Papers by Erkam Temir
Bilig, 2023
Bu çalışmada Mustafa Kemal Paşa, Sultan Vahdeddin ve Abdülmecid Efendi’nin Ağustos 1922-Nisan 192... more Bu çalışmada Mustafa Kemal Paşa, Sultan Vahdeddin ve Abdülmecid Efendi’nin Ağustos 1922-Nisan 1924 tarihleri arasında yayımlanmış Sovyet karikatürlerine nasıl yansıdığı SSCB’nin en eski ve ünlü siyasi mizah dergisi olan Krokodil dergisi örneğinde analiz edilmiştir. Makalede ilkin SSCB’de karikatürün propaganda amacıyla kullanımına değinilmiş ve Krokodil dergisi ile ilgili kronolojik bilgi sunulmuştur. SSCB’nin dönemin Türk-Sovyet ilişkilerindeki olumlu havaya uygun bir şekilde Ankara Hükümeti’nin destekçisi olması nedeniyle, ilgili karikatürlerde Mustafa Kemal Paşa’nın olumlu, Sultan Vahdeddin ve Abdülmecid Efendi’nin ise olumsuz temsil edildiği varsayılmıştır. Belirtilen zaman aralığında yayımlanmış karikatürler taranmış ve tespit edilen karikatürler görsel retorik analizi ile analiz edilerek varsayım sınanmıştır. Elde edilen bulgular doğrultusunda Krokodil dergisinde 1922-1924 yılları arasında yayımlanmış karikatürlerde Mustafa Kemal Paşa’nın olumlu, Sultan Vahdeddin ve Abdülmecid Efendi’nin ise olumsuz bir şekilde temsil edildiği doğrulanmıştır.
Yeni Medya, 2022
İnsanlığın var oluşundan bu yana ihtiyaç duyduğu iletişim, günümüzde sıklıkla dijital ortamlarda ... more İnsanlığın var oluşundan bu yana ihtiyaç duyduğu iletişim, günümüzde sıklıkla dijital ortamlarda da gerçekleşmektedir. Yeni teknolojiler ve gelişen sosyal medya uygulamaları, artık gündelik yaşamın bir parçasını oluşturmaktadır. Dolayısıyla gündelik hayatta gerçekleştirilen benlik sunumları, artık yeni medya ortamında da sergilenmektedir. Bu noktada sosyal medya platformlarında sergilenen performanslar, bu performansları sergileyenlerin ve diğer kullanıcıların mahremiyetlerini ihlâl edebilmektedir. Bahsi geçen sorunlardan yola çıkılarak yapılan bu çalışmanın amacı üniversite öğrencilerinin benlik sunumlarını nasıl gerçekleştirdiklerini ortaya koymak ve bu sürecin, onların mahremiyet algıları ile ilişkisini açıklamaktır. Böylelikle, çalışmada mahremiyet ve benlik sunumu kavramları arasındaki ilişkinin incelenmesi için yaşları 18-34 aralığında olan üniversite öğrencileriyle anket çalışması yürütülmüştür. Katılımcılara üç farklı ölçeğin uygulandığı araştırmada mahremiyetin ifşası, gözetimin farkındalığı, mahremiyetin ihlâlinin farkındalığı ve örnek davranışlar sergileme değişkeni ölçümlenmiştir. Bu ölçüm sonucunda mahremiyetin ihlâlinin farkındalığı değişkeninin örnek davranışlar sergileme boyutu üzerinde anlamlı yordayıcı olduğu, mahremiyetin ifşası değişkeninin kendini sevdirme boyutu üzerinde anlamlı yordayıcı olduğu, mahremiyetin ifşası değişkeninin niteliklerini tanıtma boyutu üzerinde anlamlı yordayıcı olduğu anlaşılırken, mahremiyet ölçeğinin alt boyutlarından alınan puanlar ile tehdit davranışları alt boyutundan alınan puanlar arasında anlamlı korelasyonlar bulunamamıştır. Öte yandan yaş ve cinsiyet unsuru mahremiyet algısı ve benlik sunumu üzerinde anlamlı bir farklılık ortaya koymamıştır.
