki rollerine ilişkin modern tutuma sahip olduklarıdır. ABSTRACT Aim: The research was done to determine postgraduate education and career preferences of midwifery students. Material and Methods: The research was done in mixed method. The sample was constituted by 270 students suitable for the research inclusion criteria and accepting to attend the study. The sample of the qualitative part was formed by 8 students chosen through purposeful sampling method. The research data was collected through "Personal Information Form", "Career Futures Inventory" and "Semi-Structured Interview Form". Descriptive statistics, independent samples t-test and one-way analysis of variance (Bonferroni test) were used in quantitative data analysis, and content analysis was used in qualitative data analysis. Results: A significant difference was found between total mean scores of Career Futures Inventory and grade level of students (p<0.05) and this stemmed from freshmen midwifery students. Statistically significant differences were identified in the sub-dimension mean scores of career adaptability for loving the profession and in career optimism sub-dimension for choosing the profession of midwifery (p<0.001). It was identified that this difference stemmed from the states of loving the profession much and university entrance exam scores. In qualitative data it was found that the most effective factors in graduate education and career plan formation of the students were respectively family, society, perceived level of income and instructors.
- by FUNDA ÇİTİL CANBAY and +1
- •
- Kariyer, Lisansüstü Eğitim, Ebelik, öğrenciler
Öz Anahtar Sözcükler Bu araştırmanın amacı; Bartın Öğrenme Süreçlerinin İzlenmesi Projesi kapsamında uygulanan öğrenci anketinden elde edilen verilerden yararlanılarak 9. sınıfta okuyan 735 öğrencinin, kariyer seçimleri üzerinde etkili... more
Öz Anahtar Sözcükler Bu araştırmanın amacı; Bartın Öğrenme Süreçlerinin İzlenmesi Projesi kapsamında uygulanan öğrenci anketinden elde edilen verilerden yararlanılarak 9. sınıfta okuyan 735 öğrencinin, kariyer seçimleri üzerinde etkili olan faktörleri veri madenciliği yöntemleri kullanarak belirlemektir. Öğrencilerin kariyer seçimlerine; cinsiyetin, ailesinin aylık gelir düzeyinin, babasının eğitim durumunun, annesinin eğitim durumunun, öğretim yılı içerisinde okulda zorbalığa maruz kalma durumunun, babasının mesleğinin, evdeki kitap sayısının, öğrencinin okula devamsızlık durumunun, oturdukları evin sahiplik durumunun etkisi incelenmiştir. Bartın Başarı Takip Araştırması kapsamında yapılan sınavdan sonra uygulanan anket verilerinden yararlanarak veri madenciliği tekniklerinden birisi olan karar ağaçları tekniği uygulanmıştır. RapidMiner Studio programı ve SPSS Statistics 25 programında veriler analiz edilmiştir. Cinsiyetin kariyer seçiminde etkili olduğu kız öğrencilerin dört yıllık üniversite hedefinin erkek öğrencilere oranla daha fazla olduğu görülmektedir. Ebeveynlerin eğitim düzeyinin arttıkça çocukların kariyer seçimlerinin de yükseldiği sonucuna varılmıştır. Babaların eğitim düzeyi öğrencilerin kariyer seçimi üzerinde annelerin eğitim düzeyinden daha etkili olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Ekonomik gelir düzeyi yükseldikçe öğrencilerin kariyer seçimleri daha sağlıklı ve anlamlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Veri madenciliği Bartın başarı testleri Kariyer seçimi ABİDE TIMMS Makale Hakkında Gönderim Tarihi Abstract Keywords The purpose of this research is to determine the factors affecting the career choices of 735 students studying in the 9 th grade by utilizing the data obtained from the student survey implemented within the scope of the Monitoring of Learning Processes Project by using data mining methods. The impact of student's gender, monthly income of his family, education status of his father, his mother's educational status, bullying situation at school during the academic year, his father's profession, the number of books at home, the student's absence from school, the state of ownership of the house they live have been examined in their career choices. Decision trees technique, one of the data mining techniques, has been applied by making use of the survey data applied after the examination made within the scope of Bartın Success follow-up research. Data were analyzed in the RapidMiner Studio and SPSS Statistics 25. It is seen that gender is effective in career choice, and that female students have more four-year university goals than male students. It was concluded that the higher the education level of the parents, the higher the career choices of the children. It was found that the education level of fathers was more influential on the career choice of students than the education level of mothers. It was concluded that the higher the economic income level, the healthier and more meaningful career choices of the students. Data mining Bartın success tests Career choice ABIDE TIMMS Article Info
Bu çalışma staj döneminde maruz kalınan mobbing düzeyi ile sektörde kariyer yapma isteği arasındaki ilişkinin varlığını sorgulamak amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda literatür taraması yapıldıktan sonra İstanbul’da bir... more
Bu çalışma staj döneminde maruz kalınan mobbing düzeyi ile sektörde kariyer yapma isteği arasındaki ilişkinin varlığını sorgulamak amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda literatür taraması yapıldıktan sonra İstanbul’da bir vakıf üniversitesinde turizm alanında önlisans eğitimi alan 146 öğrenci üzerinde, üç bölüm ve 61 sorudan oluşan bir anket formu uygulanmıştır. Verilerin analizi sonucunda mobbinge uğrama düzeyi ile “yaş”, “tecrübe”, “çalışılan departman” bileşenleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmazken; “cinsiyet” ve “sektörde kariyer yapma isteği” bileşenleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur
Kariyer ve kariyer planlama
One of the major factors that affect the quality of service in tourism as a service industry is the quality of employee. The thing that determines the level of quality is the positive attitudes of employee towards work. In tourism, the... more
One of the major factors that affect the quality of service in tourism as a service industry is the quality of employee. The thing that determines the level of quality is the positive attitudes of employee towards work. In tourism, the employees and guests are easily affected by each other in a physical and psychological way. Therefore, it is a fact that employees who have gained professional qualifications based on tourism education in the tourism sector have an important role in increasing the quality of service and accordingly growth of business volume; saving of time, materials, money and labour; increasing the productivity and business value.
The aim of tourism education is to raise upper and lower levels of qualified labour who will work in tourism sector. However until today, according to the survey results it is known that individuals who are equipped with tourism education do not mainly prefer to work in the sector. In present surveys, tourism sector’s being evaluated as a low paying job that requires low skills, and having a negative image that leads to its being seen as an unimportant and simple job, in which one could be exposed to bad management, and a job that cannot respond to the expectations of part-time or seasonal jobs are seen as the main reasons of the sector’s not being preferred.
The aim of this study is to determine the ideas of current undergraduate students (in Zile Dinçerler Tourism and Hotel Management College) who continue their tourism education and have completed their compulsory internship training on employment in tourism sector and career in tourism sector.
____
Bir hizmet endüstrisi olarak turizmde hizmet kalitesini etkileyen faktörlerin başında işgören kalitesi gelmektedir. Bu kalitenin derecesini belirleyen işgörenin işe karşı olumlu mesleki tutumlarıdır. Turizmde işgörenler ile konuklar birbirlerinden fiziksel ve psikolojik olarak kolayca etkilenmektedirler. Bu nedenle turizm sektöründe turizm eğitimi alarak mesleki nitelik kazanmış işgörenlerin, hizmet kalitesinin yükseltilmesinde ve buna bağlı olarak iş hacminin büyümesi, zaman, malzeme, para ve işgücü tasarrufunda, verimliliğin ve işletme değerinin artırılmasında önemli rol oynadığı bir gerçektir.
Turizm eğitiminin amacı, turizm sektöründe çalışacak nitelikli üst ve alt kademe işgücünün yetiştirilmesidir. Fakat günümüze kadar yapılan araştırma sonuçlarına göre, turizm eğitimi almış bireylerin büyük çoğunluğunun sektörü tercih etmedikleri bilinmektedir. Yapılan araştırmalarda turizm sektörünün düşük ücretli, çok yetenek gerektirmeyen, genellikle önemsiz ve basit işler olarak görülmesine yol açan olumsuz imaja sahip, kötü yönetime maruz kalınan, part-time veya mevsimlik iş ve kariyer beklentilerine cevap veremeyen bir sektör olarak görülmesi sektörün tercih edilmemesinin ana faktörleri olarak görülmektedir.
