Akhisar Müzesi, Akhisar'daki bir arkeoloji ve etnografyamüzesidir. Thiatira örenyeri yanında bulunan ve Manisa Müze Müdürlüğüne bağlı olarak faaliyet gösteren müze, 2012 yılında ziyarete açılmıştır. Müze, 1932 yılında hastane olarak inşa edilen bir binada hizmet vermektedir. Bina, tarih boyunca okul ve öğretmenevi olarak kullanılmış, restorasyon çalışmalarıyla müzeye dönüştürülmüştür. 650 m2 kapalı teşhir alanına sahip müzenin koleksiyonunda toplamda 689 eser yer alır. Akhisar ve çevresinde bulunan eserlerin sergilendiği müzede aynı zamanda Helenistik, Antik Roma ve Bizans dönemlerinden kalma arkeolojik eserler ile Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerini yansıtan etnografik objeler de bulunur. Arkeoloji ve etnografya bölümü olmak üzere iki ana bölümden oluşan müzenin Arkeoloji bölümünde, Thiatirasikkeleri, Lidya dönemine ait altın objeler, Yortan kültürüne ait seramikler ve Gökçeler kabartması gibi eserler sergilenir. (Devamı...)
Libia (Türkçe: Libya), 1900'lerde İtalya'da inşa edilmiş bir korumalı kruvazördür. Tasarımı, Osmanlı kruvazörü Hamidiye'ye dayanan gemi, aslen 1907 yılında Osmanlı donanması için inşa edilmişti ve Drama olarak adlandırılacaktı. 1911'de, İtalya'nın Osmanlı İmparatorluğu'na karşı mücadele ettiği Trablusgarp Savaşı patlak verdiğinde geminin inşası henüz tamamlanmamıştı. Savaşın çıkmasıyla birlikte Regia Marina gemiye el koydu. 1913'te tamamlanan gemi, iki tane 152 mm'lik, sekiz tane 120 mm'lik top taşıyordu ve 22 knot (41 km/sa; 25 mph) üzerinde azami hıza ulaşabiliyordu. Libia, görece olaysız bir kariyere sahipti. İtalya I. Dünya Savaşı'na girmeden önce Arnavutluk PrensiWilhelm'in 1914 yılı sonlarında Dıraç'tan tahliyesinde yer aldı. İtalya'nın Mayıs 1915'te savaşa dahil olmasıyla birlikte Libia, Otranto Ablukası'ndaki devriye görevi esnasında herhangi bir çatışmada yer almadı. (Devamı...)
Franz Kafka, hem yayımlanmış hem yayımlanmamış eserlerini ölümünden sonra imha etmesi talimatıyla arkadaşına bırakmasına rağmen bu talebi görmezden gelinerek eserleri, ölümünden sonra yayımlanmıştır.
Ur-Nammu, Aşağı Mezopotamya'nın güney ve kuzeyini birleştirmek için "Sümer Kralı" ve "Akad Kralı" unvanlarını "Sümer ve Akad Kralı" olarak kullanarak Sümer ve Akad'ın yine birleştiğini ilan etmiştir.