Kastamonu İletişim Araştırmaları Dergisi, 2021
Hızlı bir şekilde değişen ve gelişim gösteren teknoloji sayesinde insanlar, internet, yeni medya,... more Hızlı bir şekilde değişen ve gelişim gösteren teknoloji sayesinde insanlar, internet, yeni medya, sosyal medya ve sosyal ağlar gibi pek çok yeni kavramla tanışmıştır. Yeni medya, sosyal medya uygulamalarını da bünyesinde barındıran, insanlar arası etkileşimin yüksek seviyede gerçekleştiği ve bilgiye ulaşımı da son derece kolaylaştıran sanal bir mecradır ve kurumları, insanları ve toplumları dönüşüme uğratmıştır. Gazetecilik ise bu değişimin başat alanlardan biridir. Yeni medya ve geleneksel medyanın pratikleri birbirinden farklıdır. Bu nedenle her ikisi için öne çıkan etik problemler de farklılaşmaktadır. Tartışılması, üzerinde durulması ve denetlenmesi gereken etik sorunların en önemlilerinden biri internet gazeteciliğinde sık karşılaşılan “tık odaklı habercilik”tir. Bu nedenle haberlerde “aldatıcı başlık” kullanımı, web trafiği ölçümlerine göre Türkiye’de ilk üç sırada yer alan milliyet.com, hürriyet.com ve ensonhaber.com siteleri üzerinden incelenmiştir.
Gumushane University e-journal of Faculty of Communication, 2021
In this article, the relations and contradictions between the opposition, social media, and power... more In this article, the relations and contradictions between the opposition, social media, and power in Russia are examined. These relations and contradictions were considered important in terms of pointing out the function of social media in authoritarian regimes. The article presents the subject from an objective point of view. First of all, the definition of opposition in Russia and the concept of ‘real opposition’ is discussed. Indeed, in order to understand what is real opposition especially in Russia, it is necessary to understand what it is not. Then, by using the descriptive analysis method, it is revealed what social media means for both opposition and Kremlin. Power categorically sees social media as an instrument of an ideological war against itself. According to the Kremlin, social media is an “American mischief.” On the other hand, social media is accepted as the only option for the opposition, who are almost completely devoid of traditional media opportunities. Therefore, social media discussions continue on the axis of westernism-Americanism in terms of power. In terms of opposition, social media discussions are handled within the framework of freedom of expression, and social media is seen as the ‘last castle’.
Release date: 2021
Journal: Gumushane University e-journal of Faculty of Communication
Volume: 9
No: 1
Pages: 470-501
For citation: Temir, E . (2021). POWER, OPPOSITION AND SOCIAL MEDIA IN RUSSIA . Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi , 9 (1) , 470-501 . DOI: 10.19145/e-gifder.816300
DOWNLOAD THE ARTICLE
Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi- Journal of Turkish Researches Institute, 2021
12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen darbenin yönetim, siyaset ve toplum üz... more 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen darbenin yönetim, siyaset ve toplum üzerindeki etkileri hala kendini göstermektedir. Darbeye ilişkin dış politik arka plan ise darbenin ABD tarafından desteklendiği yönündeki bir kamuoyu algısının ötesine gidememiştir. Dönemin Türkiye’sinde yaşanan çatışmaların tarafı olması beklenen ve iki kutuplu dünyada ABD’nin karşıtı olan SSCB’nin darbeye ilişkin tutumu konusunda bir kamuoyu algısı oluşmamıştır. Bu çalışmada, 12 Eylül 1980 darbesine ilişkin SSCB’nin tutumu Sovyet basınında yer alan haberler üzerinden irdelenmiştir. Amaç Sovyet gazetelerinin ve dolayısıyla SSCB’nin 12 Eylül darbesine nasıl baktığını ortaya koymaktır. Pravda ve İzvestiya gazetelerinin 11 Eylül 1980- 13 Ocak 1981 tarihleri arasındaki dört aylık yayım dönemi örneklem olarak belirlenmiştir. Bu aralıkta konuya ilişkin toplam 47 haber tespit edilmiş ve bu haberler yorumcu bir yaklaşımla değerlendirilmiştir.
