Küçük Şeyler, Samipaşazade Sezai'nin 1891'de yayımlanan hikâye kitabıdır. Kısa hikâyenin, Batı edebiyatındaki hikâyelerle benzer özellikler gösteren Türk edebiyatındakiilk örneği olarak kabul edilmektedir. Edebiyat tarihçilerinin kısa değerlendirmeleri dışında pek fazla dikkat çekmemiş, ilk baskısından sonra bir daha basılma imkânı bulamamıştır. Yeni harflerle de ayrı bir basımı yapılmamış, yazarın bütün eserlerini bir araya toplayan Zeynep Kerman tarafından okuyucuya ulaştırılmıştır. Günümüzde farklı yayınevleri tarafından günümüz Türkçesiyle Küçük Şeyler adıyla yayımlanmaktadır. Eserin 1891 tarihli Matbaa-i Ebüzziya basımı nüshası İstanbul Büyükşehir BelediyesiAtatürk Kitaplığı'nda yer almaktadır. Bir mukaddime, altı hikâye (sırasıyla "Bu Büyük Adam Kimdir?", "Hiç", "Kediler", "İki Yüz Elli Kuruşa Bir Asır", "Düğün", "Pandomima") ile Alphonse Daudet'den çevrilen "Arlezyalı" adlı bir hikâyeden oluşur. (Devamı...)
Marduk Heykeli ya da bilinen diğer adıyla Bêl Heykeli, Babil antik kentinin koruyucu tanrısı Marduk'un geleneksel olarak şehrin ana tapınağı kabul edilen Esagila'da yer alan bir heykeldi. Babil'de yedi Marduk heykeli mevcutken Esagila'da belirgin bir yere yerleştirilmiş ve şehrin ritüellerinde kullanılmış olan bu heykel, genellikle tanrının ana heykeline atıfta bulunur. Asullḫi olarak da adlandırılan heykel, mēsu adı verilen bir ağaç türünden yapılmış ve altın ve gümüşle kaplanmıştı. Mezopotamya'daki diğer şehirlerdeki tanrı heykellerine yapıldığı gibi Babilliler, bu heykeli gerçek tanrılarıyla birleştiriyor ve Marduk'un heykel aracılığıyla kendi kentlerinde yaşadığına inanıyorlardı. Bu nedenle heykel, dinî öneme sahipti. Babil'deki yeni yılı festivalinde kullanılıyor ve Babil krallarının taç giyme törenlerine dahil edilerek taç, Marduk'un "elinden" alınıyordu. Sahip olduğu önem nedeniyle heykel, bazen Babil'in düşmanları tarafından psikolojik savaş aracı olarak kullanıldı. (Devamı...)
Profesyonel futbolculuğu bırakıp akademik hayata geçiş yapan Fethi Heper, Maliye alanında 1981'de doçent, 1988'de profesör olmuştur.
Ibsen, evlilik normlarına karşı tutum sergileyen Bir Bebek Evi adlı oyunu, eşi tarafından akıl hastanesine kapatılmış genç bir kadın olan Laura Kieler'in yaşadıklarından yola çıkarak yazmıştır.