Muhayyelât, Giritli Ali Aziz Efendi'nin 1796-1797 arasında yazdığı ve ilk defa 1852 yılında basılan hikâyedir. Modern Türk hikâyesinin başlangıcı sayılmaktadır. Eser, bir yandan masal öte yandan da hikâye özelliği gösteren, Binbir Gece ya da Binbir Gündüz türünden masalları benimsemiş bir anlatıma sahiptir. Muhayyelât'ın Doğu hikâyeciliğinin genelgeçer örneklerinden ayrılan yönü, İstanbul'un 18. yüzyıl yaşamından yerler seçilmiş olmasıdır. Muhayyelât'taki bazı hikâyeler, "kadîmü'l eyyâmda terkibi"yle başlar ve düşsel bir mekânda geçer. Hikâyelerde cinler, periler, büyü, sihir gibi olağanüstü ögeler bulunmaktadır. Eser, Tanzimat edebiyatı yazarları tarafından "artık terk edilmesi gereken, gerçek dışı anlatı"ya örnek olarak verilmiş ve alaya alınmıştır. Birinci baskısı 1852 yılında İstanbul'da Darü't-Tıbaati'l-Âmire (Matbaa-i Âmire) ve Takvîm-i Vekâyi Matbaası'nda yapılmıştır. Daha sonra 1867'de Mekteb-i Harbiye-i Şahâne Matbaası'nda ve son olarak 1873'te İzzet Efendi Matbaası'nda iki baskısı daha yapılmıştır. (Devamı...)
II. Gubaz (Gürcüce: გუბაზ II, Yunanca: Γουβάζης; ö. 555), yaklaşık 541 yılından suikasta uğradığı 555 yılına kadar Lazika'ya hükmeden kraldır. İlk başta Bizans İmparatorluğu'nun vasali olarak tahta çıktı ancak Bizans makamlarının ağır uygulamaları sonucunda Bizans'ın başlıca rakibi Sasani İmparatorluğu'ndan yardım almaya çalıştı. Lazika Savaşı'nın liderlerinden biriydi. 541'de Sasani ordusunun yardımı ile Bizanslılar, Lazika'dan gönderildi; ancak Sasaniler ülkeyi işgal etti. Bunun üzerine 548'de Bizans'tan yardım isteyen Gubaz, sonraki birkaç yıl boyunca Bizans'ın müttefiki olarak kaldı. İki imparatorluk Lazika'nın kontrolü için savaşırken, Petra Kalesi mücadelenin odak noktası olmuştu. Sonunda Gubaz, savaştan bir sonuç alınamaması üzerine Bizans generalleriyle kavga etti ve sonrasında generaller tarafından öldürüldü. Gubaz suikastının ardından Lazlar, bir süre Sasanilere karşı olan saldırılara katılmayı bıraktılar. (Devamı...)
Orhan Pamuk'un ilk basımında 100 bin adet basılan Masumiyet Müzesi kitabının çeviri hakları, daha kitabın yazılması bitmeden 30'un üzerinde dilde yayımlanmak üzere satılmıştır.
Kuzey Kore'nin resmi ideolojisi olan Juche (bağımsız duruş ve kendi kendine yetebilme hali), 1955'te Sovyetler Birliği'ndeki stalinsizleşme siyasetlerine bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.