AVRASYA Uluslararası Araştırmalar Dergisi , 2020
Kültür, iletişimin ve uluslararası ilişkilerin önemli bileşenlerindendir. Kültürel iletişim ve kü... more Kültür, iletişimin ve uluslararası ilişkilerin önemli bileşenlerindendir. Kültürel iletişim ve kültürel diplomasi ise ülkelerarası iş birliği ve ilişkilerin oluşturulmasında ve sürdürülmesinde etkin bir rol üstlenmektedir. Kültürel iletişim ve kültürel diplomasinin üstelendiği rolün giderek önemini arttırdığını da söylemek mümkündür. Dünyada kimlik politikalarının yoğun bir şekilde uygulamaya konulduğu bir zeminde kültürel diplomasi müzakere için önemli bir platform ve ortak çözümler üretebilmek için müessir bir alan olarak ortaya çıkmaktadır. Kültürel iletişim resmi olmayan siyasi ilişkiler kurabilmek için imkân sağlar. Bilhassa resmi siyasi bağlantıların tehlikede olduğu durumlarda ülkeler arasındaki iletişim kanallarını açık tutar. Siyasi ilişkilerin yeniden müzakere edilmesine yardımcı olabilir. Fakat kültürel iletişim ve kültürel diplomasi faaliyetleri, arkasında onlara eşgüdüm sağlayan güçlü ve tutarlı bir yapı olmadan tam manasıyla kendini gerçekleştiremez. Böylelikle bu çalışmada Rusya’nın Orta Asya’da yürüttüğü kültür, kültürel iletişim ve kültürel diplomasi faaliyetlerine nesnel bir bakış açısı sunulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla Rossotrudniçestvo kurumu tarafından yürütülen faaliyetler incelenmiştir. Çalışmada tanımlayıcı bir yöntem kullanılmıştır. Rossotrudniçestvo’nun (Bağımsız Devletler Topluluğu, Yurtdışında Yaşayan Yurttaşlar ve Uluslararası İnsani İş Birliği Federal Ajansı) Orta Asya’da Kazakistan, Özbekistan, Pakistan, Moğolistan ve Afganistan’da temsil edildiği ve temelde bölgede nüfuzunu korumak ve arttırmak amacıyla yumuşak güç kapsamında değerlendirilebilecek yoğun kültürel iletişim ve kültürel diplomasi faaliyetleri yürüttüğü tespit edilmiştir.
Türkiyat Mecmuası, 2019
1937-1938 yıllarında Stalin öncülüğünde gerçekleşen Sovyet zulmünde 680 bin kişi kurşunlanarak id... more 1937-1938 yıllarında Stalin öncülüğünde gerçekleşen Sovyet zulmünde 680 bin kişi kurşunlanarak idam edilmiş, 1,5 milyon kişi tutuklanarak toplama kamplarına gönderilmiştir. Zulüm ve katliamlar bir taraftan elitlere diğer taraftan sosyal açıdan tehlikeli veya etnik açıdan şüpheli unsurlara karşı yürütülmüştür. Bu çalışmada büyük temizlik döneminde bilhassa Türk aydınlarına karşı uygulanan zulüm ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda Hakas Türkü aydınlar tarafından kurulan Sibirya Türkleri Birliği ve bu birliğin üyelerine karşı yürütülen faaliyetler ele alınmıştır. Ayrıca komünist rejimin resmi propaganda aracı olarak hizmet eden, toplumun duygu ve düşünce dünyasını parti politikaları doğrultusunda manipüle etmek ve şekillendirmek için kullanılan bölgesel Sovyet gazetelerinden olan Krasnoyarsk İşçi, Sovyet Hakasyası ve Sovyet Sibir gazetelerinin bu süreçte oynadığı rol değerlendirilmiştir. Zira bu yıllarda Sovyet gazeteleri sözde halk düşmanlarına karşı sistematik bir nefret söylemi geliştirmiştir. Yapılan infazları meşrulaştırma, halkı korkutarak baskı altına alma ve hedef gösterme işlevi görmüşlerdir. Bu bağlamda Hakas Türkü aydınlara yönelik baskı ve zulümler ile bu olayların ilgili Sovyet gazetelerine nasıl yansıdığı ayrıntılı olarak incelenmiştir.
