İçeriğe atla

çakmak

Vikisözlük sitesinden
Ayrıca bakınız: Çakmak

Türkçe

[düzenle]

çakmak (belirtme hâli çakmağı, çoğulu çakmaklar) çakmak -ğı

  1. taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçası
Nasıl oldu bilmem, eğilip yakarken çakaralmaz çakmak kıvılcım çıkardı.
  1. çelik, taş, cam, plastik vb. maddeden yapılmış gaz veya benzinle dolu tutuşturma aleti

Deyimler

[düzenle]

dünyaya kazık çakmak, gözleri çakmak çakmak olmak, gözlerinde şimşekler çakmak, imzayı çakmak, kafasında şimşekler çakmak, sınıfta çakmak

Alt kavramlar

[düzenle]

masa çakmağı

Çeviriler

[düzenle]

Eylem

[düzenle]

çakmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi çakar) çakmak -ar

  1. vurarak sokup yerleştirmek
    • Çiviyi tahtaya çakmak.
  2. çivi ile tutturmak
    • İsa'nın ruhu eğer bugün içinden çıkmış olduğu yere inerek bu sahneyi görseydi, kim bilir patriklerini hangi oduna çakardı.
  3. kazık çakıp hayvan bağlamak
    • Atı çayıra çakmak.
  4. bir şeyi başka bir şeye sürtmek, vurmak veya çarpmak
  5. ışığın kısa süreli yanıp sönmesi
    • Mehmet EROĞLU, 2020 Yarım Kalan Yürüyüş, sayfa 95 , İletişim Yayınları
      "Art arda çakan ışıklar arasında birdenbire önümde beliren yüze dönüyorum."
  6. (argo) birisini becermek
  7. (argo) gizli yapılan işi ya da durumu açığa çıkarmak, fark edilmesini sağlamak
    • Ümit KAFTANCIOĞLU, 2022 Altın Ekin, sayfa 208 , Dinozor Genç
      "Ne konuştun patronla? Bizi mi çakıyorsun patrona?"
  8. (argo) anlamak
    • Pınar KÜR, 2004 Küçük Oyuncu, sayfa 126 , Everest Yayınları
      "Çaktın ya? Zührevi demek, aşka dair demek!"

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]

Arnavutça

[düzenle]

çakmak

  1. çakmak

Eski Türkçe

[düzenle]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Eylem

[düzenle]
  1. çakmak
  2. erişmek
  3. aşağı inmek (kuş)

Eylem

[düzenle]
  1. çakmak (yakma aracı)

Türkmence

[düzenle]

Eylem

[düzenle]

çakmak

  1. sokmak, iğnesini batırmak, ısırmak

Kaynakça

[düzenle]
  • Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.