Bu çalışmanın amacı, turizm eğitimi alan ve zorunlu stajını tamamlamış mevcut lisans öğrencilerinin (Zile Dinçerler Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu) turizm sektöründeki istihdama dair görüşleri ile turizm sektörüne yönelik kariyer düşüncelerini belirlemektir.
The aim of tourism education is to raise upper and lower levels of qualified labour who will work in tourism sector. However until today, according to the survey results it is known that individuals who are equipped with tourism education do not mainly prefer to work in the sector. In present surveys, tourism sector’s being evaluated as a low paying job that requires low skills, and having a negative image that leads to its being seen as an unimportant and simple job, in which one could be exposed to bad management, and a job that cannot respond to the expectations of part-time or seasonal jobs are seen as the main reasons of the sector’s not being preferred.
The aim of this study is to determine the ideas of current undergraduate students (in Zile Dinçerler Tourism and Hotel Management College) who continue their tourism education and have completed their compulsory internship training on employment in tourism sector and career in tourism sector.
____
Bir hizmet endüstrisi olarak turizmde hizmet kalitesini etkileyen faktörlerin başında işgören kalitesi gelmektedir. Bu kalitenin derecesini belirleyen işgörenin işe karşı olumlu mesleki tutumlarıdır. Turizmde işgörenler ile konuklar birbirlerinden fiziksel ve psikolojik olarak kolayca etkilenmektedirler. Bu nedenle turizm sektöründe turizm eğitimi alarak mesleki nitelik kazanmış işgörenlerin, hizmet kalitesinin yükseltilmesinde ve buna bağlı olarak iş hacminin büyümesi, zaman, malzeme, para ve işgücü tasarrufunda, verimliliğin ve işletme değerinin artırılmasında önemli rol oynadığı bir gerçektir.
Turizm eğitiminin amacı, turizm sektöründe çalışacak nitelikli üst ve alt kademe işgücünün yetiştirilmesidir. Fakat günümüze kadar yapılan araştırma sonuçlarına göre, turizm eğitimi almış bireylerin büyük çoğunluğunun sektörü tercih etmedikleri bilinmektedir. Yapılan araştırmalarda turizm sektörünün düşük ücretli, çok yetenek gerektirmeyen, genellikle önemsiz ve basit işler olarak görülmesine yol açan olumsuz imaja sahip, kötü yönetime maruz kalınan, part-time veya mevsimlik iş ve kariyer beklentilerine cevap veremeyen bir sektör olarak görülmesi sektörün tercih edilmemesinin ana faktörleri olarak görülmektedir.
Bu çalışmanın amacı, turizm eğitimi alan ve zorunlu stajını tamamlamış mevcut lisans öğrencilerinin (Zile Dinçerler Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu) turizm sektöründeki istihdama dair görüşleri ile turizm sektörüne yönelik kariyer düşüncelerini belirlemektir.
Teknolojik gelişimlere bağlı olarak, aynı fiziki ortamda bulunma koşuluna bağlı yürütülen eğitim faaliyetleri, mekandan bağımsız bir şekilde çevrimiçi olarak gerçekleştirilmeye başlamıştır. Çevrimiçi ortamlarda bireylerin sorumluluk... more
Teknolojik gelişimlere bağlı olarak, aynı fiziki ortamda bulunma koşuluna bağlı yürütülen eğitim faaliyetleri, mekandan bağımsız bir şekilde çevrimiçi olarak gerçekleştirilmeye başlamıştır. Çevrimiçi ortamlarda bireylerin sorumluluk alarak süreci yönetme becerileri, kendilerine olan güvenleri ve kariyer geleceğine yönelik olumlu düşünceleri, öğrenmeye hazır olmalarını etkileyebilecektir. Buradan yola çıkarak bu çalışmada öğrenmeye hazır olmayı etkileyen unsurlardan olabileceği varsayımı ile öz liderlik becerisi ve kariyer geleceğine ilişkin algı çevrimiçi öğrenmeye hazır oluş üzerindeki etkileri kapsamında incelenmiştir. Geleceğin iş piyasası aktörleri olan genç üniversite öğrencileri üzerinden yürütülen bu çalışmada, nicel veri toplamaya dayalı yöntem kullanılmış ve birincil veriler anket tekniği ile toplanmıştır. SPSS23 paket programı kullanılarak yapılan analizler neticesinde, öz liderlik becerisinin ve kariyer geleceği algısının çevrimiçi öğrenme üzerinde pozitif yönlü ve anlamlı bir etkisinin olduğu görülmüştür. Bu etkide, kariyer geleceğine yönelik olumlu algının öz liderlik ile kıyaslandığında daha fazla belirleyici olduğu da görülmüştür. Ayrıca demografik özelliklere göre öz liderlik becerisi, kariyer geleceği algısı ve çevrimiçi öğrenmeye hazır olma durumu farklılık göstermektedir.
Depending on the technological developments, educational activities carried out on the condition of being in the same physical environment have started to be carried out as online without reagarding the location. In online environments, the abilities of managing the process by taking responsibility, self-confidences and positive thoughts towards career future may affect individuals’ readiness for learning. Based on this, in this study, self-leadership skill with the assumption of that may be factors affecting readiness for learning and perception about career future were examined within the scope of their effects on online learning readiness. In this study conducted on young university students, who are the labor market actors of the future, quantitative data collection method was used and primary data were collected by questionnaire technique. As a result of the analysis using the SPSS23 package program, it was seen that self-leadership skills and perception of career future have a positive and significant effect on online learning. In addition, self-leadership skills, career future perception and online learning readiness differ according to demographic characteristics.
Depending on the technological developments, educational activities carried out on the condition of being in the same physical environment have started to be carried out as online without reagarding the location. In online environments, the abilities of managing the process by taking responsibility, self-confidences and positive thoughts towards career future may affect individuals’ readiness for learning. Based on this, in this study, self-leadership skill with the assumption of that may be factors affecting readiness for learning and perception about career future were examined within the scope of their effects on online learning readiness. In this study conducted on young university students, who are the labor market actors of the future, quantitative data collection method was used and primary data were collected by questionnaire technique. As a result of the analysis using the SPSS23 package program, it was seen that self-leadership skills and perception of career future have a positive and significant effect on online learning. In addition, self-leadership skills, career future perception and online learning readiness differ according to demographic characteristics.
Bu çalışma, Türkiyede vakıf ve devlet üniversitesinde çalışan öğretim elemanlarının çalıştıkları üniversitede algıladıkları yaratıcı örgüt ikliminin kariyer tatminlerine etkisi üzerinde duygusal bağlılığın aracı değişken rolünü ortaya... more
Bu çalışma, Türkiyede vakıf ve devlet üniversitesinde çalışan öğretim elemanlarının çalıştıkları üniversitede algıladıkları yaratıcı örgüt ikliminin kariyer tatminlerine etkisi üzerinde duygusal bağlılığın aracı değişken rolünü ortaya koymayı amaçlamıştır. Araştırma sonucunda, hem vakıf hem de devlet üniversitesinde çalışan öğretim elemanlarının yaratıcı örgüt iklimi algılarının kariyer tatminleri üzerindeki etkisinde duygusal bağlılığın kısmi aracı değişken rolü olduğu sonucuna varılmıştır. Bu sonuçlara ek olarak, araştırma, gerek vakıf gerekse devlet üniversitesinde çalışan öğretim elemanlarının demografik özelliklerine bağlı olarak yaratıcı örgüt iklimi, duygusal bağlılık ve kariyer tatminlerinde anlamlı farklılıklar olduğunu ortaya çıkarmıştır.
In this study, the concept of creative organizational climate, career satisfaction and the mediating role of affective commitment are discussed. This study includes a research implemented with academic members who work both in a private and a public university in Turkey. The results show that creative climate’s effect on career satisfaction is partially mediated by affective commitment in academic staffs. Additionally, the results reveal significant differences between some demographic characteristics and creative climate, affective commitment and career satisfaction.
In this study, the concept of creative organizational climate, career satisfaction and the mediating role of affective commitment are discussed. This study includes a research implemented with academic members who work both in a private and a public university in Turkey. The results show that creative climate’s effect on career satisfaction is partially mediated by affective commitment in academic staffs. Additionally, the results reveal significant differences between some demographic characteristics and creative climate, affective commitment and career satisfaction.