SELÇUK İLETİŞİM DERGİSİ, 2020
From the very first moment of journalism, it is obvious that there are fake news and therefore re... more From the very first moment of journalism, it is obvious that there are fake news and therefore reliable journalism problems. However as in many fields, rapid technological developments in the last century have had dramatic results in the field of journalism too. The perception of trust in journalism has changed and is changing. Therefore, our age is started to be mentioned as an age of disinformation. It is possible to call deepfake (video-audio manipulation technology based on artificial intelligence) as a new era in this age. As a matter of fact, with deepfake, it has become easy for even ordinary users to display it as if someone has said something they have never said or went to a place they have never been to. Although this situation has the potential to provide wide benefits in various fields, it is possible to say that it will cause big problems in many fields including journalism. Thus, in this article, using descriptive analysis method the general social problems caused by deepfakes are briefly mentioned and it is claimed that reliable journalism is at risk of disappearing if fast and effective measures are not taken.
Avrasya Etüdleri, 2019
Rusya’da millet, milliyetçilik ve vatanseverlik gibi kavramlar geçmişten günümüze güncelliğini ko... more Rusya’da millet, milliyetçilik ve vatanseverlik gibi kavramlar geçmişten günümüze güncelliğini korumuş ve kamu politikalarında yerini bulmuştur. Son dönemde ise devlet eliyle “Rusya Federasyonu Vatandaşlarının Vatanseverlik Eğitimi Programı”nın uygulanmaya başlanmasıyla birlikte Rusya’da vatanseverlik devletin yeniden resmi ideolojisi haline gelmiştir. Rusya’nın iç dinamiklerinde ve emperyal hedeflerinde elde etmek istediği kazanımların bir kısmını bu programda bulmak mümkündür. Program milliyetçiliği propagandist ve konstrüktivist bir yöntem ile kamu politikası olarak uygulamaktadır. Makalede bu programın 2016- 2020 yılları arasında uygulanması planlanmış olan bölümü ele alınmıştır. Program ile emperyal milliyetçilik fikri bir kamu politikası olarak yapılandırılmaya çalışılırken toplum çok yönlü bir propagandayla militarize edilmektedir.
Alınteri Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Kastamonu İletişim Araştırmaları Dergisi, 2020
Bu makalede bir kriminoloji teorisi olan “kırık camlar”ın kurum kültürüne uyarlanabilirliği tartı... more Bu makalede bir kriminoloji teorisi olan “kırık camlar”ın kurum kültürüne uyarlanabilirliği tartışılmaktadır. Çalışmada kırık camlar teorisinin ana hatlarından bahsedilmekte, teorinin kurum kültürüne uygulanabilirliği nitel olarak irdelenmekte ve hipotezler sunulmaktadır. Yapılan kümülatif bir literatür değerlendirmesi sonucunda teorinin kurum kültürüne kırılganlık, kolektif tutumlar ve sebep sonuç ilişkisi açısından uyarlanabilir ve katkı sağlaması muhtemel bir teori olduğu savunulmaktadır.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Siyasal iletişim, insanlık tarihinde siyaset, devlet ve iktidar yapısı ile birlikte irdelenen en ... more Siyasal iletişim, insanlık tarihinde siyaset, devlet ve iktidar yapısı ile birlikte irdelenen en eski alanlardan biri olarak ortaya çıkmaktadır. Özellikle toplum, grup ve bireyin kendini ifade etme ve kamuoyu oluşturma sürecinde etkili olan siyasal iletişimin, günümüz medya araçları ile demokratik toplumların vazgeçilmezi haline geldiğini söylemek mümkündür. Siyasal iletişim araçları ve siyasal iletişim için kullanılan metotlar aynı zamanda toplumsal yapıların özelliklerini de göstermektedir. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği yıkılışına kadar kendine has bir iletişim sistemi uygulamıştır. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ise hibrit post-sovyet siyasal sistem organize olmuştur. Bu yeni sistem ise kendi iktidar ve siyasal araçlarını üretmiştir. Bu süreçte genel olarak demokratik teamüller yerleşememiştir. Muhalefet ve muhaliflik gibi kavramlar baskı ve sansürle birlikte anılır hale gelmiştir. Gelişen iletişim teknolojileri ile birlikte muhalifler kendi alanlarını açmaya çalışmaktadır. Bunlardan biri de muhalif lider Aleksey Anatolyeviç Navalnıy’dır. İktidarın geleneksel medyaya ulaşmasını engellemesi nedeniyle siyasal iletişim faaliyetlerini yoğun olarak sosyal medyaya taşımıştır. Navalnıy, kullandığı siyasal iletişim teknikleri ile toplumun geniş bir bölümünün dikkatini çekmiş ve hızla ciddi bir destekçi kitlesi oluşturmuştur. Kullandığı ikna odaklı siyasal iletişim stratejileri ve retorik de bunda etkili olmuştur. Çalışmada Aleksey Navalnıy’ın siyasi konuşmaları retorik analizi ile incelenmiştir.
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019
Haber ve iktidar ilişkisi tarihsel bir olgudur. İktidarlar bilginin üretiminden, dağıtımına ve is... more Haber ve iktidar ilişkisi tarihsel bir olgudur. İktidarlar bilginin üretiminden, dağıtımına ve istenmeyen bilgilerin kontrolüne kadar her alanda denetim ve gözetleme ile ilgilenirler. Bilgi üretimi, dağıtımı ve arzu edilmeyen bilgilerin engellemesi ile ilgili süreçler ise ancak medya ile mümkün olabilmektedir. Nitekim günümüzde toplumsal süreçlerin inşası başta olmak üzere, haber ve bilgi merkezli ilişkiler medya ile sağlanmaktadır. Bu nedenle ülkelerin iktidar örgütlenmesi ile medya yapılanması arasında paralel bir ilişki bulunmaktadır. Devletler medya yayıncılığının düzenlenmesi ve denetlenmesi ile doğrudan ilgilenmektedir. Oysa demokrasilerde siyasi meşruiyetin kaynağı vatandaşlara ve onların tercihlerine dayanır. Vatandaşların çoğu ise siyasi tercihlerini medyadan aldıkları bilgiler ile şekillendirirler. Medyanın kamuoyu etkileme özelliği, yönetimi, dönüştürme ve şekillendirme kapasitesine dönüşebilmektedir. Böylelikle medya sahipliği yapısı ve medya sahipliği araştırmaları hegemonya, devlet, demokrasi gibi kavramlar açısından önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Keza demokratik olmayan birçok