Özet Bu bölümde kariyer yönetimi kavramı birey ve örgüt perspektifinden anlatıl-maya çalışılmıştır. Öncelikle kariyer kavramı üzerinde durulmuş, kariyer yöne-timi ve planlaması detaylı bir şekilde anlatılmaya çalışılmıştır. Bir kurum... more
Özet
Bu bölümde kariyer yönetimi kavramı birey ve örgüt perspektifinden anlatıl-maya çalışılmıştır. Öncelikle kariyer kavramı üzerinde durulmuş, kariyer yöne-timi ve planlaması detaylı bir şekilde anlatılmaya çalışılmıştır. Bir kurum içeri-sindeki tüm pozisyonların ve pozisyonlar arasındaki geçiş yolları ve şartlarının net olarak belirlendiği kariyer yolları ile çalışanların işlerini etkili bir şekilde yapabilmeleri adına ihtiyaç duydukları bilgi, beceri ve deneyimleri kazanmalarını ifade eden kariyer geliştirilme kavramı üzerinde kapsamlı bir şekilde durulmuştur. Bu bölümde ayrıca, bireyin kariyer yaşamında meydana gelen duraklamaları ifade eden kariyer platosunun bireysel ve örgütsel nedenleri açıklanmıştır. Bireylerin kariyer ile ilgili farklı davranışlar sergilemelerini açıklayan kariyer modelleri üzerinde durulmuştur. Kariyer sorunları ve engellerinin neler olduğu kapsamlı bir şekilde açıklanmaya çalışılmıştır. Son olarak, kariyer yöne-timi ile ilgili genel tavsiyelerin yanında Türk Emniyet Teşkilatında görevli üst düzey yöneticilere kariyer yönetimi ve planlaması ile ilgili tavsiyelerde bulunulmuştur.
* Dr., Emniyet Amiri, Kars İl Emniyet Müdürlüğü, [email protected] ** Emniyet Amiri, EGM Personel Daire Başkanlığı, [email protected]
ALINTILAMA ÖNERİSİ
Kula, S. ve Aktürk, A.E. (2014) Kariyer Yönetimi ve Emniyet Teşkilatında Uygulanması, Gözübenli, M.; Harmancı, F. M. ve Şahin, İ. (Ed.),"Güvenlik Sektöründe Stratejik Yönetim," içinde (s. 233-266), Nobel Yayınevi, ISBN:978-605-133-989-4
BİR BÖLÜMÜ BURADA YER ALAN KİTABIN TAMAMINA AŞAĞIDAKİ LİNKLERDEN ULAŞABİLİRSİNİZ
https://www.academia.edu/14614249/Stratejik_Y%C3%B6netim
www.researchgate.net/publication/343587199_GUVENLIK_SEKTORUNDE_STRATEJIK_YONETIM
Bu bölümde kariyer yönetimi kavramı birey ve örgüt perspektifinden anlatıl-maya çalışılmıştır. Öncelikle kariyer kavramı üzerinde durulmuş, kariyer yöne-timi ve planlaması detaylı bir şekilde anlatılmaya çalışılmıştır. Bir kurum içeri-sindeki tüm pozisyonların ve pozisyonlar arasındaki geçiş yolları ve şartlarının net olarak belirlendiği kariyer yolları ile çalışanların işlerini etkili bir şekilde yapabilmeleri adına ihtiyaç duydukları bilgi, beceri ve deneyimleri kazanmalarını ifade eden kariyer geliştirilme kavramı üzerinde kapsamlı bir şekilde durulmuştur. Bu bölümde ayrıca, bireyin kariyer yaşamında meydana gelen duraklamaları ifade eden kariyer platosunun bireysel ve örgütsel nedenleri açıklanmıştır. Bireylerin kariyer ile ilgili farklı davranışlar sergilemelerini açıklayan kariyer modelleri üzerinde durulmuştur. Kariyer sorunları ve engellerinin neler olduğu kapsamlı bir şekilde açıklanmaya çalışılmıştır. Son olarak, kariyer yöne-timi ile ilgili genel tavsiyelerin yanında Türk Emniyet Teşkilatında görevli üst düzey yöneticilere kariyer yönetimi ve planlaması ile ilgili tavsiyelerde bulunulmuştur.
* Dr., Emniyet Amiri, Kars İl Emniyet Müdürlüğü, [email protected] ** Emniyet Amiri, EGM Personel Daire Başkanlığı, [email protected]
ALINTILAMA ÖNERİSİ
Kula, S. ve Aktürk, A.E. (2014) Kariyer Yönetimi ve Emniyet Teşkilatında Uygulanması, Gözübenli, M.; Harmancı, F. M. ve Şahin, İ. (Ed.),"Güvenlik Sektöründe Stratejik Yönetim," içinde (s. 233-266), Nobel Yayınevi, ISBN:978-605-133-989-4
BİR BÖLÜMÜ BURADA YER ALAN KİTABIN TAMAMINA AŞAĞIDAKİ LİNKLERDEN ULAŞABİLİRSİNİZ
https://www.academia.edu/14614249/Stratejik_Y%C3%B6netim
www.researchgate.net/publication/343587199_GUVENLIK_SEKTORUNDE_STRATEJIK_YONETIM
Bu çalışma iş stresinin bireysel kariyer yönetimi ile örgütsel kariyer yönetimi arasındaki ilişkilere odaklanmaktadır. Çalışmanın amacı iş stresinin çalışanların kariyer yönetimi (bireysel kariyer yönetimi ve örgütsel kariyer yönetimi)... more
Bu çalışma iş stresinin bireysel kariyer yönetimi ile örgütsel kariyer yönetimi arasındaki ilişkilere odaklanmaktadır. Çalışmanın amacı iş stresinin çalışanların kariyer yönetimi (bireysel kariyer yönetimi ve örgütsel kariyer yönetimi) algıları arasında bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemektir. Ayrıca iş stresi üzerinde çalışanların demografik faktörler yönünden (yaş, cinsiyet, kıdem, medeni durum, öğrenim durumu, maaş, işyeri pozisyonu vb.) farklılık gösterip göstermediğini belirlemektir. Araştırmada veri toplama yöntemi olarak online anketten yararlanılmıştır. Bu amaçla Konya ilinde üretim sektöründe faaliyet gösteren 322 çalışandan veri toplanmıştır. Araştırmada uygulanan anket 35 sorudan oluşmaktadır. 9 Soru demografik özellikler ile ilgilidir. İş stresinin ölçümünde Netemeyer vd.'nin (2005) dört maddelik ölçeklerinden yararlanılmış, kariyer yönetiminin ölçümünde ise Küçük (2012) tarafından modellenmiş 13 sorudan oluşan örgütsel kariyer yönetimi ile 9 sorudan oluşan bireysel kariyer yönetimi ölçeği kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda; işgörenler tarafından algılanan örgütsel kariyer yönetimi ile iş stresi arasında negatif yönlü ve orta şiddetli bir ilişkinin olduğu, iş stresi ile bireysel kariyer yönetimi arasında ise negatif yönlü ve zayıf şiddette bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: İş stresi, kariyer yönetimi, kariyer planı. Jel Codes: D23, M12 ABSTRACT This study focuses on the relationship between the individual career management of job stress and organizational career management. The aim of the study is to determine whether work stress differs between employees' perceptions of career management (individual career management and organizational career management). Also, it is to determine whether the employees working on job stress differ according to demographic factors (age, gender, seniority, marital status, education level, salary, workplace position etc.). Online survey was used as a data collection method in the study. For this purpose, data were collected from 322 employees in the production sector in Konya. The questionnaire consisted of 35 questions. 9 The question is related to demographic characteristics. In the measurement of job stress, Netemeyer et al.
- by ismail karakulle and +2
- •
- Yönetim Ve Organizasyon, İşletme, Kariyer, Iş Stresi
Bilginin ön plana çıktığı günümüz iş dünyasında ancak kendini geliştirebilenlerin ayakta kalabilecekleri kıyasıya bir yarış yaşanmaktadır. Bu yarışta teknolojik ve finansal üstünlüklerden ziyade, kendini geliştirebilen ve kariyer... more
Bilginin ön plana çıktığı günümüz iş dünyasında ancak kendini geliştirebilenlerin ayakta kalabilecekleri kıyasıya bir yarış yaşanmaktadır. Bu yarışta teknolojik ve finansal üstünlüklerden ziyade, kendini geliştirebilen ve kariyer geliştirme yöntemlerini bilenler amaçlarına ulaşabilmektedirler. Nitekim insan kaynağının diğer üretim faktörlerinden farkı, kendisini geliştirebilmesi ve geliştirdikçe de rekabette üstünlüğü sağlayabilmesidir.
Günümüzde, geleneksel olarak örgütlerin çalışanlarına istihdam garantisi verme yerine, istihdam edilebilirlik garantisinin sağlanması önem kazanmıştır. Başka bir deyişle, çalışanlar ömür boyu bir işe kendilerini verebileceklerini artık unutmalıdırlar. Aynı şekilde, çalışanın tek bir işe ve örgüte bağımlı beceriler geliştirme yerine, bilgi ve yeteneklerini geliştirerek iş için rekabet edebilecek duruma gelmesi gerekmektedir. Kısacası çalışanlar, öyle becerilerle donatılmalıdırlar ki, tek bir işverene ve işe bağımlı kalmadan istedikleri yerde ihtiyaç hissettikleri anda iş edinebilsinler.
Bu çalışmanın temel amacı, kariyer ve kariyer geliştirme konusuna ilgi duyan bireylere kariyer geliştirme stratejileri ve taktikleri hakkında bilgi sunmaktadır. Çalışmanın diğer bir amacı da örgütlerde bireylerin kariyer geliştirme hedefleri ile ilgili olarak yöneticilerin ilgisini çekmektir. Bu nedenle öncelik kariyer kavramı, başarılı bir kariyerin temel özellikleri ve kariyer geliştirme stratejileri üzerinde durulacaktır.
Günümüzde, geleneksel olarak örgütlerin çalışanlarına istihdam garantisi verme yerine, istihdam edilebilirlik garantisinin sağlanması önem kazanmıştır. Başka bir deyişle, çalışanlar ömür boyu bir işe kendilerini verebileceklerini artık unutmalıdırlar. Aynı şekilde, çalışanın tek bir işe ve örgüte bağımlı beceriler geliştirme yerine, bilgi ve yeteneklerini geliştirerek iş için rekabet edebilecek duruma gelmesi gerekmektedir. Kısacası çalışanlar, öyle becerilerle donatılmalıdırlar ki, tek bir işverene ve işe bağımlı kalmadan istedikleri yerde ihtiyaç hissettikleri anda iş edinebilsinler.
Bu çalışmanın temel amacı, kariyer ve kariyer geliştirme konusuna ilgi duyan bireylere kariyer geliştirme stratejileri ve taktikleri hakkında bilgi sunmaktadır. Çalışmanın diğer bir amacı da örgütlerde bireylerin kariyer geliştirme hedefleri ile ilgili olarak yöneticilerin ilgisini çekmektir. Bu nedenle öncelik kariyer kavramı, başarılı bir kariyerin temel özellikleri ve kariyer geliştirme stratejileri üzerinde durulacaktır.
%27'lik grup çalışmasında ise gruplar arasında anlamlı farklılıkların olduğu görülmüştür (p< .001). Ölçekten alınan puanların yüksekliği, bireylerin toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinden kaynaklı kariyer engellerine ilişkin algılarını... more
%27'lik grup çalışmasında ise gruplar arasında anlamlı farklılıkların olduğu görülmüştür (p< .001). Ölçekten alınan puanların yüksekliği, bireylerin toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinden kaynaklı kariyer engellerine ilişkin algılarını arttırdığını göstermektedir. Elde edilen bulgular, ölçeğin beliren yetişkin gruplarında kullanılabilecek, psikometrik özelliklere sahip olduğunu göstermektedir.
- by sena iğdeli and +1
- •
- Eğitim, Psikoloji, Kariyer, Toplumsal cinsiyet eşitsizliği
The culture concept was defined by Hofstede (1991) as a collective mental programming distinguishing a group of people from others. Hofstede stated that culture is not hereditary and is learned in time. Hofstede defined the dimensions of... more
The culture concept was defined by Hofstede (1991) as a collective
mental programming distinguishing a group of people from others. Hofstede stated that culture is not hereditary
and is learned in time. Hofstede defined the dimensions of culture in 6 levels. Among these, the Power Distance
Dimension argues that weaker members of institutions and organizations accept and expect that power is not
distributed evenly. This is a state of inequality. Titles, status, and position are considered important, and
respected highly in cultures with high Power Distance scores. In working environment, the distance between the employee and the manager is prominent and protected. In societies with low power distance, on the other
hand, the distribution of power among individuals is relatively more equal within the society. There is no social
class differentiation and hierarchy (Çelikkol, 2019). Secondly, the Individualism-Collectivism Dimension is
related to people in a country not preferring to act on their own to act as a group. The thing is, the interests of
individuals are more important than the interests of the group in individualistic societies; however, in
collectivist societies, compliance to the group and the interests of the group are above the interests of the
individual (Öztürk, 2018). Hofstede et al. (2010) argued that when emotional gender roles are clearly
distinguished in a society, in other words, if men are expected to focus on ambitious, harsh and material success,
and women are expected to be more modest, sensitive and interested in quality of life, this particular society
should be called masculine. In societies that exhibit feminine tendencies, the opposite pole of masculinity,
emotional gender roles overlap, and it is expected that both men and women are modest, sensitive and interested
in quality of life (Arslan, 2019). This dimension is considered as the third dimension of the culture, and is
called as “the Masculinity-Femininity Dimension”. The fourth dimension of culture is called “Avoidance of
Uncertainty”.
This dimension shows the degree of compliance of the group members in the face of unclear situations or in
situations that are not defined explicitly. Dursun (2013) speculated that Sargut stated that individuals will try
to increase job security, and written and formal rules in societies where avoidance of uncertainty is high, to
make life safer for them. According to Dursun, there is a tendency to act according to the rules of the
organization in these societies; and in other societies where there is less avoidance of uncertainty, innovations,
changes and differences are not doubted. The 5th dimension of culture is the Long-Short-Term Orientation
Dimension. The Long-Term Orientation includes encouraging virtues like perseverance and prudence for
future rewards. However, the Short-Term Orientation includes encouraging virtues related to the past and now,
especially respect for tradition, the preservation of fame, and the fulfillment of social liabilities (Öztürk, 2018).
The 6th and final dimension of culture that was defined by Hofstede is the Eagerness-Constraint Dimension.
The tendency to enjoy life and allow relatively free pleasure in basic and natural human desires for
entertainment is defined as “enthusiasm”. However, “constraint” is defined as the belief that such an
“enthusiasm” should be constrained and regulated by strict social norms (Arslan, 2019).
Career Satisfaction, which was identified as the intermediary variable in the study, was defined by Kang et al.
(2015) as the achievements of the individual in his/her current career and his/her awareness regarding his/her
predictions for progress in future business life. Bayraktar (2019), on the other hand, defined career satisfaction
as the positive psychological or work-related results or achievements obtained as a result of the experiences of
individuals in working life.
Another variable, which was discussed in the study, was career commitment, and was defined by Mowday et
al. (1982) as the emotional commitment level to a particular career; and as “the attitude towards a profession
or career” by Blau (1989). Based on these definitions, career commitment can be briefly defined as individuals’
attitudes towards their careers (Kaya, 2019).
Healthcare is an irrecusable service due to its unique nature (Çankaya, 2017; Tengilimoğlu et al., 2018). All
actors in the healthcare sector spend great efforts to provide these services to the individuals who are in need
for these services in the easiest way to reach the quality level they desire. Especially today, the efforts against
the “Coronavirus-2019 Pandemic”, which is called 2019-nCoV in scientific terms, and which is rapidly
increasing in terms of prevalence on a global scale, show us with the full reality what healthcare employees do
when performing their duties. Female employees in the healthcare sector also give a unique effort for this
purpose.