ülkede medya sahipliğinin ve medya kontrolünün iktidarın elinde birleşmesi tesadüf değildir. Diğer taraftan iktidarın sürekliliğini sağlama ve kendini ifade etmesi açısından da medya bir zorunluluk oluşturmaktadır. Bu açıdan günümüzde medya ve iktidar simbiyotik bir ilişki içermektedir. Çalışmada Rusya’nın mevcut medya sahipliği yapısı ele alınmıştır. Öncelikle Rus medyasının sahiplik açısından tarihsel süreci irdelenmiş, sonrasında ise tiraj, reyting ve dinlenme oranına göre en büyük on gazete (İzvestiya, Kommersant,Vedomosti, Rossiyskaya Gazete, Novaya Gazeta, Komsomolskaya Pravda, Moskovskiy Komsomolets, Parlamentskaya Gazeta, Argumentı i Faktı ve Argumentı Nedeli), televizyon (Rossiya 1, Pervıy Kanal, NTV, Pyatıy Kanal, TNT, REN TV, STS, Domaşniy, TV Tsentr ve TV-3) ve radyo kanalı (Avtoradio, Evropa Plyus, Retro FM, Russkoye Radio, Vesti FM, Dorojnoye Radio, Eho Moskvı, Radio Şanson, Radio Energy ve Radio Daça) medya sahipliği açısından değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Sonuç olarak medya sahipliği yapısının tek merkezli bir görünüm sergilediği tespit edilmiştir. Rus medyası kronizm ve nepotizm karışımı bir yaklaşımla yönetilmektedir. Sancılı bir demokratikleşme sürecinin ve kronik bir katı otorite hevesinin izlerini taşıyan medya sistemi “Post-Sovyet Rusya Kuramı” olarak tanımlanmıştır.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2018
Kriz yönetimi dahilinde yapılan bazı basın açıklamalarının, basın toplantılarının, sosyal medya ü... more Kriz yönetimi dahilinde yapılan bazı basın açıklamalarının, basın toplantılarının, sosyal medya üzerinden yapılan açıklamaların vb. krizi avantaja çevirmenin aksine kriz sürecini uzattığı ve etkisini arttırdığını gözlemlemek mümkündür. Makalenin ana konusu kriz yönetimi sürecinin iyi planlanamamasının ve iyi yürütülememesinin temelinde yatan büyük gerçekliklerden birinin yanlış kurgulanmış iletişim stratejileri olduğu ve bununla birlikte ortaya çıkan entropinin ve yanlış algının nedeninin hermeneutik problemler olduğu varsayımıdır. Anlatılmak istenen “gerçek” ve verilmek
istenen mesajla birlikte, algılanan gerçek ve alınan mesaj arasındaki temel farklılık; kolektif paradigmanın ve algının dönüşmesinde, krizin büyümesinde ve yaygınlaşarak yapısallaşmasındaki en temel etki ve dinamik olarak karşımıza çıkmaktadır. Henüz kriz başlangıç sürecinde iken yapılan basın açıklamaları, basın toplantıları vb. uygulamalarda yanlış kurgulanan cümleler, objeler vb. unsurlar temel hermeneutik problemlerin doğmasına ve algının yönetilememesine neden olmakta ve krizi önü
alınamayan bir süreç haline dönüştürmektedir. Sonuç olarak hermeneutik algı, birçok krizin temelinde bulunan, arzu edilmeyen bir şekilde anlamlandırmaya bağlı olarak gelişip büyüyen krizin yarattığı etkinin temel sebeplerinden birisi ve en önemlisi olarak açıklanabilir. Bu nedenle ilk bölümde hermeneutik kavramı üzerinde durulmuş ve ikinci bölümde hermeneutik ve kriz yönetimi olgusu yaşanmış örnekler ile değerlendirilmiştir.