Methods
No scientific studies were detected in the literature measuring the cultural perceptions, career satisfactions and
career commitments of female employees, who are the “guardian angels” of the healthcare sector. To address
this deficiency in the literature, it was considered beneficial to conduct this study with female healthcare
employees who worked in public healthcare institutions in Çankırı province and who agreed to participate
voluntarily in the questionnaire study. The number of female healthcare employees who participated in the
questionnaire was 184 When the findings were interpreted, frequency and percentage analysis, reliability analysis, factor analysis,
arithmetic mean and standard deviation values, correlation analysis and hierarchical regression analyses were
made use of.
Results
A total of 12 hypotheses were created in line with the variables discussed in the present study. As a result of
the analyses, 6 of these hypotheses were accepted, and the remaining 6 were rejected. To summarize the
condition of the hypotheses, it is possible to argue that the power distance, collectivism and masculinity
dimensions, which are among the dimensions of the cultural values, the independent variable of the study, have
significant relations with the dependent variable, career commitment; and only the power distance dimension,
which is among the cultural values dimension, i.e. the independent variable of the study, has a significant
relation with career satisfaction intermediary variable. However, it is also seen as another result that the
intermediary variable career satisfaction has a significant relation with the dependent variable career
commitment. Finally, it is possible to speculate that the career satisfaction variable has a partial intermediary
effect in the relation between cultural values and career commitment.
However, the present study also had some other purposes involved in addition to its main purpose. The first
one was to determine the cultural value, career satisfaction and career commitment levels of female healthcare
employees. As a result of the analyses made in this respect, the mean cultural value perception of female
healthcare employees (general scale) was found to be 3.12. In other words, it is possible to argue that the
cultural value perception levels of female healthcare employees are moderate. The highest participation among
the cultural value dimensions scale was in the long-range dimension. This result may be interpreted as women
healthcare employees consider long-term orientation virtues, especially perseverance and prudence, are
relatively important than other cultural values. On the other hand, among the cultural values scale dimensions,
the lowest level of participation was in power distance. This result may be interpreted as that social class
differentiation and hierarchy are not seen as important in the cultural values of female healthcare employees.
For the other variables in the study, the mean score was determined to be 2.98 for career satisfaction, and 2.90
for career commitment. This result show that the career satisfaction and career commitment perceptions of
female healthcare employees involved in the study were at moderate levels.
Another purpose of the study was to determine whether there were significant relations between the cultural
value, career satisfaction and career commitment perceptions of female healthcare employees. As a result of
the correlation analysis made in this respect, it was found that there were some significant relations between
the cultural value dimensions selected as the independent variables, and career satisfaction, which was
considered to be the intermediary variable, and career commitment, which was considered as the dependent
variable.
Another purpose of the present study was to determine whether the perceptions of female healthcare employees
on the cultural values scale had significant effects on career commitment levels. In the multi-linear regression
analysis made in this respect, it was determined that the dimensions of power distance (.187 and p<0.01) and
collectivity (.250 and p<0.01) had positive effects on career commitment, while avoidance of uncertainty
dimension (-.224 and p<0.05) had a negative effect. However, it was also concluded that the long-range and
masculinity dimensions of the cultural values scale had no significant effects on career commitment.
The final purpose in the study was to determine whether the perceptions of female healthcare employees in the
cultural values scale had significant effects on career satisfaction levels. In the multi-linear regression analysis
made in this respect, it was concluded that only the power distance dimension of the cultural values scale
dimensions had significant effects on career satisfaction (.174 and p<0.05); and the other dimensions had no
significant effects.
mental programming distinguishing a group of people from others. Hofstede stated that culture is not hereditary
and is learned in time. Hofstede defined the dimensions of culture in 6 levels. Among these, the Power Distance
Dimension argues that weaker members of institutions and organizations accept and expect that power is not
distributed evenly. This is a state of inequality. Titles, status, and position are considered important, and
respected highly in cultures with high Power Distance scores. In working environment, the distance between the employee and the manager is prominent and protected. In societies with low power distance, on the other
hand, the distribution of power among individuals is relatively more equal within the society. There is no social
class differentiation and hierarchy (Çelikkol, 2019). Secondly, the Individualism-Collectivism Dimension is
related to people in a country not preferring to act on their own to act as a group. The thing is, the interests of
individuals are more important than the interests of the group in individualistic societies; however, in
collectivist societies, compliance to the group and the interests of the group are above the interests of the
individual (Öztürk, 2018). Hofstede et al. (2010) argued that when emotional gender roles are clearly
distinguished in a society, in other words, if men are expected to focus on ambitious, harsh and material success,
and women are expected to be more modest, sensitive and interested in quality of life, this particular society
should be called masculine. In societies that exhibit feminine tendencies, the opposite pole of masculinity,
emotional gender roles overlap, and it is expected that both men and women are modest, sensitive and interested
in quality of life (Arslan, 2019). This dimension is considered as the third dimension of the culture, and is
called as “the Masculinity-Femininity Dimension”. The fourth dimension of culture is called “Avoidance of
Uncertainty”.
This dimension shows the degree of compliance of the group members in the face of unclear situations or in
situations that are not defined explicitly. Dursun (2013) speculated that Sargut stated that individuals will try
to increase job security, and written and formal rules in societies where avoidance of uncertainty is high, to
make life safer for them. According to Dursun, there is a tendency to act according to the rules of the
organization in these societies; and in other societies where there is less avoidance of uncertainty, innovations,
changes and differences are not doubted. The 5th dimension of culture is the Long-Short-Term Orientation
Dimension. The Long-Term Orientation includes encouraging virtues like perseverance and prudence for
future rewards. However, the Short-Term Orientation includes encouraging virtues related to the past and now,
especially respect for tradition, the preservation of fame, and the fulfillment of social liabilities (Öztürk, 2018).
The 6th and final dimension of culture that was defined by Hofstede is the Eagerness-Constraint Dimension.
The tendency to enjoy life and allow relatively free pleasure in basic and natural human desires for
entertainment is defined as “enthusiasm”. However, “constraint” is defined as the belief that such an
“enthusiasm” should be constrained and regulated by strict social norms (Arslan, 2019).
Career Satisfaction, which was identified as the intermediary variable in the study, was defined by Kang et al.
(2015) as the achievements of the individual in his/her current career and his/her awareness regarding his/her
predictions for progress in future business life. Bayraktar (2019), on the other hand, defined career satisfaction
as the positive psychological or work-related results or achievements obtained as a result of the experiences of
individuals in working life.
Another variable, which was discussed in the study, was career commitment, and was defined by Mowday et
al. (1982) as the emotional commitment level to a particular career; and as “the attitude towards a profession
or career” by Blau (1989). Based on these definitions, career commitment can be briefly defined as individuals’
attitudes towards their careers (Kaya, 2019).
Healthcare is an irrecusable service due to its unique nature (Çankaya, 2017; Tengilimoğlu et al., 2018). All
actors in the healthcare sector spend great efforts to provide these services to the individuals who are in need
for these services in the easiest way to reach the quality level they desire. Especially today, the efforts against
the “Coronavirus-2019 Pandemic”, which is called 2019-nCoV in scientific terms, and which is rapidly
increasing in terms of prevalence on a global scale, show us with the full reality what healthcare employees do
when performing their duties. Female employees in the healthcare sector also give a unique effort for this
purpose.
Methods
No scientific studies were detected in the literature measuring the cultural perceptions, career satisfactions and
career commitments of female employees, who are the “guardian angels” of the healthcare sector. To address
this deficiency in the literature, it was considered beneficial to conduct this study with female healthcare
employees who worked in public healthcare institutions in Çankırı province and who agreed to participate
voluntarily in the questionnaire study. The number of female healthcare employees who participated in the
questionnaire was 184 When the findings were interpreted, frequency and percentage analysis, reliability analysis, factor analysis,
arithmetic mean and standard deviation values, correlation analysis and hierarchical regression analyses were
made use of.
Results
A total of 12 hypotheses were created in line with the variables discussed in the present study. As a result of
the analyses, 6 of these hypotheses were accepted, and the remaining 6 were rejected. To summarize the
condition of the hypotheses, it is possible to argue that the power distance, collectivism and masculinity
dimensions, which are among the dimensions of the cultural values, the independent variable of the study, have
significant relations with the dependent variable, career commitment; and only the power distance dimension,
which is among the cultural values dimension, i.e. the independent variable of the study, has a significant
relation with career satisfaction intermediary variable. However, it is also seen as another result that the
intermediary variable career satisfaction has a significant relation with the dependent variable career
commitment. Finally, it is possible to speculate that the career satisfaction variable has a partial intermediary
effect in the relation between cultural values and career commitment.
However, the present study also had some other purposes involved in addition to its main purpose. The first
one was to determine the cultural value, career satisfaction and career commitment levels of female healthcare
employees. As a result of the analyses made in this respect, the mean cultural value perception of female
healthcare employees (general scale) was found to be 3.12. In other words, it is possible to argue that the
cultural value perception levels of female healthcare employees are moderate. The highest participation among
the cultural value dimensions scale was in the long-range dimension. This result may be interpreted as women
healthcare employees consider long-term orientation virtues, especially perseverance and prudence, are
relatively important than other cultural values. On the other hand, among the cultural values scale dimensions,
the lowest level of participation was in power distance. This result may be interpreted as that social class
differentiation and hierarchy are not seen as important in the cultural values of female healthcare employees.
For the other variables in the study, the mean score was determined to be 2.98 for career satisfaction, and 2.90
for career commitment. This result show that the career satisfaction and career commitment perceptions of
female healthcare employees involved in the study were at moderate levels.
Another purpose of the study was to determine whether there were significant relations between the cultural
value, career satisfaction and career commitment perceptions of female healthcare employees. As a result of
the correlation analysis made in this respect, it was found that there were some significant relations between
the cultural value dimensions selected as the independent variables, and career satisfaction, which was
considered to be the intermediary variable, and career commitment, which was considered as the dependent
variable.
Another purpose of the present study was to determine whether the perceptions of female healthcare employees
on the cultural values scale had significant effects on career commitment levels. In the multi-linear regression
analysis made in this respect, it was determined that the dimensions of power distance (.187 and p<0.01) and
collectivity (.250 and p<0.01) had positive effects on career commitment, while avoidance of uncertainty
dimension (-.224 and p<0.05) had a negative effect. However, it was also concluded that the long-range and
masculinity dimensions of the cultural values scale had no significant effects on career commitment.
The final purpose in the study was to determine whether the perceptions of female healthcare employees in the
cultural values scale had significant effects on career satisfaction levels. In the multi-linear regression analysis
made in this respect, it was concluded that only the power distance dimension of the cultural values scale
dimensions had significant effects on career satisfaction (.174 and p<0.05); and the other dimensions had no
significant effects.
Bu araştırmanın amacı siyasi platformda yer alan kadınların pozitif psikolojik sermayelerinin bileşenleri ile kariyer algıları arasında bir ilişki olup olmadığının incelenmesidir. Pozitif psikolojik sermaye ile siyasi parti üyesi... more
Bu araştırmanın amacı siyasi platformda yer alan kadınların pozitif psikolojik sermayelerinin bileşenleri ile kariyer algıları arasında bir ilişki olup olmadığının incelenmesidir. Pozitif psikolojik sermaye ile siyasi parti üyesi kadınların kariyer gelişimlerini nasıl algıladıkları arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla Eskişehir ilinde siyasi parti üyesi olan 135 kadın ile
anket çalışması yapılmıştır. Psikolojik Sermaye Ölçeği ve kariyer algısını ölçmeye yönelik sorular kullanılarak yapılan araştırmanın verileri, istatiksel analizler yoluyla demografik değişkenler, pozitif psikolojik sermaye alt boyutları ve kariyer algısı arasındaki ilişkiler açıklanmaya çalışılmıştır. Yapılan çalışmaların sonuçlarına göre pozitif psikolojik sermayenin tüm alt boyutlarının; kadınların üyesi oldukları siyasi parti içindeki kariyer algıları ile pozitif yönlü ve orta şiddetli ilişkisi olduğu görülmüştür. Bununla birlikte sözkonusu alt boyutların; kadınların genel olarak siyasi platformdaki kariyer algılarını etkilemediği gözlenmiştir.
anket çalışması yapılmıştır. Psikolojik Sermaye Ölçeği ve kariyer algısını ölçmeye yönelik sorular kullanılarak yapılan araştırmanın verileri, istatiksel analizler yoluyla demografik değişkenler, pozitif psikolojik sermaye alt boyutları ve kariyer algısı arasındaki ilişkiler açıklanmaya çalışılmıştır. Yapılan çalışmaların sonuçlarına göre pozitif psikolojik sermayenin tüm alt boyutlarının; kadınların üyesi oldukları siyasi parti içindeki kariyer algıları ile pozitif yönlü ve orta şiddetli ilişkisi olduğu görülmüştür. Bununla birlikte sözkonusu alt boyutların; kadınların genel olarak siyasi platformdaki kariyer algılarını etkilemediği gözlenmiştir.
Kariyer, insan hayatının herhangi bir döneminde sahip olunan rollerin gerektirdiği etkinliklerin bütününden oluşur. Günümüzde hızlı bir şekilde değişim gösteren dünyada, birçok alanda olduğu gibi kariyer seçimi konusunda da bir değişim... more
Kariyer, insan hayatının herhangi bir döneminde sahip olunan rollerin gerektirdiği etkinliklerin bütününden oluşur.
Günümüzde hızlı bir şekilde değişim gösteren dünyada, birçok alanda olduğu gibi kariyer seçimi konusunda da
bir değişim yaşanmaktadır. Farklı mesleklerin ve iş olanaklarının da ortaya çıkmasıyla kendini tanıyan bir birey
olarak seçim yapmanın önemi görülmüştür. Bireylerin, kişisel tarihlerinde en önemli kararlardan biri olan kariyer
seçimi bireyi hayatı boyunca etkileyecek bir durumdur. Yaşam stilinin ve rollerin belirlenmesinde önemli bir karar
olduğundan dolayı bireyin tüm yaşantısını etkileyecektir. Kariyer seçimi yapılırken, kişilik özelliklerinin farkında
olarak seçim yapılmanın önemi büyüktür. Kişiliğe uygun kariyer seçimi iş ve özel yaşantıda başarıyı, yaşam
doyumunu ve mutluluğu beraberinde getirecektir. Buradan hareketle çalışmada, üniversite öğrencilerinin bazı
demografik ve genel özellikleri açısından kariyer seçimi ve yaşam doyumu algılarının istatistiksel
değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Grup farklılığı analizleri sonucunda, cinsiyet, yaş, sınıf, gelir ve kariyer seçimine
yönelik faaliyetlerde bulunma açısından bazı boyutlarda farklılık elde edilmiştir, araştırmanın hipotezleri kısmen
doğrulanmıştır.
Günümüzde hızlı bir şekilde değişim gösteren dünyada, birçok alanda olduğu gibi kariyer seçimi konusunda da
bir değişim yaşanmaktadır. Farklı mesleklerin ve iş olanaklarının da ortaya çıkmasıyla kendini tanıyan bir birey
olarak seçim yapmanın önemi görülmüştür. Bireylerin, kişisel tarihlerinde en önemli kararlardan biri olan kariyer
seçimi bireyi hayatı boyunca etkileyecek bir durumdur. Yaşam stilinin ve rollerin belirlenmesinde önemli bir karar
olduğundan dolayı bireyin tüm yaşantısını etkileyecektir. Kariyer seçimi yapılırken, kişilik özelliklerinin farkında
olarak seçim yapılmanın önemi büyüktür. Kişiliğe uygun kariyer seçimi iş ve özel yaşantıda başarıyı, yaşam
doyumunu ve mutluluğu beraberinde getirecektir. Buradan hareketle çalışmada, üniversite öğrencilerinin bazı
demografik ve genel özellikleri açısından kariyer seçimi ve yaşam doyumu algılarının istatistiksel
değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Grup farklılığı analizleri sonucunda, cinsiyet, yaş, sınıf, gelir ve kariyer seçimine
yönelik faaliyetlerde bulunma açısından bazı boyutlarda farklılık elde edilmiştir, araştırmanın hipotezleri kısmen
doğrulanmıştır.