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2018
Ülkeler arasındaki diplomatik ilişki düzeyleri hızlı bir şekilde değişebilmekte, ancak toplumsal ... more Ülkeler arasındaki diplomatik ilişki düzeyleri hızlı bir şekilde değişebilmekte, ancak toplumsal düzeydeki algı uzun soluklu bir süreç sonucu oluşmaktadır. Bu nedenle özellikle dış politika, iletişim ve istihbarat hedeflerinin tespit edilebilmesi ve bu doğrultuda eylem planları ortaya konulabilmesi için bir ülkede gerçekleşen önemli olayların müttefikler veya düşmanlar tarafından kendi toplumlarına nasıl aktarıldığının incelenmesi oldukça önemlidir. Bir medya kuruluşunun bir konuyu aktarırken kullandığı dil ile toplumda nasıl bir fikir ve inanç oluşturmaya çalıştığı, ayrıca bu fikir ve inancı kim adına oluşturmaya çalıştığı soruları ortaya çıkmaktadır. Bu makalede Zeytin Dalı Harekâtı’nın Rus basınının en önemli aktörlerinden biri olan “İzvestiya” gazetesine nasıl yansıdığı incelenmiştir. Harekâtın başladığı ve Afrin merkezinin ele geçirildiği 20 Ocak 2018- 18 Mart 2018 tarihlerini kapsayacak şekilde Zeytin Dalı Harekâtı’nın Kremlin yanlısı Rus basınında nasıl yer aldığı ve harekâtın Rus kamuoyuna nasıl yansıtıldığı anlatılmaya çalışılmıştır. Çalışma kapsamında İzvestiya’nın belirtilen tarihler arasında yayımlanan 38 adet basılı nüshası incelenmiş, harekât ile ilgili yazılar tercüme edilerek konuya ilişkin görüş ve yorumlarla birlikte verilmiştir. Türk-Rus ilişkilerinin siyasi, askeri ve ticari açıdan evrildiği ve Rusya’nın Suriye’deki iç savaşta aktif rol oynadığı bir süreçte Rusların bütüncül olarak ulaşmayı arzu ettikleri hedefler açısından yüksek tiraja sahip önemli bir gazete vasıtasıyla Rus toplumuna verdikleri mesajların incelenmesinin önemli olduğu düşünülmüştür.
Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 2018
Bu çalışmada Nizamülmülk’ün Siyasetname ve İmam-ı Gazali’nin Nasihatü’lM ülûk isimli eserleri siy... more Bu çalışmada Nizamülmülk’ün Siyasetname ve İmam-ı Gazali’nin Nasihatü’lM ülûk isimli eserleri siyasal iletişim açısından normatif bir değer olarak ele alınmıştır. Eserlerde yer alan ve günümüz siyasal iletişimi ile ilgili olabilecek tavsiyeler yer yer müstakil bir şekilde verilmiş, kimi zaman ise güncel örneklerle desteklenmiştir.
Conference Presentations by Erkam Temir
International Symposium of Scientific Research and Innovative Studies, 22-25 February , 2021
The least developed and developing countries are countries with high strategic value for the impe... more The least developed and developing countries are countries with high strategic value for the imperial states. Thus, they are constantly on the agenda of international organizations in terms of press freedom. The struggle of the imperial states which wants to be active in the least developed and developing countries has an effect on the media wars in these countries. It cannot be said that all of the negativities in the freedom of the press stem from these countries, where their right to decide their own destiny is constantly being intervened.
7. Uluslararası İletişim Günleri Dijital Çağda İletişim Eğitimi Sempozyumu., 2020
Anadolu Kongresi 4. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, 2020
Gerontocracy refers to systems in which government / leadership is concentrated in the hands of t... more Gerontocracy refers to systems in which government / leadership is concentrated in the hands of the oldest individuals in a society. Their common characteristics are being conformist and conservative, reluctant to change and they are even active resistance to change. Generation Z on the other hand refers to the demographic group which was born after 1996 in which the largest members are 23 years old now. The main characteristics of generation Z can be listed as willing to move independently and freely, open and willing to change, being entrepreneurial and competitive, preferring online environments for communication and interaction since they have never seen a world without digital technologies and low trust in their parents and in the elderly compared to previous generations. Generation Z constitutes 24% of the population in Turkey and ranks first among European Union countries (generation Y (1980-2000) 25%, generation X (1965-1980) 21%, baby boom generation 18%). On the other hand, according to 27th General Election, 86.6% of the assembly consists of individuals aged 40 and over. Therefore, it would not be wrong to characterize the current political system as a gerontocracy in Turkey (a similar situation exists in most political institutions in Turkey).
Books by Erkam Temir
Dijital Çağda İletişim: İmkân ve Sınırlılıklar, 2023
Çalışmaların içeriklerine ilişkin yasal sorumluluk tamamen eserlerin yazarlarına aittir. Copyrigh... more Çalışmaların içeriklerine ilişkin yasal sorumluluk tamamen eserlerin yazarlarına aittir. Copyright © Bu kitabın Türkiye'deki her türlü yayın hakkı Eğitim Yayınevi'ne aittir. Bütün hakları saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre kitabı yayımlayan firmanın ve yazarlarının önceden izni olmadan elektronik/mekanik yolla, fotokopi yoluyla ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, yayımlanamaz.