Özet Bu araştırmada, öğretmenlerin kariyer tatminlerinin cinsiyet, yaş, kıdem, gelir durumu, medeni hâl, öğrenim durumu ve branş değişkenleri açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada, nedensel karşılaştırma... more
Özet
Bu araştırmada, öğretmenlerin kariyer tatminlerinin cinsiyet, yaş, kıdem, gelir durumu, medeni hâl, öğrenim durumu ve branş değişkenleri açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada, nedensel karşılaştırma modeli kullanılmıştır. Araştırma, 2020-2021 eğitim-öğretim yılında Burdur il merkezinde ve ilçelerinde yer alan Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel kurumlarda çalışmakta olan 325 öğretmen üzerinde gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubunun yaş ortalaması 37.39'dur. Veriler araştırmacıların geliştirdiği kişisel bilgi formu ve Kariyer Tatmini Ölçeği ile toplanmıştır. Verilerin analizinde yüzde, frekans, aritmetik ortalama, standart sapma kullanılmış olup; farklılıkların tespitine ilişkin analiz için ise ilişkisiz örneklemler t-testi ve tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. Farklılıkların kaynağını test etmek amacıyla Tukey ve Hochberg's GT2 testlerinden yararlanılmıştır. Tüm bu istatistiksel analizlerde SPSS 22.0 programı kullanılmış olup, anlamlılık düzeyi olarak .05 alınmıştır. Araştırmanın sonucunda, öğretmenlerin kariyer tatminlerinin, kıdem, gelir durumu, medeni hâl ve branş değişkenleri açısından anlamlı olarak farklılaştığı; ancak cinsiyet, yaş ve öğrenim durumu değişkenlerine göre anlamlı bir farkın olmadığı tespit edilmiştir. Çalışma bulguları ilgili alanyazın ışığında tartışılmıştır.
Abstract
The aim of this research is to examine teachers’ career satisfaction by gender, age, seniority, income, marital status, educational background and branch variables. For this purpose, the causal comparative method was used in the research. The study was conducted on 325 teachers working in official and private institutions affiliated to the Ministry of National Education located in the city center and districts of Burdur in the academic year of 2020-2021. The mean age of the study group is 37,39. The data of the study were collected by the personal information form developed by the researchers and the Career Satisfaction Scale. In the analysis of the collected data, percentage, frequency, arithmetic mean, standard deviation were used; In addition, independent samples t-test and one-way variance analysis were used to determine the differences and Tukey and Hochberg’s GT2 tests were used to test the source of the differences. For all the statistical analyses, SPSS 22.0 program package was used and the significance level was set to be ,05. As a result of the analyses, the teachers’ career satisfaction was found to be varying significantly depending on seniority, income, marital status and branch but not varying significantly depending on gender, age and educational background. Findings of the study were discussed in light of the literature.
Bu araştırmada, öğretmenlerin kariyer tatminlerinin cinsiyet, yaş, kıdem, gelir durumu, medeni hâl, öğrenim durumu ve branş değişkenleri açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada, nedensel karşılaştırma modeli kullanılmıştır. Araştırma, 2020-2021 eğitim-öğretim yılında Burdur il merkezinde ve ilçelerinde yer alan Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel kurumlarda çalışmakta olan 325 öğretmen üzerinde gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubunun yaş ortalaması 37.39'dur. Veriler araştırmacıların geliştirdiği kişisel bilgi formu ve Kariyer Tatmini Ölçeği ile toplanmıştır. Verilerin analizinde yüzde, frekans, aritmetik ortalama, standart sapma kullanılmış olup; farklılıkların tespitine ilişkin analiz için ise ilişkisiz örneklemler t-testi ve tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. Farklılıkların kaynağını test etmek amacıyla Tukey ve Hochberg's GT2 testlerinden yararlanılmıştır. Tüm bu istatistiksel analizlerde SPSS 22.0 programı kullanılmış olup, anlamlılık düzeyi olarak .05 alınmıştır. Araştırmanın sonucunda, öğretmenlerin kariyer tatminlerinin, kıdem, gelir durumu, medeni hâl ve branş değişkenleri açısından anlamlı olarak farklılaştığı; ancak cinsiyet, yaş ve öğrenim durumu değişkenlerine göre anlamlı bir farkın olmadığı tespit edilmiştir. Çalışma bulguları ilgili alanyazın ışığında tartışılmıştır.
Abstract
The aim of this research is to examine teachers’ career satisfaction by gender, age, seniority, income, marital status, educational background and branch variables. For this purpose, the causal comparative method was used in the research. The study was conducted on 325 teachers working in official and private institutions affiliated to the Ministry of National Education located in the city center and districts of Burdur in the academic year of 2020-2021. The mean age of the study group is 37,39. The data of the study were collected by the personal information form developed by the researchers and the Career Satisfaction Scale. In the analysis of the collected data, percentage, frequency, arithmetic mean, standard deviation were used; In addition, independent samples t-test and one-way variance analysis were used to determine the differences and Tukey and Hochberg’s GT2 tests were used to test the source of the differences. For all the statistical analyses, SPSS 22.0 program package was used and the significance level was set to be ,05. As a result of the analyses, the teachers’ career satisfaction was found to be varying significantly depending on seniority, income, marital status and branch but not varying significantly depending on gender, age and educational background. Findings of the study were discussed in light of the literature.
Makale Kategorisi: Araştırma Makalesi Amaç-Bu araştırmanın amacı, İstanbul'da yaşayan X,Y ve Z kuşaklarının motivasyon araçları ve kariyer çapaları açısından anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemektir. Kuşakları motive... more
Makale Kategorisi: Araştırma Makalesi
Amaç-Bu araştırmanın amacı, İstanbul'da yaşayan X,Y ve Z kuşaklarının motivasyon araçları ve kariyer çapaları açısından anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemektir. Kuşakları motive eden faktörlerin farklılaşıp farklılaşmadığını tespit etmek ve kuşakların kariyer değerlerini tespit etmek araştırmanın temel amacıdır.
Yöntem-Araştırmada öncelikle literatür özeti sunulmuş daha sonra oluşturulan model ve kullanılacak yöntem hakkında bilgiler verilmiştir. Araştırmada kuşakların kariyer çapalarını belirlemek için Edgar Schein tarafından geliştirilen kariyer çapaları ölçeği, kuşakları motive eden faktörleri belirlemek için ise Katı ve Düşükcan tarafından geliştirilen ve geçerlilik ve güvenilirlik analizleri yapılan motivasyon araçları ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada iş tecrübesine sahip 315 öğretmen, öğrenci ve halkla ilişkiler personelinden veri toplanmıştır.
Bulgular-Araştırmada motivasyon araçları açısından "Y-X" ve "Y-Z" kuşakları arasında anlamlı farklılılar bulunurken motivasyon araçlarının alt boyutları için ise ekonomik motivasyon araçları açısından "Y-Z"; psiko-sosyal motivasyon araçları ve örgütsel yönetsel motivasyon araçları açısından "Y-X" ve "Y-Z" , kuşakları arasında anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Kariyer çapaları açısından ise genel yönetsel yetkinlik kariyer çapası için "X-Y" kuşakları arasında, girişimcilik/yaratıcılık kariyer çapası için ise "Z-Y" ve "Z-X" kuşakları açısından anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Diğer kariyer çapaları açısından anlamlı bir farklılık gözlemlenmemiştir.
Tartışma-Araştırmada X ve Z kuşaklarını en çok motive eden motivasyon araçlarının ekonomik motivasyon araçları olduğu gözlemlenmiştir. Y kuşağı için ise ekonomik motivasyon araçları ve örgütsel-yönetsel motivasyon araçları aynı ortalama değerlerini almış olup eşit düzeyde motive edici oldukları söylenebilir. Kariyer çapaları için ise X kuşağı için teknik fonksiyonel kariyer çapasının; Y ve Z kuşakları açısından ise hayat tarzı kariyer çapasının en baskın kariyer çapası olduğu gözlemlenmiştir. ARTICLE INFO ABSTRACT Keywords: Generations, Motivation Tools,
Amaç-Bu araştırmanın amacı, İstanbul'da yaşayan X,Y ve Z kuşaklarının motivasyon araçları ve kariyer çapaları açısından anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemektir. Kuşakları motive eden faktörlerin farklılaşıp farklılaşmadığını tespit etmek ve kuşakların kariyer değerlerini tespit etmek araştırmanın temel amacıdır.
Yöntem-Araştırmada öncelikle literatür özeti sunulmuş daha sonra oluşturulan model ve kullanılacak yöntem hakkında bilgiler verilmiştir. Araştırmada kuşakların kariyer çapalarını belirlemek için Edgar Schein tarafından geliştirilen kariyer çapaları ölçeği, kuşakları motive eden faktörleri belirlemek için ise Katı ve Düşükcan tarafından geliştirilen ve geçerlilik ve güvenilirlik analizleri yapılan motivasyon araçları ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada iş tecrübesine sahip 315 öğretmen, öğrenci ve halkla ilişkiler personelinden veri toplanmıştır.
Bulgular-Araştırmada motivasyon araçları açısından "Y-X" ve "Y-Z" kuşakları arasında anlamlı farklılılar bulunurken motivasyon araçlarının alt boyutları için ise ekonomik motivasyon araçları açısından "Y-Z"; psiko-sosyal motivasyon araçları ve örgütsel yönetsel motivasyon araçları açısından "Y-X" ve "Y-Z" , kuşakları arasında anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Kariyer çapaları açısından ise genel yönetsel yetkinlik kariyer çapası için "X-Y" kuşakları arasında, girişimcilik/yaratıcılık kariyer çapası için ise "Z-Y" ve "Z-X" kuşakları açısından anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Diğer kariyer çapaları açısından anlamlı bir farklılık gözlemlenmemiştir.
Tartışma-Araştırmada X ve Z kuşaklarını en çok motive eden motivasyon araçlarının ekonomik motivasyon araçları olduğu gözlemlenmiştir. Y kuşağı için ise ekonomik motivasyon araçları ve örgütsel-yönetsel motivasyon araçları aynı ortalama değerlerini almış olup eşit düzeyde motive edici oldukları söylenebilir. Kariyer çapaları için ise X kuşağı için teknik fonksiyonel kariyer çapasının; Y ve Z kuşakları açısından ise hayat tarzı kariyer çapasının en baskın kariyer çapası olduğu gözlemlenmiştir. ARTICLE INFO ABSTRACT Keywords: Generations, Motivation Tools,
05 Haziran 2020: “Kariyer Eğitim Kurumları” tarafından, çalışmalarından dolayı başarı plaketi ile ödüllendirildi.
ÖZ Turizm sektörünün işletmelere ve bölgelere sunduğu faydalardan azami seviyede yararlanabilmek sunulan hizmetin kalitesiyle doğru orantılıdır. İnsan unsurunun çok önemli olduğu turizm sektöründe kaliteli hizmet sunmak turizm eğitimi... more
ÖZ Turizm sektörünün işletmelere ve bölgelere sunduğu faydalardan azami seviyede yararlanabilmek sunulan hizmetin kalitesiyle doğru orantılıdır. İnsan unsurunun çok önemli olduğu turizm sektöründe kaliteli hizmet sunmak turizm eğitimi almış nitelikli personelle mümkün olmaktadır. Bu doğrultuda yükseköğretim kurumlarında verilen turizm eğitiminin hem sektörün değişen ihtiyaçlarını karşılayacak yeterlikte olması hem de öğrencilerin turizm eğitiminden beklentilerine cevap verecek nitelikte olması gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, önlisans düzeyinde turizm eğitimi almaya başlayan öğrencilerin turizm eğitiminden beklentilerini ortaya çıkarmaktır. Bu amaçla nitel bir araştırma gerçekleştirilmiş ve yapılandırılmış görüşme aracılığıyla öğrencilerin turizme bakış açıları, bölümü seçme nedenleri, turizm eğitimiyle ilgili görüşleri, staj uygulamasından beklentileri, kariyer hedefleri ve turizm sektörünün geleceğiyle ilgili görüşleri hakkında veri toplanmıştır. Elde edilen veriler öğrencilerin bölümü isteyerek ve sektörün gerektirdiği özelliklerin bilincinde olarak tercih ettiklerini, staj uygulamasını gerekli gördüklerini sektörde kariyer yapmayı hedeflediklerini ve mesleğin geleceğiyle ilgili olumlu bir bakış açısına sahip olduklarını göstermektedir. ABSTRACT Taking advantage of the benefits of the tourism sector to businesses and regions is directly proportional to the quality of the service offered. Providing high quality service in the tourism sector where the human element is very important is made possible by qualified personnel with tourism education. In this respect, tourism education given in higher education institutions should be sufficient to meet changing needs of the sector and should be able to respond to expectations of the students from tourism education. The aim of this study is to reveal the expectations of the students who have started tourism education at the level of associate degree. For this purpose, a qualitative research was carried out and data were gathered about the students' perspectives on tourism, the reasons for choosing the departmenti their views on tourism education, their expectations from the internship. The data obtained show that the students prefer the department willingly and aware of the features required by the sector, they think the internship is necessary, they aim to make a career in the sector and they have a positive viewpoint on the future of the profession.
Nitel araştırma biçiminde desenlenen bu çalışma ile algılanan anne tutumunun kız çocuklarının kariyer beklentisine etkisini incelemek amaçlanmıştır. 2012-2013 eğitim öğretim yılı bahar yarıyılında, Sivas İli merkezinde bulunan Sivas... more
Nitel araştırma biçiminde desenlenen bu çalışma ile algılanan anne tutumunun kız çocuklarının
kariyer beklentisine etkisini incelemek amaçlanmıştır. 2012-2013 eğitim öğretim yılı bahar
yarıyılında, Sivas İli merkezinde bulunan Sivas Anadolu Lisesinde okuyan 15 kız öğrenciye ve
Cumhuriyet Üniversitesinde öğrenim gören 15 1.sınıf öğrencisine yapılandırılmış yönteme göre
hazırlanmış sorular uygulanmış ve daha sonrada söylev çözümlemesi tekniği kullanılarak içerik
analizi yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre; kız çocuklarının annelerinin kendilerine destek verme
durumuna göre beklentileri artmakta veya azalmaktadır. Yine elde edilen bulgular, annelerin
çocuklarından fazlasıyla olgun ve sorumlu davranışlar beklediklerini ortaya koymuştur. Çalışmada
annelerin büyük bir kısmının çocukları ile ilgili karar verirken çocuklarının fikirlerini önemsedikleri
ve annelerin çocuklarının kendileri ile ilgili karar almalarına izin verdikleri sonucuna ulaşılmıştır.
Ayrıca annelerin büyük bir çoğunluğunun çocuklarına yeterince özgürlük tanıdıkları, çocuklarını
akademik olarak destekledikleri ve çocukların da annelerinin kendilerini destekleyeceklerine
inandıkları sonucuna varılmıştır. Bu çalışmanın literatüre katkı yaparak konuyla ilgilenen annelere
faydalı olacağı ve yeni çalışmalara yön vereceği düşünülmektedir.
kariyer beklentisine etkisini incelemek amaçlanmıştır. 2012-2013 eğitim öğretim yılı bahar
yarıyılında, Sivas İli merkezinde bulunan Sivas Anadolu Lisesinde okuyan 15 kız öğrenciye ve
Cumhuriyet Üniversitesinde öğrenim gören 15 1.sınıf öğrencisine yapılandırılmış yönteme göre
hazırlanmış sorular uygulanmış ve daha sonrada söylev çözümlemesi tekniği kullanılarak içerik
analizi yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre; kız çocuklarının annelerinin kendilerine destek verme
durumuna göre beklentileri artmakta veya azalmaktadır. Yine elde edilen bulgular, annelerin
çocuklarından fazlasıyla olgun ve sorumlu davranışlar beklediklerini ortaya koymuştur. Çalışmada
annelerin büyük bir kısmının çocukları ile ilgili karar verirken çocuklarının fikirlerini önemsedikleri
ve annelerin çocuklarının kendileri ile ilgili karar almalarına izin verdikleri sonucuna ulaşılmıştır.
Ayrıca annelerin büyük bir çoğunluğunun çocuklarına yeterince özgürlük tanıdıkları, çocuklarını
akademik olarak destekledikleri ve çocukların da annelerinin kendilerini destekleyeceklerine
inandıkları sonucuna varılmıştır. Bu çalışmanın literatüre katkı yaparak konuyla ilgilenen annelere
faydalı olacağı ve yeni çalışmalara yön vereceği düşünülmektedir.
Related Topics