Uploads
Papers by Erkam Temir
Release date: 2021
Journal: Gumushane University e-journal of Faculty of Communication
Volume: 9
No: 1
Pages: 470-501
For citation: Temir, E . (2021). POWER, OPPOSITION AND SOCIAL MEDIA IN RUSSIA . Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi , 9 (1) , 470-501 . DOI: 10.19145/e-gifder.816300
DOWNLOAD THE ARTICLE
istenen mesajla birlikte, algılanan gerçek ve alınan mesaj arasındaki temel farklılık; kolektif paradigmanın ve algının dönüşmesinde, krizin büyümesinde ve yaygınlaşarak yapısallaşmasındaki en temel etki ve dinamik olarak karşımıza çıkmaktadır. Henüz kriz başlangıç sürecinde iken yapılan basın açıklamaları, basın toplantıları vb. uygulamalarda yanlış kurgulanan cümleler, objeler vb. unsurlar temel hermeneutik problemlerin doğmasına ve algının yönetilememesine neden olmakta ve krizi önü
alınamayan bir süreç haline dönüştürmektedir. Sonuç olarak hermeneutik algı, birçok krizin temelinde bulunan, arzu edilmeyen bir şekilde anlamlandırmaya bağlı olarak gelişip büyüyen krizin yarattığı etkinin temel sebeplerinden birisi ve en önemlisi olarak açıklanabilir. Bu nedenle ilk bölümde hermeneutik kavramı üzerinde durulmuş ve ikinci bölümde hermeneutik ve kriz yönetimi olgusu yaşanmış örnekler ile değerlendirilmiştir.
Conference Presentations by Erkam Temir
Books by Erkam Temir
Release date: 2021
Journal: Gumushane University e-journal of Faculty of Communication
Volume: 9
No: 1
Pages: 470-501
For citation: Temir, E . (2021). POWER, OPPOSITION AND SOCIAL MEDIA IN RUSSIA . Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi , 9 (1) , 470-501 . DOI: 10.19145/e-gifder.816300
DOWNLOAD THE ARTICLE
istenen mesajla birlikte, algılanan gerçek ve alınan mesaj arasındaki temel farklılık; kolektif paradigmanın ve algının dönüşmesinde, krizin büyümesinde ve yaygınlaşarak yapısallaşmasındaki en temel etki ve dinamik olarak karşımıza çıkmaktadır. Henüz kriz başlangıç sürecinde iken yapılan basın açıklamaları, basın toplantıları vb. uygulamalarda yanlış kurgulanan cümleler, objeler vb. unsurlar temel hermeneutik problemlerin doğmasına ve algının yönetilememesine neden olmakta ve krizi önü
alınamayan bir süreç haline dönüştürmektedir. Sonuç olarak hermeneutik algı, birçok krizin temelinde bulunan, arzu edilmeyen bir şekilde anlamlandırmaya bağlı olarak gelişip büyüyen krizin yarattığı etkinin temel sebeplerinden birisi ve en önemlisi olarak açıklanabilir. Bu nedenle ilk bölümde hermeneutik kavramı üzerinde durulmuş ve ikinci bölümde hermeneutik ve kriz yönetimi olgusu yaşanmış örnekler ile değerlendirilmiştir.
Böyle bir düzlemde bu bölümde kamu diplomasisinin genel kavramsal çerçevesine değinildikten sonra Rus kamu diplomasinin arka planı irdelenmiş, hedefleri, yöntemleri, etkileri ve ona karşı yapılan eleştiriler ele alınmıştır. Amaç Rus kamu diplomasisin fikri temellerini incelemek, imkan ve kabiliyetlerini ortaya koymaktır.